ANA SAYFA | AÇIKLAMALAR BÖLÜMLER | İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ ve MEKTUPLARIN AÇIKLAMALARI DİPNOTLAR SON NOTLAR



HABERCİLERİN İŞLERİ

(RESULLERİN İŞLERİ, ELÇİLERİN İŞLERİ)

 

BÖLÜM 1

1      Saygıdeğer Teofilos[Luka İncili'nin yazarı], İsa’nın yapmaya ve öğretmeye koyulduğu her konuya ilişkin ilk incelemeyi,

2      seçmiş olduğu habercilere*[İsa'nın öğrencileri; Apostoloi: ‘Gönderilenler’] Kutsal Ruh aracılığıyla buyruk verip göklere alındığı güne dek geçen olayları kaleme aldım.

3      Çektiği işkencelerden sonra İsa sayısız kanıtlarla kendini diri olarak habercilere sundu. Kırk gün süreyle onlara belirerek Tanrı hükümranlığına ilişkin konuştu.

4      Kendileriyle bir arada bulunurken onlara Yeruşalim’den ayrılmamaları, Baba’nın vaadini beklemeleri için buyruk verdi: “Siz bu vaadi benden duydunuz;

5      bildiğiniz gibi Yahya su ile vaftiz etti230, ama birkaç gün içinde siz Kutsal Ruh’la vaftiz edileceksiniz.”

 

İsa Göklere Yükseliyor

6      Haberciler bir araya geldiklerinde İsa’ya sordular: “Ya Rab, sen İsrail’e hükümranlığı bu dönemde mi yeniden vereceksin?”

7      İsa onları yanıtladı: “Baba’nın kendi yetkisinde sakladığı vakitleri ve dönemleri siz bilemezsiniz.

8      Ama Kutsal Ruh sizlere geldiğinde güç ile kuşanacaksınız. Yeruşalim’de, tüm Yahudiye’de, Samiriye’de ve dünyanın en ırak köşesine varıncaya dek benim tanıklarım olacaksınız.”

9      Bunları söyledikten sonra, onlar bakarken yukarıya yükseltildi. Bir bulut bakanların gözleri önünden O’nu alıp götürdü.

10    İsa giderken dikkatle göğe baktıkları sırada, ansızın yanlarında beyaz giysilere bürünmüş iki adam dikildi.

11    “Galileli arkadaşlar” dediler. “Niçin durmuş göğe bakıyorsunuz? Sizin aranızdan göğe alınan bu İsa’nın göğe gittiğini nasıl gördüyseniz O aynı kesinlikle gelecektir.”

 

YERUŞALİM’DE OLUŞAN İNANLILAR TOPLULUĞU

Yahuda’nın Yerine Seçilen Öğrenci

12    Bundan sonra Zeytinlik diye bilinen dağdan Yeruşalim’e döndüler. Bu dağ Yeruşalim’e bir Şabat günü yolculuğu yakınlığındadır.*[2000 gez=1.086 metre; 1 gez: 54,30 cm] [bkz. Mısır’dan Çıkış 16:29; Çölde Sayım 35:5]

13    Öğrenciler kente girince kaldıkları evin üst katına çıktılar: Petros, Yuhanna, Yakup, Andreas, Filippos, Tomas, Bartolomeos, Matta, Alfeos’un oğlu Yakup, Partizan Simon ve Yakup’un oğlu Yahuda.

14    Bunların tümü, kadınlar, İsa’nın annesi Meryem ve kardeşleri hep birlikte sürekli bağlılıkla kendilerini duaya adamışlardı.

15    Günler ilerlerken, kardeşler arasında Petros ayağa kalkıp onlara konuştu -orada bulunan topluluğun sayısı yaklaşık yüz yirmi kişiydi-:

16    “Kardeşlerim, Kutsal Ruh Davut’un ağzıyla Yahuda’ya ilişkin daha önce konuşmuştur. İsa’yı tutuklayanlara öncülük eden bu adamla ilgili Kutsal Yazı’nın yerine gelmesi gerekti.

17    Çünkü Yahuda bizden sayıldı ve bu hizmette onun da bir payı bulundu.

18    “Bu adam kötülüğü karşılığında elde ettiği parayla bir tarla satın aldı. Ardından, tepetaklak tarlaya düşerek bedeni parçalandı, tüm bağırsakları dışarı döküldü.*

19    Olay Yeruşalim’de yaşayan herkesçe duyuldu. Öyle ki, bu tarla kendi diyalektlerinde Akeldama adını aldı. Bu deyim Kan Tarlası demektir.

20    Mezmur kitabında yazılı söz akla geliyor: “‘Onun konutu çöle dönüşsün ve orada hiç kimse yaşamasın.’ “Yine, “‘Onun Gözeticilik* görevini başka birisi üzerine alsın.’[Mezmur 69:25; 109:8]

21    “Bu nedenle, Rab İsa’nın aramızda geçirdiği tüm günler boyunca bizlerle bir arada bulunan insanlardan birini seçmemiz gerekir:

22    Yahya’nın vaftiz etmesi olayından başlayarak İsa’nın aramızdan göklere alınmasına dek, O’nun dirilişine böyle bir kişi bizlerle birlikte tanıklıkta bulunsun.”

23    Bunun ardından iki aday gösterdiler: Barsabba denen ve Yustos adıyla bilinen Yusuf ile Mattias.

24    Dua ederek, “Ya Rab!” dediler. “Herkesin yüreğini tanıyansın sen. Bu iki kişiden hangisini seçtiğini açıkla.

25    Kendine yaraşan yere gitmek için Yahuda’nın boş bıraktığı hizmeti ve haberciliğe ilişkin yeri kim alacak?”

26    Bunun ardından iki kişi arasında kura çektiler. Kura Mattias’a düştü ve on bir haberciye o katıldı.

 

Kutsal Ruh’un Gelişi

BÖLÜM 2

1      Pentekost günü*[Pentekost: elli; İlk ürün arpa demetinin sunu niteliğinde sallanmasından elli gün sonra (bkz. Levililer 23:15,16); Bir Şabat’tan yedi Şabat sonraya düşer (bkz. Mısır’dan Çıkış 34:22; Yasanın Tekrarı 16:10); Musa’ya On Buyruk verilmesi de bu günde kutlanmaya başladı. Haftanın ilk gününe (Pazar’a) rastlayan o gün, Mesih inanlıları kutlama için Yeruşalim’de toplanmıştı.] geldiğinde Mesih bağlılarının tümü bir arada aynı yerdeydiler.

2      Bir anda, gökten sanki hızla esen rüzgârın sesiymiş gibi bir ses geldi, toplananların oturduğu tüm evi doldurdu.

3      Gözlerinin önünde ateşe benzer diller göründü. Bunlar dağılarak onların her biri üzerine indi.

4      Mesih bağlıları Kutsal Ruh’la doldu. Ruh’un kendilerine sağladığı belirgin açıklamayla başka dillerde konuşmaya başladılar.

5      Yeruşalim’de yaşayan tanrısayar Yahudiler yeryüzünün her ülkesinden kopup gelmişti[Yeryüzünün her ülkesinden kalkıp gelen Yahudiler Yeruşalim’de konaklamaktaydı].

6      Bu sesin duyulması üzerine şaşkınlıkla çalkalanan bir topluluk oluştu. Çünkü her biri bu insanların ağzından kendi diyalektinin konuşulduğunu duydu.

7      Parmakları ağızlarında kalmışcasına şaşkınlık içinde sordular: “Bu konuşanların tümü Galileli değil mi?

8      Nasıl oluyor da her birimiz kendi diyalektimizi duyuyoruz?

9      “Persler, Medler, Elamlılar, Mezopotamya’da yaşayanlar, Yahudiye’de, Kappadokya’da, Pontos’ta, Asya’da,

10    Frikya’da, Pamfilya’da, Mısır’da, Kirine’ye yakın Libya yörelerinde oturanlar, Roma’dan kalkıp gelenler

11    -hem Yahudiler, hem de Yahudiler’in inancını benimseyenler-, Giritliler ve Araplar.. Hepimiz bu insanların Tanrı yüceliklerini kendi dillerimizde konuştuklarını duyuyoruz!”

12    Tümünün parmakları ağızlarında kaldı; merakla birbirlerine, “Bu da ne demek oluyor?” diye sordular.

13    Bazıları da onları alaya alarak, “Bunlar taze şarapla sarhoş olmuş” yolunda laf attılar.

 

Petros’un Konuşması

14    Bunun üzerine, Petros on bir öğrenciyle birlikte ayağa kalkıp sesini yükseltti ve kendilerine belirgin dille açıklamada bulundu: “Yahudi arkadaşlar ve Yeruşalim’de yaşayanların tümü! Sözlerime kulak verin, sizleri bu konuda aydınlatayım.

15    Sandığınız gibi bu insanlar sarhoş değiller. Bakın, saat daha sabahın dokuzu.

16    Hayır! Bu olgu Yoel peygamberin ağzından bildirilmiştir:[Yoel 2:28-32]

17    “‘Tanrı buyuruyor; Çağın sonuna işaret eden günlerde Ruhum’dan sağanak gibi tüm insanlığa dökeceğim, Oğullarınızla kızlarınız peygamberlik edecek. Gençleriniz görmeler*[Tanrı’dan gelen imgeleme; ruhsal varlıkta beliren tanrısal açıklama] görecek, İhtiyarlarınız da rüyalar görecek.

18    Evet, erkek olsun kadın olsun bana hizmet sunanlara O günlerde Ruhum’dan sağanak gibi dökeceğim Ve peygamberlik edecekler.

19    Yukarıda, göklerde göz kamaştırıcı eylemler Ve aşağıda yeryüzünde belirtiler vereceğim: Kan, ateş ve buhar gibi yükselen duman..

20    Güneş karanlığa, ay da kana dönüşecek; Rab’bin yüce ve görkemli Günü*[Mesih’in yeniden gelip Tanrı düzenini getirmesi (bkz. 3:21)] gelmeden önce.

21    Ve Rab’bin adını seslenen herkes kurtulacak.’

22    “İsrailli arkadaşlar! Bu sözleri dinleyin. Nasıralı İsa Tanrı’dan sizlere güçlü eylemler, göz kamaştırıcı işler ve belirtilerle belgelenen insandır. O’nun aracılığıyla Tanrı’nın aranızda yaptığı işleri kendiniz biliyorsunuz.

23    Tanrı’nın amaçladığı erek ve öncebilimi uyarınca O sizin ellerinize verildi ve sizler yasaya saygısı olmayanlar* eliyle kendisini çarmıha çakıp öldürdünüz.

24    Ama Tanrı ölüm acılarını çözerek O’nu diriltti. Çünkü O’nun ölüm gücü tutsaklığında kalması olanaksızdı.

25    “Davut O’na ilişkin şunu vurgular: “‘Rab’bi her an önümde gördüm, Ben sarsılmayayım diye O benim sağımdadır.[Mezmur 16:8-11]

26    Bu nedenle yüreğim mutluluğa erdi, Dilim de kıvanç buldu. Üstelik bedenim umut içinde rahata erecek.

27    Çünkü sen benim canımı ölüler ülkesinde*[Eski Antlaşma çağında Şeol (Hades) ölülerin toplandığı yer olarak tanınırdı. Yeraltında bulunan bu yere kapatılan günahlılar oradan çıkamazdı (bkz. Yeşaya 57:9; Eyub 11:8; Amos 9:2)] bırakmayacaksın, Ne de Kutsal Olanı’nı çürümeye bırakacaksın.

28    Yaşam yollarını bana bildirdin. Kendi katında beni mutluluğa doyuracaksın.’

29    “Kardeşler, sizlerle ulu ata Davut’a ilişkin apaçık konuşmam gerekiyor. Kendisi öldü ve gömüldü. Mezarı da bugüne dek buradadır.

30    Bir peygamber olması nedeniyle soyundan birini onun tahtına oturtacağına ilişkin Tanrı’nın ona verdiği andı biliyordu.[Mezmur 89:3,4; 132:11; II.Samuel 7:12,13]

31    Mesih’in ölülerden dirilişini önceden gördü ve şunları söyledi: ‘O ne ölüler ülkesinde bırakıldı, ne de O’nun bedeni çürüme gördü.’[Mezmur 16:10]

32    “Tanrı bu İsa’yı ölülerden diriltti. Hepimiz bu olayın tanıklarıyız.

33    O, Tanrı’nın sağına yükseldi. Baba’dan aldığı Kutsal Ruh’u tanrısal vaat uyarınca*[Tanrı Kutsal Ruh’unu göndereceğini yüzlerce yıl önceden vaat etmişti(bkz. Hezekiel 36:27-32; Yoel 2:28-32). İsa Mesih Tanrı’nın bu vaadini yineledi (bkz. 1:4,5; 11:16; Yuhanna 14:15-18,25,26)] gördüğünüz ve duyduğunuz biçimde sağanak gibi döktü.

34    Çünkü, Davut göklere yükselmediyse de şunları bildirdi: “‘Rab Rabbim’e, «Sen benim sağımda otur» dedi.[Mezmur 110:1]

35    Ben senin düşmanlarını ayaklarına basamak yapıncaya dek..’”

36    “Bu nedenle, tüm İsrail toplumu kesin olarak bilsin ki, Tanrı, O’nu -sizin çarmıha çaktığınız bu İsa’yı- Rab ve Mesih atadı.”

 

Konuşmaya Tepki

37    Bu sözleri duyduklarında yüreklerine hançer saplanmış gibi oldu. Petros’a ve öbür habercilere: “Kardeşler, öyleyse biz ne yapmalıyız?” diye sordular.

38    Petros onları yanıtladı: “Günahlarınızdan dönün ve günahlarınızın bağışlanması için her biriniz İsa Mesih’in adıyla vaftiz edilsin. Böylece Kutsal Ruh armağanını alacaksınız.

39    Çünkü bu vaat sizlere, çocuklarınıza ve uzakta olan[En ırak yerlerde bulunanlara varıncaya dek tüm dünyaya] herkesedir; Tanrımız Rab’bin kendisini çağırdığı herkese..”[Yoel 2:32; Yeşaya 57:19]

40    Petros daha birçok sözle tanıklıkta bulundu. “Bu eğri kuşaktan kurtulun” diyerek kendilerine öğüt verdi.

41    Onun sözünü değerlendirenler vaftiz edildi. Böylece o gün yaklaşık üç bin kişi inanlılara katıldı.

42    Bunlar habercilerin öğretisini dinlemekte, ruhsal paydaşlıkta, ekmeği parçalayıp bölmekte ve dualarda sürekli bağlılık gösterdiler.

 

İlk İnanlılar Arasında Oluşan Birlik

43    Herkesi korku tuttu. Haberciler aracılığıyla birçok göz kamaştırıcı eylem ve belirti oluyordu.

44    İnananların tümü bir aradaydı, sahip oldukları her şeyi ortaklaşa kullanıyorlardı.

45    Topraklarını mallarını satarak, gereksinimi kapsamında parayı herkese dağıtıyorlardı.

46    Gün günden hep birlikte tapınak toplantısında sürekli bağlılık gösteriyor, evlerinde ekmek parçalayıp bölüyor,* kıvançla ve yürek bağlılığıyla yemek yiyor,

47    Tanrı’ya övgüler sunuyor, tüm halk önünde iyi tutumlarıyla tanınıyorlardı. Rab de kurtulanları gün günden onlara ekliyordu.

 

Kötürüm Adam Sağlığa Kavuşuyor

BÖLÜM 3

1      Petros’la Yuhanna öğleden sonra saat üçte -dua vaktinde- tapınağa çıkıyorlardı.

2      Doğuştan kötürüm bir adam her gün oraya getirilir, tapınağın Güzel adındaki kapısına bırakılırdı. Tapınağa gelen gidenden yardım dilerdi.

3      Adam Petros’la Yuhanna’yı tapınağa girerken görünce yardım için dilekte bulundu.

4      Petros’la Yuhanna gözlerini ona dikerek, “Bize bak” dediler.

5      O da kendilerinden bir yardım sağlayacağını umarak dikkatle onlara baktı.

6      Petros, “Bende ne gümüş var ne de altın” dedi. “Ama sana bende olanı veriyorum. Nasıralı İsa Mesih adıyla kalk ve yürü!”

7      Sonra adamı sağ elinden tutup ayağa kaldırdı. O anda onun ayaklarıyla ayak bilekleri sapasağlam oldu.

8      Adam yerinden sıçrayarak yürüdü. Onlarla birlikte tapınağa girdi. Bir yandan sevinçle sıçrayarak yürüyor, bir yandan da Tanrı’ya övgü sunuyordu.

9      Tüm halk onun yürüdüğünü ve Tanrı’ya övgü sunduğunu gördü.

10    Onu tanıdılar. Tapınağın Güzel denen kapısında oturup yardım isteyen adamın taa kendisiydi. Onda gerçekleşen olayın etkisiyle şaşkınlığa düştüler, akılları duracak gibi oldu.

11    Adam Petros’la Yuhanna’ya yapışmıştı. Tüm halk bir arada, şaşkınlık içinde onlara koştu. Süleyman’ın sundurması diye bilinen yere geldiler.

 

 

 

Petros Yeniden Konuşuyor

12    Petros bunu görünce halka seslendi: “İsrailli arkadaşlar, bu işe neden şaşıyorsunuz? Niçin gözlerinizi bize dikiyorsunuz? Sanki kendi gücümüz ya da tanrısayarlığımız sonucunda bu insanın yürümesini kendi başımıza başarmışız!

13    “‘İbrahim’in, İshak’ın ve Yakup’un Tanrısı, Atalarımızın Tanrısı Öz Uşağı İsa’yı yüceltti.’ “Sizler O’nu yargılamaya verdiniz ve Pilatus’un O’nu salıverme kararına karşın, Pilatus’un önünde kendisini yadsıdınız.[Mısır’dan Çıkış 3:6; Yeşaya 52:13; 53:11]

14    Sizler Kutsal Olan’ı, Doğru Kişi’yi yadsıdınız ve bir katilin kendinize bağışlanmasını dilediniz.

15    Öte yandan da yaşam kaynağının canına kıydınız. Tanrı O’nu ölüler arasından diriltti. Bizler bu olayın tanıklarıyız.

16    “Şu gördüğünüz ve tanıdığınız adamı İsa’nın adı kesenkes iyileştirdi. Çünkü o, İsa’nın adına iman etti. İsa aracılığıyla iman hepinizin gözü önünde ona bu sağlığı verdi.

17    “Şimdi ey kardeşler biliyorum ki, başkanlarınız gibi siz de bunu bilmeyerek yaptınız.

18    Ama Tanrı tüm peygamberlerin ağzından kendi Mesihi’nin işkence çekeceğini önceden bildirdi ve dediğini bu yolda yerine getirdi.

19    Bu nedenle kötülüklerinizden sıyrılın ve Tanrı’ya dönün ki günahlarınız silinsin.

20    Rab’bin katından böylece canı tazeleme dönemleri gelsin ve öncesizlikten atanan Mesih İsa’yı sizlere göndersin.

21    Tanrı’nın çok önceki çağlarda kutsal peygamberleri ağzıyla bildirdiği evrensel yenilenme vakitleri gelinceye dek O’nun göklerde kalması gerekir.

22    Nitekim Musa şöyle demişti: “‘Rabbiniz Tanrı tıpkı beni yükselttiği gibi, Kendi kardeşleriniz arasından Sizlere bir peygamber yükseltecek. Size her ne söylerse O’nu dinleyeceksiniz.[Yasanın Tekrarı 18:15-20]

23    O peygamberi dinlemeyen her can Halktan*[İsrailliler kendilerinden Tanrı Halkı (kısaca Halk) diye söz ederdi] koparılarak yok edilecek.’[Yasanın Tekrarı 18:15-20]

24    “Samuel’den başlayarak, onun ardından konuşan peygamberlerin tümü bu günleri bildirdi.

25    Sizler peygamberlerin ve Tanrı’nın atalarımıza atadığı Antlaşma çocuklarısınız. Tanrı İbrahim’e şöyle demişti: “‘Senin soyun aracılığıyla yeryüzünün tüm kuşakları kutsal kılınacak.’[Yaratılış 12:3; 22:18]

26    “Tanrı ilkin Öz Uşağı’nı sizler için yükseltti; O’nu her birinizi kutsamak, böylelikle kötülüklerinizden ayırmak için gönderdi.”

 

Petros’la Yuhanna Kurul’a Çıkarılıyor

BÖLÜM 4

1      Öğrenciler halkla konuşurken rahipler, tapınak komutanı ve Sadukiler onların üstüne yürüdü.

2      Bu insanların halka öğretmeleri ve İsa aracılığıyla ölülerin dirilişini bildirmeleri kendilerini çileden çıkardı.

3      Onları tutukladılar ve vaktin gecikmesi nedeniyle ertesi güne dek içeride alıkoydular.

4      Sözü işitenlerin birçoğu iman etti, böylece adamların sayısı yaklaşık beş bine yükseldi.

5      Ertesi gün Kurul başkanlarıyla İhtiyarları ve dinsel yorumcuları Yeruşalim’de bir araya geldi.

6      Başrahip Hanna da oradaydı. Kayafas, Yuhanna, Aleksander ve başrahibin aile kuşağından herkes toplanmıştı.

7      Öğrencileri ortaya dikip sordular: “Siz bu işi hangi güçle ya da hangi adla yaptınız?”

8      Bunun üzerine Kutsal Ruh’la dolan Petros onları yanıtladı: “Halkın başkanları ve İhtiyarları!

9      Eğer biz bugün hasta bir insana yapılan iyilik nedeniyle, onun nasıl sağlığa kavuştuğu konusunda sorguya çekiliyorsak,

10    hepinizce ve tüm İsrail halkınca bilinsin ki, çarmıha çaktığınız, Tanrı’nın ise ölüler arasından dirilttiği Nasıralı İsa Mesih adıyla, evet O’nun adıyla bu adam sizin önünüzde sapasağlam duruyor.

11    Bu Mesih, siz yapıcılar tarafından aşağı görülen, ama baş köşeye konulan Taş’tır.

12    “Başka hiç kimsede kurtuluş yoktur. Çünkü göğün altında, insanlar arasında verilmiş başka hiçbir ad yoktur*[İsa; Yehoşua (YAHWEH Kurtarır; Tanrı Kurtarır)] ki, biz onunla kurtulabilelim.”

13    Onlar Petros’la Yuhanna’nın atılganlığını görünce ve kendilerinin okul bitirmemiş, sıradan kişiler olduklarını anlayınca şaşırıp kaldılar. Bu insanların İsa ile birlikte bulunduklarını kavradılar.

14    Öte yandan sağlığa kavuşturulanın da onlarla birlikte durduğunu görünce verilecek yanıtları kalmadı.

15    Onlara Kurul’dan çıkmalarını bildirdiler. Kendi aralarında danıştılar.

16    “Bu insanlara ne yapalım?” diyorlardı. “Onların aracılığıyla göze görünür bir belirti uygulandığı tüm Yeruşalim’de yaşayanlarca kesenkes biliniyor. Bunu yadsıyamayız.

17    Ama bunun halk arasında daha geniş çapta yayılmasını önlemek için, kendilerine gözdağı verelim; bundan böyle İsa adıyla kimseye bir söz etmesinler.”

18    Onları çağırdılar ve buyruk verdiler: “İsa adıyla ne bir söz söyleyeceksiniz, ne de bir şey öğreteceksiniz.”

19    Petros’la Yuhanna onları yanıtladı: “Tanrı katında sizleri mi yoksa Tanrı’yı mı dinlemek doğru tutumdur? Bunun yargısını kendiniz verin.

20    Biz gördüklerimizi duyduklarımızı bildirmekten beri duramayız.”

21    Kurul üyeleri yeniden gözdağı vererek onları serbest bıraktılar. Kendilerini cezalandıracak hiçbir çıkar yol bulamadılar. Çünkü olay nedeniyle tüm halk Tanrı’yı yüceltiyordu.

22    Çünkü bu iyilenme belirtisinin kendisinde gerçekleştiği adam kırkını aşkındı.

 

Yüreklilik İçin Tanrı’ya Dua

23    Petros’la Yuhanna serbest bırakılınca arkadaşlarının yanına gittiler ve başrahiplerle İhtiyarlar’ın söylediklerini ilettiler.

24    Onlar bunu işitince hep birlikte seslerini yükselterek Tanrı’ya dua ettiler: “Ya Egemen Rab! Göğü, yeri, denizi ve onlarda bulunan her şeyi yaratan sensin.[Mısır’dan Çıkış 20:11; Mezmur 146:6; Yeşaya 37:16; Yeremya 32:17]

25    Kutsal Ruh aracılığıyla bizim atamız ve senin uşağın Davut’un ağzından bildirdin: “‘Uluslar niçin kaynaştı? Halk toplulukları neden boş tasarılar kovaladı?[Mezmur 2:1,2]

26    Yeryüzünün kralları saf kurdu: Rab’be ve O’nun Mesihi’ne karşı Başkanların tümü bir araya toplandı.’ [Mezmur 2:1,2]

27    “Gerçekten bu kentte, senin Mesih niteliğinde atadığın Kutsal Uşağın İsa’ya karşı tümü bir araya geldi: Herodes de, Pontios Pilatus da, onlarla birlikte uluslar da, İsrail halkı da..

28    Senin elinin ve senin ereğinin öncelerden kararlaştırdığı tasarıyı uygulamak için bir araya geldiler.

29    Şimdi ya Rab, onların gözdağı verişine bak. Ve senin sözünü yüreklilikle bildirmeleri için uşaklarına yardım et.

30    Elini uzat, böylece Kutsal Uşağın İsa’nın adı aracılığıyla insanları iyileştir, belirtiler ve göz kamaştırıcı eylemler getirilmesini sağla.”

31    Onlar dua edince toplandıkları yer sarsıldı. Tümü Kutsal Ruh’la doldu ve Tanrı Sözü’nü yüreklilikle bildirdiler.

 

İnanlılar Varlıklarını Paylaşıyor

32    İman eden topluluğun yüreği canı birdi. İçlerinden hiçbiri sahip olduğu şeylere kendi malı gözüyle bakmıyordu. Tersine, her şeyi ortaklaşa kullanıyorlardı.

33    Haberciler görkem dolu güçle Rab İsa’nın dirilmesine ilişkin tanıklık ediyorlardı. Tümü üzerinde yüce kayra bulunuyordu.

34    Aralarında yoksul yoktu. Tarlaları ya da evleri olanlar bunları satıyor, satıştan sağlanan karşılığı getirip

35    habercilerin ayakları dibine bırakıyordu. Sonra da gereksinimi oranında herkese dağıtıyorlardı.

36    Yusuf adında Kıbrıs’ta doğmuş Levi kuşağından* biri vardı. Haberciler onu Barnabas diye adlandırdı. Bu adın anlamı, Avunç Verenoğlu’dur[Yos Parakliseos].

37    Bu kişi bir parça toprağa sahipti. Onu satarak parasını getirip habercilerin ayakları dibine serdi.

 

 

 

Hananya ile Safira

BÖLÜM 5

1      Öte yandan, Hananya adında başka bir adam vardı. Eşinin adı Safira idi. Hananya bir parça toprak sattı.

2      Satış karşılığının bir bölümünü kendine sakladı. Karısı da bunu biliyordu. Paranın kalanını ise getirip habercilerin ayakları dibine serdi.

3      Petros ona, “Hananya” dedi. “Şeytan niçin senin yüreğini yönetimine aldı da Kutsal Ruh’a karşı yalan konuşarak tarladan elde edilen paranın bir bölümünü kendine sakladın?

4      Onu satmadan önce mal kendinin değil miydi? Satıldıktan sonra yine yetkin altında değil miydi? Nasıl oldu da yüreğinde böyle bir buyruğa uydun? Sen insanlara değil, Tanrı’ya yalan söyledin.”

5      Hananya bu sözleri duyduğunda yere yıkılıp can verdi. Olayı duyanların tümünü büyük bir korku tuttu.

6      Topluluğun gençleri kalktı, onun cesedini sarıp götürdüler, gömdüler.

7      Aradan yaklaşık üç saat geçince, Hananya’nın hiçbir şeyden haberi olmayan karısı içeri girdi.

8      Petros dönüp ona sordu: “Söyle bana, bu tarlayı şu değere mi sattınız?” O da, “Evet, bu değere” dedi.

9      Petros, “Nasıl oldu da siz kendi aranızda Rab’bin Ruhu’nu denemek amacıyla sözbirliği ettiniz?” diye yanıt verdi. “İşte kocanı gömenlerin ayak sesleri kapıda. Onlar seni de alıp götürecek.”

10    Kadın o anda Petros’un ayakları dibine yıkılıp can verdi. Gençler içeri girdiklerinde kendisini ölü buldular. Onu da götürüp kocasının yanına gömdüler.

11    Bundan sonra bütün kilise topluluğunu*[Çağrılanlar (Ekklesia). Bir bina ya da yapı değil, ruhsal çağrıyla Tanrı’ya çağrılanların oluşturduğu topluluk (bkz. Matta 16:18)] ve olayı duyanların tümünü büyük bir korku tuttu.

 

Belirtiler, Göz Kamaştırıcı İşler

12    Haberciler eliyle halk arasında birçok belirti ve göz kamaştırıcı eylem yapılıyordu. Hep birlikte Süleyman’ın sundurması denen yerde toplanıyorlardı.

13    Başka hiç kimse onlara katılmak ataklığını göstermiyordu.* Ama halk onlardan derin saygıyla söz ediyordu.

14    Öte yandan, Rab’be iman eden çok sayıda erkek ve kadın onlara katılmaktaydı.

15    Öyle ki, insanlar hastalarını caddelere çıkararak onları yataklarda, şiltelerde yere koyuyorlardı. Petros geçerken hiç olmazsa gölgesi bazılarının üstüne düşsün diyorlardı.

16    Yeruşalim çevresindeki kasabalardan da halk hastaları ve kötü ruhların saldırısı altında bulunanları taşıyarak üşüşüyordu. Bunların tümü sağlığa kavuştu.

 

Baskılar Başlamadan

17    Başrahip’le Saduki partisine bağlı iş arkadaşlarının tümü kıskançlıkla taşarak yerlerinden fırladı.

18    Habercileri yakalayıp tutukevine kapattılar.

19    Gece vakti Rab’bin meleği cezaevinin kapılarını açtı, onları dışarı çıkarıp,

20    “Gidin, tapınakta durun, ve Yaşam Sözleri’nin tümünü halka bildirin” dedi.

21    Onlar bu buyruğu duyduklarında sabahın çok erken saatinde tapınağa girdiler, öğretmeye başladılar. Başrahiple iş arkadaşları varıp Kurul’u -İsrail toplumunun tüm senatosunu- toplantıya çağırdılar. Ardından, tutukluları getirmek için cezaevine adamlar gönderdiler.

22    Kolcular vardıklarında onları cezaevinde bulamadılar. Geri dönerek haber verdiler:

23    “Cezaevini tam güvenlik içinde ve kilitlenmiş bulduk. Nöbetçiler de kapılarda bekliyordu. Ama açıp içeriye girdiğimizde orada hiç kimseyi bulamadık.”

24    Tapınak komutanıyla rahipler bu sözleri duyunca, habercilerle ilgili bu işin sonu nereye varacak diye şaşkınlığa düştüler.

25    Yanlarına birisi geldi, kendilerine bilgi iletti: “İşte sizin cezaevine kapattığınız adamlar, tapınakta durmuş halka öğretiyor.”

26    Bunun ardından tapınak komutanı kolcularla birlikte koşup onları getirtti. Ama zor kullanmadı. Çünkü halkın kendilerini taşa tutmasından korkuyorlardı.

 

Haberciler Tanrı Gerçeğini Belirtiyor

27    Onları getirip Kurul’un önüne çıkardılar. Başrahip kendilerini sorguya çekti.

28    “Bu Ad’a ilişkin bir şey öğretmeyeceksiniz diye size kesin buyruk vermiştik” dedi. “Gelin de yaptığınız işe bakın! Yeruşalim’i öğretinizle doldurdunuz. Üstelik bu adamın kanının sorumluluğunu bizim üzerimize yıkmak istiyorsunuz.”

29    Petros’la öbür haberciler yanıt vererek, “İnsanları değil Tanrı’yı dinlememiz gerekir” dediler.

30    “Sizlerin bir tahtaya asıp ölüm cezasına çarptırdığınız İsa’yı atalarımızın Tanrısı diriltti.[Yasanın Tekrarı 21:22]

31    Tanrı O’nu kendi sağına Başkan ve Kurtarıcı olarak yükseltti; İsrail’e günahlardan dönüşü ve günahların bağışlanmasını sağlasın diye..

32    Biz bu olayların tanığıyız. Tanrı’nın kendisini dinleyenlere verdiği Kutsal Ruh da bizlerle birlikte tanıklık etmektedir.”

 

Sağduyulu Gamaliel’in Önerisi

33    Bu sözleri duyan Kurul üyeleri çileden çıktı, onları öldürmek tasarısıyla aralarında danışmaya koyuldular.

34    Ama Kurul üyelerinden Gamaliel adında bir Ferisi -tüm halkın saydığı bir hukuk doktoru- ayağa kalkıp adamların kısa bir süre için dışarıya çıkarılmasını buyurdu

35    ve üyelere şu sözleri doğrulttu: “İsrailli arkadaşlar! Bu insanlara bir şey yapmaya kalkışmadan önce kendinize dikkat edin.

36    Çünkü bir süre önce kendisini çok önemli birisi diye ortaya atan Tevdas ayaklandı. Yaklaşık dört yüz kişi ona katıldı. Ama Tevdas öldürüldü, onu dinleyenlerin tümü de dağıldı, eriyip gitti.

37    Onun ardından nüfus sayımı döneminde Galileli Yahuda ayaklandı ve halkı ardı sıra çekti. Bu da yok oldu ve amacına kapılanların hepsi çil yavrusu gibi dağıldı.

38    “Şimdi size bildiriyorum: Bu insanlardan beri durun, onları kendi başlarına bırakın. Çünkü bu erek ya da eylem insanlara özgü bir atılımsa, buhar gibi dağılıp gidecek.

39    Ama Tanrı’dan esinleniyorsa, siz onları dağıtamayacaksınız. Üstelik Tanrı’ya karşı savaş açanlar durumuna düşeceksiniz.”

40    Gamaliel’in öğüdünü dinlediler. Habercileri çağırıp onları köteklediler. İsa adıyla konuşmalarını kesinlikle durdurmayı belirttikten sonra onları salıverdiler.

41    Onlar ise İsa’nın adı için yerilmeye yaraşır sayılmalarından sevinç duyarak Kurul’un önünden ayrıldılar.

42    Her gün tapınakta ve evlerde İsa’nın Mesih olduğunu öğretmekten ve Sevinç Getirici Haber’i müj delemekten geri durmadılar.

 

SALDIRILAR HABERİN YAYILMASINA YOL AÇIYOR

Topluluğun Seçtiği Yedi Hizmet Görücü

BÖLÜM 6

1      Bu günlerde öğrencilerin sayısı çoğalıyordu. Hellenistler arasında Yahudiler’e karşı* mırıltılar başladı. Çünkü günlük hizmette onların dul kadınlarına önem verilmiyordu.

2      On İkiler öğrenci topluluğunu bir araya çağırarak, “Tanrı Sözü’ne yükümlülüğü bir yana bırakıp bakımla ilgili hizmet görmek bizim için doğru değildir” dediler.

3      “Bu nedenle kardeşler, siz kendi aranızdan iyilikleriyle tanınmış, Ruh’la ve bilgelikle dolu yedi kişi bulun. Kendilerini bu gerekli göreve atayalım.

4      Biz sürekli bağlılıkla kendimizi duaya ve Tanrı Sözü’nü yayma görevine vereceğiz.”

5      Bu öneri tüm topluluğun onayını kazandı. İmanla ve Kutsal Ruh’la dolu bir insan olan Stefanos’u seçtiler. Onun yanı sıra da Filippos’u, Prohoros’u, Nikanor’u, Timon’u, Parmena’yı ve Yahudiler’in inancını benimseyen Antakyalı Nikolaos’u..

6      Bu insanları habercilere sundular ve dua ettikten sonra ellerini onların üstüne koydular.

7      Tanrı Sözü giderek gelişiyor, Yeruşalim’de öğrencilerin sayısı gitgide çoğalıyordu. Rahiplerden oluşan büyük bir topluluk da İman’a katıldı.

 

 

Stefanos Tutuklanıyor

8      Kayrayla ve ruhsal güçle dolu olan Stefanos, halk arasında göz kamaştırıcı eylemler ve güçlü belirtiler yapıyordu.

9      Ama Özgürler Sinagogu* denen koldan belirli kişiler, bunların yanı sıra da Kirineliler, İskenderiyeliler, Kilikyalılar ve Asyalılar ortaya atılıp Stefanos’la tartışmaya giriştiler.

10    Ancak bu insanlar Stefanos’un sözünü güçlü kılan bilgeliğe ve Ruh’a direnemediler.

11    Bunun üzerine bazı kişileri kışkırtarak onlara, “Biz bu adamın Musa’ya ve Tanrı’ya karşı sövücü sözler söylediğini duyduk” dedirttiler.

12    Böylelikle halkı, İhtiyarlar’ı ve dinsel yorumcuları ayaklandırdılar. Stefanos’un üzerine yürüdüler, onu yaka paça Kurul’a sürüklediler.

13    Yalancı tanıklar öne sürerek, “Bu adam Kutsal Yer’e ve ruhsal yasaya karşı konuşmaktan hiç geri durmuyor” dediler.

14    “Onu, Nasıralı İsa’nın bu yeri yıkacağını ve Musa’nın bize vermiş olduğu töreleri değiştireceğini söylemekteyken duyduk.”

15    Kurul’da oturanların tümü dikkatlerini Stefanos’a çevirdi; yüzünün bir melek yüzüne benzediğini gördüler.

 

Stefanos’un Savunması

BÖLÜM 7

1      Başrahip, “Doğru mu bu?” diye sordu.

2      Stefanos yanıtladı: “Kardeşler, büyükler, beni dinleyin! Yüceliğin Tanrısı atamız İbrahim’e daha o Harran’da yaşamadan önce, Mezopotamya’da göründü.[Yaratılış 11:31; 15:7]

3      Tanrı kendisine, “‘Yurdundan ve hısım akrabandan ayrıl, Benim sana göstereceğim yere doğrul” dedi.[Yaratılış 12:1; 48:4]

4      “Bundan sonra o Kildaniler’in ülkesinden ayrılarak Harran’da yaşadı. Babasının ölümünden sonra Tanrı onu oradan kaldırıp bugün sizin yaşadığınız yere getirdi.

5      Ama kendisine burada miras olarak bir arşın yer bile vermedi. Oysa Tanrı orayı ona ve kendisinden sonra gelecek soyuna mal edeceğine söz vermişti. Ne var ki, İbrahim bu dönemde çocuksuzdu.[Yasanın Tekrarı 2:5; Yaratılış 12:7; 13:15; 17:8; 48:4]

6      “Tanrı ona soyunun yabancı bir ülkede uyruksuz bir topluluk niteliğinde yaşayacağını, dört yüz yıl süreyle köle edileceğini ve baskı göreceğini bildirdi.[Yaratılış 15:13,14; Mısır’dan Çıkış 2:22; 12:40]

7      Tanrı, ‘Onların kölelik ettiği ulusu ben yargılayacağım’ dedi. ‘Bundan sonra oradan çıkacaklar ve bana burada ruhsal hizmet sunacaklar.’[Mısır’dan Çıkış 3:12]

8      Bunun ardından Tanrı ona sünnet antlaşmasını* verdi. Sonra İbrahim İshak’a baba oldu ve sekizinci günde onu sünnet etti. İshak Yakup’a, Yakup da on iki ataya aynı kapsamda davrandı.”[Yaratılış 17:10; 21:4]

 

 

Ataların Yaşadığı Dönem

9      “Atalar Yusuf’u kıskanarak onu bir köle gibi Mısır ülkesine sattılar. Ama Tanrı Yusuf’la birlikteydi.[Yaratılış 37:11,28; 39:1,2,21; 45:4]

10    Onu tüm acılarından kurtardı ve Mısır’ın kralı olan Firavun’un karşısında kayrayla, bilgelikle donattı. Firavun onu Mısır ülkesine ve tüm krallık ailesine yönetici olarak atadı.[Yaratılış 39:21; 41:38-45; Mezmur 105:17,20,21]

11    “Bu olaylardan sonra tüm Mısır’da ve Kenan bölgesinde kıtlık oldu, katlanılmaz acı başladı. Öyle ki, atalarımız yiyecek bulamaz oldu.[Yaratılış 41:54; 42:5]

12    Yakup Mısır’da buğday bulunduğunu duyunca ilkin atalarımızı oraya gönderdi.[Yaratılış 42:2]

13    İkinci yolculuklarında Yusuf kendisini kardeşlerine belirgin etti. Böylece Firavun Yusuf’un soyunu anlamış oldu.[Yaratılış 45:3,16]

14    Yusuf haber salıp babası Yakup’la birlikte tüm hısım akrabasını çağırdı; yetmiş beş kişilik bir topluluk.[Yaratılış 45:9-11; 46:27; Mısır’dan Çıkış 1:5; Yasanın Tekrarı 10:22]

15    Yakup Mısır’a indi. Kendisi de atalarımız da orada öldü.[Yaratılış 46:1; 45:9; 49:33; Mısır’dan Çıkış 1:6]

16    Daha sonra cesetleri Şekem’e götürülerek İbrahim’in para karşılığı Şekemli Hamor oğullarından satın almış olduğu mezara gömüldü.”[Yaratılış 23:16,17; 33:19; 50:13; Yeşu 24:32]

 

Tanrı Yardıma Yetişiyor

17    “Tanrı’nın İbrahim’e vurguladığı vaadin dönemi yaklaştığında, Mısır’da halk gelişip çoğalmıştı.[Mısır’dan Çıkış 1:7]

18    Ülkede başka bir kral egemenliğini kurdu. Bu kralın Yusuf’tan haberi bile yoktu.

19    Soyumuza karşı sinsi bir siyaset güttü o. Atalarımıza karşı acımasızlıkla davrandı, çocuklarının kökünü kazımak amacıyla yavrularını kaldırıp atmaya zorunlu kıldı onları.[Mısır’dan Çıkış 1:9,22]

20    “Musa bu dönemde doğdu. Tanrı’nın önünde çok güzel bir çocuktu. Üç ay süreyle babasının evinde yetişti.[Mısır’dan Çıkış 2:2]

21    Kendisini kaldırıp attıklarında onu Firavun’un kızı aldı ve öz oğlu gibi yetiştirdi.[Mısır’dan Çıkış 2:5,10]

22    Musa Mısırlılar’ın bilgeliğine yaraşır bir eğitim gördü. Böylece gerek söz söylemek, gerekse iş görmekte güçlü birisi oldu.”

 

Musa Mısır’dan Kaçıyor

23    “Musa kırk yaşını doldurunca gidip kardeşleri İsrailoğulları’nı görme düşüncesi içine doğdu.[Mısır’dan Çıkış 2:11]

24    Bunlardan birinin haksızlığa uğradığını görünce onu savunmaya kalktı; canı yananın öcünü aldı, Mısırlı’yı öldürdü.[Mısır’dan Çıkış 2:12]

25    Tanrı’nın onun eliyle kurtarma eyleminde bulunduğunu kardeşleri anlayacak sandı. Ama onlar bunu kavramadı.

26    Ertesi gün iki Yahudi’nin dövüştüğünü gördü. Kendilerini barışa çağırarak, ‘Arkadaşlar’ dedi. ‘Siz kardeşsiniz. Niçin birbirinize haksızlıkla davranıyorsunuz?’

27    “Ama insan kardeşine haksızlıkta bulunan, Musa’yı bir yana iterek çıkıştı: ‘Kim seni başımıza başkan ve yargıç atadı?[Mısır’dan Çıkış 2:14]

28    Yoksa, dün o Mısırlı’yı öldürdüğün gibi beni de mi öldürmek istiyorsun?’

29    Musa bu sözler üzerine kaçtı ve Midyan bölgesinde[Sina yarımadasının karşı yakası. Kızıl Deniz’in öbür yanı.] uyruksuz bir insana dönüştü. Orada iki oğul babası oldu.”[Mısır’dan Çıkış 2:15,22; 18:3,4]

 

Musa Tanrı’yla Karşılaşıyor

30    “Aradan kırk yıl geçince çölde, Sina Dağı yakınında bir çalılıkta Musa’ya alevin içinde bir melek göründü.[Mısır’dan Çıkış 3:2]

31    Musa bu görmeyle[bkz. Matta 17:9] karşılaşınca şaşırıp kaldı. Daha yakından bakmak için yaklaşırken Rab’bin sesi duyuldu:

32    ‘Ben atalarının Tanrısı’yım; İbrahim’in, İshak’ın ve Yakup’un Tanrısı.’ Korkuyla dolan Musa dikkatini oraya doğrultamadı.[Mısır’dan Çıkış 3:6]

33    “Rab ona, ‘Ayaklarındaki pabuçları çıkar’ dedi. ‘Çünkü durduğun yer kutsal topraktır.[Mısır’dan Çıkış 3:5]

34    Halkımın Mısır’da karşılaştığı acımasızlığı gördüm, ilgiyle onlara baktım. İniltilerini duydum, kendilerini kurtarmaya geldim. Kalk gel, seni Mısır’a göndereceğim.’”[Mısır’dan Çıkış 3:7,10; 2:24]

 

Musa Yadsınıyor

35    “İşte bu Musa’yı, ‘Kim seni başkan ve yargıç atadı?’ diyerek yadsıdılar. Çalılıkta kendisine görünen meleğin desteğiyle aynı Musa’yı Tanrı başkan ve kurtarıcı olarak gönderdi.[Mısır’dan Çıkış 2:14]

36    Mısır ülkesinde ve Kızıl Deniz’de göz kamaştırıcı eylemler ve belirtiler yaparak halkı oradan o çıkardı. Kırk yıl boyunca çölde bu eylemleri sürdürdü.[Mısır’dan Çıkış 7:3,10; 14:21; Çölde Sayım 14:33]

37    “Bu Musa’dır İsrailoğulları’na konuşan: ‘Tanrı tıpkı beni yükselttiği gibi, Kendi kardeşleriniz arasından Size bir peygamber yükseltecek.’[Yasanın Tekrarı 18:15]

38    “Çölde toplananlar arasında beliren insandır bu. Sina Dağı’nda kendisiyle konuşan melekle ve atalarımızla bir arada olan.. Bizlere iletmek üzere dipdiri tanrısal sözleri ağırlayandır o.

39    Atalarımız onun sözünü dinlemek istemedi. Tam tersine, kendisini bir yana ittiler ve yüreklerinde Mısır’a geri döndüler.[Çölde Sayım 14:3]

40    Harun’a, ‘Bizleri yöneltecek ilahlar yap’ dediler. ‘Çünkü bizi Mısır ülkesinden çıkaran Musa’ya ne oldu bilmiyoruz.’[Mısır’dan Çıkış 32:1,23]

41    “O günlerde danaya benzer yalancı bir tanrı yaptılar ve ona sunu sundular. Ellerinin yaptığı işlerle gönence geldiler.[Mısır’dan Çıkış 32:4,6]

42    Tanrı onları bıraktı, kendilerini göklerin yıldızlarına hizmet etme düşüklüğüne koyuverdi. Peygamberler kitabında yazılı olduğu gibi: “‘Ey İsrail soyu! Çölde kırk yıl boyunca Bana kurbanlar ve sunular mı getirdiniz?[Yeremya 7:18; 19:13; Amos 5:25-27]

43    Siz Moloh’un* çadırını, İlah Refan’ın* yıldızını, Tapınmak amacıyla yaptığınız benzetileri taşıdınız. Ben sizleri kaldırıp Babil’in ötesinde yaşatacağım.’”

 

Tanrı’nın Verdiği Vaatler

44    “Çölde atalarımızın Tanıklık Çadırı* vardı. Bu çadır Musa ile konuşanın verdiği yönerge uyarınca yapılıp Musa’nın gördüğü örneğe göre kurulmuştu.[Mısır’dan Çıkış 25:40]

45    Bir kuşak sonra gelen atalarımız Yeşu* ile birlikte uluslardan ülkeyi aldıklarında -Tanrı bu ulusları atalarımızın önünden kovdu- Tanıklık Çadırı’nı beraberlerinde getirdiler. Çadır Davut’un günlerine dek kaldı.[Yaratılış 17:8; 48:4; Yasanın Tekrarı 32:49; Yeşu 3:14; 18:1]

46    “Davut Tanrı’nın önünde kayra buldu ve Yakup’un Tanrısı’na bir barınak kurmak için izin istedi.[II.Samuel 7:2; Mezmur 132:5]

47    Ama Tanrı’ya evi Süleyman kurdu.[I.Krallar 6:1]

48    Ne var ki, Yüce Olan elle yapılmış evlerde yaşamaz. Tıpkı peygamberin dediği gibi:

49    “‘Gök benim tahtımdır. Yeryüzü de ayaklarımın altında basamak. Siz benim için nasıl bir konut kuracaksınız diye buyuruyor Rab. ‘Ya da, benim rahatımı sağlayacak yer nerededir?[Yeşaya 66:1,2]

50    Bunların tümünü yaratan benim elim değil mi?’”

 

Direniş ve Başkaldırma

51    “Enseleri sertleşmiş, yürekleri kabuk tutmuş, kulakları duymaz olmuş insanlar! Siz her zaman Kutsal Ruh’a karşı direnirsiniz, tıpkı atalarınız gibi davranırsınız.[Mısır’dan Çıkış 32:9; 33:3; Levililer 26:41; Çölde Sayım 27:14; Yeremya 9:26; 6:10; Yeşaya 63:10]

52    Atalarınız hangi peygambere saldırmadı ki? Doğru Kişi’nin[İsa’nın] gelişini önceden bildirenlerin canına kıydılar. Sizlere gelince bu dönemde O’nu ele verenler ve öldürenler oldunuz.

53    Ruhsal yasayı melekler aracılığıyla aldınız, ama tutmadınız.”

 

Kaba Kuvvet

54    Bu sözleri duyduklarında yürekleri kızgınlıkla kabardı, Stefanos’a karşı dişlerini gıcırdattılar.

55    Ama Kutsal Ruh’la dolu olan Stefanos gözlerini dikkatle göğe doğrulttu. Tanrı’nın yüceliğini ve O’nun sağında duran İsa’yı gördü.

56    “Apaçık görüyorum” dedi, “Gökler açılmış, İnsanoğlu da Tanrı’nın sağında durmuş.”

57    Onlar yüksek sesle bağırarak kulaklarını tıkadılar, hep birlikte ona saldırdılar.

58    Kendisini kentten dışarı sürükleyip taşa tuttular.* Olaya tanıklık edenler giysilerini Saul adlı bir gencin ayakları dibine yığdılar.

59    Stefanos’u taşa tuttuklarında o, “Ya Rab İsa, ruhumu al” diyerek dilekte bulundu.

60    En sonunda diz çöküp yüksek sesle bağırdı: “Ya Rab, bu günahı onlara sayma!” Bunu söyleyince uyudu.

 

Yoğunlaşan Saldırılar

BÖLÜM 8

1      Saul da onun öldürülmesini onaylamıştı. O gün Yeruşalim’de kilise topluluğuna karşı büyük saldırı başladı. Haberciler dışında inanlıların tümü Yahudiye ve Samiriye bölgelerine dağıldı.

2      Tanrısayar insanlar Stefanos’u gömdü ve onun için derin yas tuttular.

3      Bu arada Saul kilise topluluğunu altüst ediyordu. Evden eve dalıyor, erkekleri kadınları sürükleyerek götürüyor, cezaevine attırıyordu.

 

Sevinç Getirici Haber Samiriye’ye Ulaşıyor

4      Böylece dağılanlar her yere gidip Tanrı Sözü’nün Sevinç Getirici Haberi’ni yaydılar.

5      Filippos da Samiriye kentine vardı, bu insanlara Mesih’i bildirdi.

6      Topluluklar Filippos’u dinleyip yaptığı belirtileri görünce hep birlikte onun sözlerine dikkat kesildiler.

7      Çünkü cine çarpılanların birçoğundan kötü ruhlar avaz avaz bağırarak çıktı. Birçok inmeli ve kötürüm de sağlığa kavuştu.

8      Bunun sonucunda kentte coşkun sevinç oluştu.

 

Sözde İman Eden Büyücü

9      Bu kentte uzun senelerdir Simon adlı bir büyücü yaşıyordu. Bu adam Samiriye halkına parmak ısırtıyordu. Kendisinin çok önemli biri olduğunu savlıyordu.

10    Küçüğünden büyüğüne varıncaya dek hepsi, “Bu kişi Yüce Güç denen Tanrı’nın gücüdür” diyerek ilgiyle onu dinlemekteydi.

11    Kendisini böylesi ilgiyle dinlemelerinin nedeni, büyücülük gösterileriyle uzun zaman halkın gözlerini kamaştırmasıydı.

12    Filippos’un Tanrı hükümranlığına ve İsa Mesih’in adına ilişkin Sevinç Getirici Haber’i yayması üzerine erkek ya da kadın olsun imana varanlar vaftiz edildi.

13    Simon bile iman etti ve vaftiz edildikten sonra Filippos’un yanından ayrılmadı. Belirtiler ve güçlü eylemler getirildiğini görerek parmağı ağzında kaldı.

14    Yeruşalim’de kalan haberciler Samiriye’nin Tanrı Sözü’nü benimsediğini duyunca, Petros’la Yuhanna’yı oraya gönderdiler.

15    İkisi gelip Kutsal Ruh’u alsınlar diye Samiriyeliler için dua etti.

16    Çünkü Kutsal Ruh daha onların hiçbirine gelmemişti. Onlar yalnızca Rab İsa’nın adıyla vaftiz edilmişlerdi.

17    Petros’la Yuhanna ellerini üstlerine koyunca onlar da Kutsal Ruh’u aldı.*

 

Saygısızca Bir Dilek

18    Habercilerin elleri bir insanın üstüne konunca Ruh’un verildiğini gören Simon onlara para uzattı.

19    “Bu gücü bana da verin” dedi. “Öyle ki, her kimin üstüne ellerimi koyarsam o kişi Kutsal Ruh’u alsın.”

20    Ama Petros onu şu sözlerle payladı: “Gümüşün seninle birlikte yok olsun! Çünkü sen Tanrı’nın armağanını parayla satın alabileceğini sandın.

21    Bu hizmette sana ne bir hisse, ne de pay vardır. Çünkü Tanrı’nın karşısında yüreğin doğru değil.[Mezmur 78:37]

22    Şimdi içindeki kötülükten dön. Yüreğinin bu tasarısı sana bağışlanabilir mi diye Rab’ten dilekte bulun.

23    Çünkü ben sende zehirli bir kök ve kötülükle ortaklık[Asıl anlamı öd acılığı, haksızlık ortaklığıdır] görüyorum.”[Yasanın Tekrarı 29:18; Yeşaya 58:6]

24    Simon şöyle yakardı: “Ne olur, siz benim için dua edin de, söylediklerinizin hiçbiri üzerime gelmesin!”

25    Petros’la Yuhanna Rab’bin Sözü’ne tanıklık ederek onu yaydıktan sonra Yeruşalim’e döndüler. Yolda giderken Samiriye’nin birçok kasabasında Sevinç Getirici Haber’i müjdelediler.

 

Filippos’a Yöneltilen Yabansı Çağrı

26    Rab’bin bir meleği Filippos’la konuşarak, “Kalk, güneye yönel” dedi. “Yeruşalim’den Gaza’ya uzanan yola.” (Bu yol çölden geçer.)

27    Filippos kalkıp oraya yöneldi. Gidiyordu ki, enenmiş*[hadım edilmiş] bir Etiyopyalı’ya[Habeş] ilişti gözü. Etiyopyalılar’ın kraliçesi Kandaki’nin[Etiyopya dilinde kraliçe] bir bakanı. Onun tüm bütçe sorumluluklarını yüklenen yönetmen. Yeruşalim’e tapınmaya gelmişti.

28    Geri dönerken arabada oturmuş, Yeşaya peygamberin ilettiklerini okuyordu.

29    Ruh Filippos’a, “Yaklaş, bu taşıta katıl” diye buyruk verdi.

30    Filippos hemen koştu, makam sahibinin Yeşaya peygamberden okumakta olduğunu duydu. Kendisine, “Okuduğunu acaba anlıyor musun?” diye sordu.

31    Etiyopyalı yanıt verdi: “Bana birisi yol göstermezse nasıl anlayabilirim?” Sonra taşıta atlayıp kendisiyle birlikte oturmasını Filippos’tan diledi.

32    Onun okumakta olduğu Kutsal Yazı bölümü şuydu: “Bir koyun gibi kesime götürüldü, Kırkanın önünde duran bir kuzu gibi suskundu; Tıpkı onun gibi ağzını açmadı.

33    Alçaltıldığında O’na adalet ne tanınmadı. O’nun soyunu kim açıklayacak? Çünkü yaşam süresi yeryüzünden kesilip koparıldı.”[Yeşaya 53:7,8]

34    Enenmiş adam Filippos’tan sordu: “Lütfen bana bildir. Peygamber bunları kime ilişkin söylüyor? Kendisine mi, yoksa başka birine mi?”

35    Filippos aynı Kutsal Yazı’dan aynı kesimden başlayarak ağzını açtı, İsa’ya ilişkin Sevinç Getirici Haber’i ona müjdeledi.

36    Yolda ilerlerken bir suya vardılar. Enenmiş kişi, “İşte su” dedi. “Benim vaftiz edilmemi önleyen bir sorun var mı?”

37    [Filippos, “Eğer tüm yüreğinle iman ediyorsan vaftiz edilebilirsin” dedi. O da, “İsa Mesih’in Tanrı’nın Oğlu olduğuna iman ediyorum” diye yanıtladı.] [Bu ayet bazı Kutsal Kitap Çevirilerinde bulunmakla birlikte, birçok Yunanca elyazmasıyla uyumlu olan Westcott ve Hort’un Yunanca metnine alınmamıştır.]

38    Sonra arabanın durması için buyruk verdi. Filippos ile enenmiş adam birlikte suya indiler; Filippos onu vaftiz etti.

39    Sudan çıktıklarında Rab’bin Ruhu Filippos’u alıp götürdü ve enenmiş adam artık onu görmez oldu. Ama sevinç içinde yolunu sürdürdü.

40    Filippos ise kendini Azotos’ta buldu ve Kayseriye’ye gelinceye dek geçtiği kentlerin tümüne Sevinç Getirici Haber’i müjdeledi.

 

Tarsuslu Saul’u Sarsan Karşılaşma

BÖLÜM 9

1      Saul Rab’bin öğrencilerine gözdağı vererek onları ölümle korkutmaktan geri durmuyordu. Bu arada başrahibin yanına gitti.

2      Yol’dan*[Mesih inanlısı (Hristiyan)] olan kadın erkek, her kimi bulursa tutuklayıp Yeruşalim’e getirsin diye, başrahipten Şam’daki[Damaskos] sinagoglara kendisini yetkilendiren mektuplar istedi.

3      Ama yolculuğu sırasında Şam’a yaklaşırken, ansızın gökten parlayan bir ışık onun çevresini sardı.

4      Saul yere düştü ve kendisine konuşan bir ses duydu: “Saul, Saul, neden bana saldırıyorsun?”

5      Saul, “Sen kimsin, ya Rab?” diye sordu. O da, “Ben senin saldırdığın İsa’yım” dedi.

6      “Ama ayağa kalk ve kente gir. Ne yapman gerektiği sana bildirilecektir.”

7      Saul ile birlikte giden adamlar afallayıp kaldı. Sesi duyuyor, ama hiç kimseyi görmüyorlardı.*

8      Saul yerden kalktı; göz kapaklarını açtığında hiç görmüyordu. Elinden tutup onu Şam’a yönelttiler.

9      Üç gün ne gördü, ne yedi, ne de içti.

 

Tanrı Saul’u Sağlığa Kavuşturuyor

10    Şam’da Hananya adlı bir öğrenci vardı. Rab bir görmede ona, “Ey Hananya!” dedi. O da, “Buradayım ya Rab” diye yanıtladı.

11    Rab ona, “Kalk, ‘Doğru’ diye bilinen sokağa git” dedi. “Yahuda’nın evinde Tarsuslu Saul’u sor. Kendisi şu anda dua ediyor.

12    Gözleri yine görsün diye, Hananya adlı bir adamın gelip üstüne ellerini koyduğunu gördü.”

13    Hananya yanıt verdi: “Ya Rab, bu adamın Yeruşalim’de senin kutsal yaşamlılarına karşı yaptığı bunca kötülüğü birçoklarından duydum.

14    Üstelik şu anda senin adına bağlılığıyla bilinenlerin tümünü tutuklasın diye başrahiplerden kendisine yetki verilmiştir.”

15    Rab ona, “Sen oraya git” dedi. “Çünkü o uluslarla krallar ve İsrailoğulları önünde adıma tanıklık etmek için seçilmiş gereçtir.

16    Adıma bağlılığı yüzünden çekeceği işkencelerin tümünü kendisine göstereceğim.”

17    Bunun üzerine Hananya kalkıp yöneltildiği eve gitti. Saul’un üstüne ellerini koyarak, “Saul kardeş” dedi, “Yolda gelirken seninle karşılaşan Rab İsa gönderdi beni. Gözlerin yeniden görsün ve Kutsal Ruh’la dolasın diye..”

18    O anda Saul’un gözlerinden balık puluna benzer kabuklar düştü sanki. Yeniden gördü. Ayağa kalkıp vaftiz edildi

19    ve yemek yedikten sonra güç kazandı. Saul birkaç gün Şam’daki öğrencilerle birlikte kaldı.

 

Herkesi Şaşırtan Gelişim

20    Hiç vakit yitirmeden İsa Tanrı’nın Oğlu’dur diyerek O’nu sinagoglarda yaydı.

21    İşitenlerin tümü parmağını ısırdı. “Yeruşalim’de bu adı ağzına alanları kırıp geçiren taa kendisi değil miydi?” diyorlardı. “Buraya gelmesinin nedeni inanlıları tutuklayıp başrahiplere götürmek değil midir?”

22    Ama Saul gün günden güçleniyordu. Mesih budur diye kanıtlar göstererek Şam’da yaşayan Yahudiler’i şaşalatıyordu.

23    Aradan günler geçti, Yahudiler kendisini ortadan kaldırmak için sözbirliği ettiler;

24    ama düzenleri Saul’a belirgin oldu. Onu ortadan kaldırmak için Yahudiler gece gündüz kent kapılarını gözledi.

25    Bir gece öğrencileri Saul’u alıp kale duvarından sarkıttıkları bir sepet içinde aşağı indirdiler.

 

Kuşkular Yatıştırılıyor

26    Saul Yeruşalim’e varınca öğrencilere katılmak istedi. Ama herkes kendisinden kuşkulanıyordu. Saul’un öğrenci olduğuna bir türlü inanamıyorlardı.

27    Barnabas onu alıp habercilerin yanına götürdü. Kendilerine Saul’un yolda giderken Rab’bi gördüğünü, Rab’bin kendisiyle konuştuğunu, Saul’un Şam’da hiç çekinmeksizin İsa’nın adını yaydığını sırayla anlattı.

28    Saul artık inanlılarla birlikteydi. Yeruşalim’de enikonu sağa sola gidiyor çekinmeksizin Rab’bin adını yayıyor,

29    Hellenistler’le konuşuyor, tartışıyordu. Onlar ise kendisini ortadan kaldırmak için yollar tasarlıyordu.

30    Ama kardeşler bunu öğrenince Saul’u[Saul sonradan Pavlos oldu] Kayseriye’ye götürdüler oradan da Tarsus’a* saldılar.

31    Tüm Yahudiye, Galile ve Samiriye’de kilise topluluğu barışa kavuştu, gelişti ve Rab korkusu uyumunda ilerledi. Kutsal Ruh’un desteğiyle sayıca çoğaldı.

 

Petros Lidda ve Yafa’da

32    Petros genel bir gezideyken Lidda’da yaşayan kutsal yaşamlılara uğradı.

33    Orada Eneas adlı birine rastladı. Bu adam sekiz yıldır inmeli bir yatalaktı.

34    Petros ona, “Eneas” dedi. “İsa Mesih seni iyi ediyor. Ayağa kalk ve yatağını topla.” Adam o anda ayağa kalktı.

35    Lidda ve Şaron’da yaşayanların tümü onu görerek Rab’be döndü.

36    Yafa’da Tabita adlı bir kadın öğrenci vardı; adın çevirisi Dorkas’tır[Ceylan, Gazal, Antilop: Dorkas]. Bu kadının yaşamı yaptığı iyi işler ve yoksullara yardımla doluydu.

37    Tam bu günlerde Dorkas rahatsızlandı, ardından da öldü. Cesedini yıkayıp üst katta bir odaya koydular.

38    Lidda kenti Yafa’nın yakınında olduğundan, öğrenciler Petros’un orada bulunduğunu öğrenerek ona iki adam gönderdiler, gecikmeden yanımıza gel diye dileklerini ilettiler.

39    Petros kalkıp iki kişiyle birlikte yola koyuldu. Oraya vardığında kendisini üst kattaki odaya çıkardılar. Bütün dul kadınlar yanına varıp ağlaştı; Dorkas’ın kendileriyle birlikteyken diktiği gömlekleri, üstlükleri açıkça sergilediler.

40    Ama Petros odadakilerin tümünü dışarıya çıkardı ve diz çöküp dua etti. Cesede yönelerek, “Tabita, ayağa kalk!” dedi. Kadın gözlerini açtı, Petros’u görünce oturuverdi.

41    Petros ona elini verdi, kendisini kaldırdı. Sonra kutsal yaşamlıları ve dul kadınları çağırdı, Dorkas’ı dipdiri olarak onlara sundu.

42    Olgu tüm Yafa’da yayıldı, birçok kişi Rab’be iman etti.

43    Petros uzunca bir süre Yafa’da dericilikle uğraşan Simon adlı birinin yanında kaldı.

 

Tanrı’yı Arayan Subay

BÖLÜM 10

1      Kayseriye’de İtalyan bölüğü diye bilinen birlikte Kornilyos adlı bir yüzbaşı vardı.

2      Hem kendisi hem de tüm ailesi tanrısayardı, Tanrı korkusuyla yaşar, İsrail halkına bol bağışta bulunur, Tanrı’ya her zaman dua ederdi.

3      Bir gün saat on beş sularında apaçık bir görme gördü. Tanrı’nın bir meleği ona yaklaşarak, “Kornilyos!” dedi.

4      Kornilyos korkuyla gözlerini meleğe çevirip, “Ne var, ya Rab?” diye sordu. Melek, “Duaların ve bağışların bir anımsatıcı niteliğinde Tanrı katına ulaştı” dedi.

5      “Şimdi Yafa’ya adamlar gönder, öbür adı Petros olan Simon adlı bireyi çağır.

6      Dericilikle uğraşan Simon adlı birinin deniz kıyısındaki evinde konuktur o.”

7      Kendisiyle konuşan melek ayrılınca, Kornilyos evinde çalışan iki kişiyi ve yanında görev yapan tanrısayar bir askeri çağırdı;

8      olup bitenleri onlara anlattı, sonra da kendilerini Yafa’ya saldı.

 

Petros’a Açıklanan Görme

9      Ertesi gün onlar yol aşarak kente yaklaşmaktayken, saat on iki sularında Petros dua etmek için dama çıktı.

10    Karnı zil çalıyordu, bir şey yemek istedi. İçeride yemek hazırlarlarken üstüne dalınç geldi.

11    Göğün açıldığını, çarşafa benzer koca bir nesnenin indiğini gördü. Dört köşesinden yere sarkıtılmıştı bu tepsimsi nesne.

12    İçinde yeryüzünün tüm dört ayaklı yaratıklarıyla sürüngenleri ve gökyüzünün kuşları bulunuyordu.

13    Bir ses ona buyurdu: “Kalk, Petros, boğazla ve ye!”

14    Ama Petros, “Hayır, ya Rab” dedi. “Çünkü ben hiçbir zaman sıradan ya da kirli sayılan bir şeyi yemiş değilim.”*

15    Bunun üzerine ses bir kez daha duyuldu: “Tanrı’nın arıttığı şeyleri sen sıradan sayma.”

16    Bu olay üç kez yinelendi ve o nesne hemen göğe çekildi.

 

Görmenin Anlamı

17    Petros gördüğü görmenin ne anlam taşıdığını düşünüp taşınırken, Kornilyos’un gönderdiği adamlar da Simon’un evi nerede diye soruşturarak kapının önüne dikildiler.

18    Petros adıyla bilinen Simon burada mı kalıyor? diye yüksek sesle soruşturuyorlardı.

19    Petros görmüş olduğu görmeyi düşünürken Ruh ona, “Bak seni arayan üç adam var” dedi.

20    “Şimdi kalk, aşağıya in, ayrım ne gözetmeden onlarla birlikte git. Çünkü onları ben gönderdim.”

21    Petros aşağıya inip adamlara, “İşte aradığınız kişi benim” dedi. “Sizi buraya getiren nedeni anlatır mısınız?”

22    Onlar anlatmaya koyuldu: “Doğru bir adam olan ve Tanrı korkusuyla yaşayan Kornilyos, tüm Yahudi ulusunca kendisine ilişkin iyi konuşulan bir yüzbaşıdır. Senin ağzından bildirilecek sözleri duymak için, seni evine çağırmaya kutsal bir melek tarafından bilgilendirildi.”

23    Petros onları içeriye alıp konuk etti. Petros ertesi gün kalkıp onlarla birlikte yola koyuldu. Yafa’dan bazı kardeşler de kendisine katıldı.

 

Petros Töreciliği Bırakıyor

24    Bir gün sonra Kayseriye’ye ulaştılar. Kornilyos kendilerini bekliyordu. Akrabalarını, yakın arkadaşlarını da çağırmıştı.

25    Petros içeriye girince onu Kornilyos karşıladı, ayaklarına kapanıp ona tapındı.*

26    Ama Petros onu yerden çekti. “Kalk” dedi. “Ben de bir insanım.”

27    Kendisiyle konuşa konuşa içeriye girdi; birçok kişiyi bir araya gelmiş buldu.

28    Onlara, “İyi bilirsiniz ki” dedi, “Bir Yahudi’nin başka bir toplumdan biriyle ilişki kurması ya da onu görmeye gelmesi yasal değildir. Ne var ki, Tanrı bana hiç kimseye sıradan ya da kirli dememeyi öğretti.

29    Bu nedenle, çağrıldığımda hiç direnmeden geldim. Beni neden çağırdığınızı sorabilir miyim?”

30    Kornilyos onu yanıtladı: “Üç gün önce şu saatlerde, öğleden sonra üçte yapılması gereken duayı yapıyordum evimde. Birdenbire önümde parlak giysiler kuşanmış bir adam durdu.

31    ‘Kornilyos!’ dedi. ‘Duan duyuldu ve yaptığın bağışlar Tanrı önünde anımsandı.

32    Yafa’ya adamlar gönder, öbür adı Petros olan Simon’u buraya çağır. Kendisi deniz kıyısında dericilikle uğraşan Simon’un evinde konuktur.’

33    İşte bunun için vakit yitirmeden insanları sana gönderdim. Sen de geldiğine çok iyi ettin. Şimdi hepimiz Tanrı’nın önünde Rab’bin sana buyurduğu her şeyi dinlemek için buradayız.”

 

Petros’un Konuşması

34    Petros konuşmaya başladı: “Gerçekten, Tanrı’nın insan kayırıcı olmadığını anlıyorum.[Yasanın Tekrarı 10:17; I.Samuel 16:7]

35    Tam tersine, Tanrı’dan korkan ve doğru yaşayan herkes hangi ulustan olursa olsun, O’nun tarafından kabul edilir.

36    Kutsal Sözü İsrailoğulları’na gönderdi, herkesin Rabbi olan İsa Mesih aracılığıyla barışı müjdeledi.[Mezmur 107:20;Yeşaya 52:7; Nahum 1:15]

37    “Yahya’nın vaftiz konusunda yaydığı öğüdün ardından, Galile’den başlayarak tüm Yahudiye bölgesinde geçen görkemli gelişimi biliyorsunuz.

38    Tanrı’nın Kutsal Ruh’la ve kesin güçle meshettiği Nasıralı İsa’yı da biliyorsunuz. O iyilik yaparak ve iblisin egemen kesildiği tüm insanları iyileştirerek yer yer dolaştı. Çünkü Tanrı O’nunla beraberdi.[Yeşaya 61:1]

39    Bizler Yahudiler’in ülkesinde ve Yeruşalim’de O’nun yaptığı tüm eylemlere tanıklık ediyoruz. O’nu bir ağaca asarak öldürdüler.[Yasanın Tekrarı 21:22]

40    Ama Tanrı O’nu üçüncü gün ölümden diriltti ve belirgin açıklıkla görünmesini gerçekleştirdi.

41    O’nu tüm halka değil, ama Tanrı’nın önceden atadığı tanıklar olan bizlere gösterdi. Ölüler arasından dirilmesinden sonra O’nunla birlikte yedik de içtik de.

42    Halka bu haberi yayalım, Tanrı’nın ölüleri ve dirileri yargılamaya atadığı kişinin O olduğunu kanıtlayalım diye kendisi bize buyruk verdi.

43    “Tüm peygamberler O’nun için tanıklık ediyor, O’na iman eden herkesin O’nun adı aracılığıyla günahların bağışlanışına kavuştuğunu bildiriyorlar.”

 

Kutsal Ruh Bildiriyi Onaylıyor

44    Petros daha bu sözleri söylemekteyken, sözü dinleyenlerin tümü üzerine Kutsal Ruh indi.

45    Petros’la birlikte oraya gelmiş olan sünnetli kuşağa bağlı inanlılar,* Kutsal Ruh armağanının uluslara da sağanak gibi dökülmesi karşısında parmaklarını ısırdılar.

46    Çünkü onların diller konuştuklarını ve Tanrı’yı yücelttiklerini duydular. Bunun üzerine Petros şöyle konuştu:

47    “Bizler gibi Kutsal Ruh’u alan bu insanların vaftiz edilmesini önlemek için kim onları sudan geri çevirebilir?”

48    Sonra onların İsa Mesih adıyla vaftiz edilmeleri için buyruk verdi. Evdekiler Petros’un birkaç gün orada kalmasını dilediler.

 

Kilise Topluluğunda Tepki

BÖLÜM 11

1      Yahudiye’de bulunan haberciler ve kardeşler ulusların da Tanrı Sözü’nü benimsediklerini duydular.

2      Petros, Yeruşalim’e çıktığında sünnetli kuşak kendisini eleştirdi.

3      Ona, “Sen sünnete önem vermeyen insanlarla içlidışlı oldun” dediler. “Onlarla birlikte yemeğe oturdun.”

4      Petros onlara olayın nasıl geliştiğini anlattı:

5      “Yafa kentindeydim. Dua ediyordum. Kendimi dalınçta buldum, bir görme gördüm: Çarşafa benzer kocaman bir nesne iniyordu. Dört köşesinden gökten sarkıltılmıştı. Benim yanıma kadar geldi.

6      Dikkatle gözlerimi çevirip baktığımda, yeryüzünün dört ayaklı yaratıklarıyla yabanıl hayvanlarını, sürüngenlerini ve gökyüzünün kuşlarını gördüm.

7      Bunun ardından bir sesin bana konuştuğunu duydum: ‘Kalk Petros, boğazla ve ye!’

8      Ben, ‘Hayır, ya Rab’ dedim. ‘Çünkü ağzıma hiçbir zaman sıradan ya da kirli sayılan bir şey girmemiştir.’

9      Ama o ses bir kez daha gökten yanıt verdi: ‘Tanrı’nın arıttığı şeyleri sen sıradan sayma.’

10    Bu söz üç kez yinelendi, sonra her şey yeniden göğe çekildi.

11    “O anda, kaldığımız evin önünde üç adam belirdi. Bunlar Kayseriye’den benim yanıma gönderilmişti.

12    Ruh bana, hiç ayrım gözetmeden onlarla birlikte gitmemi söyledi. İşte bu altı kardeş de benim yanım sıra geldi. O adamın evine girdik.

13    “O bize, evinde durup kendisiyle konuşan meleği nasıl gördüğünü ve meleğin kendisine neler söylediğini anlattı: ‘Yafa’ya adamlar gönder, öbür adı Petros olan Simon’u buraya çağır.

14    Kendisi sana senin ve tüm aile üyelerinin kurtuluşunu sağlayacak sözler bildirecek.’

15    “Ben konuşmaya başlayınca, Kutsal Ruh başlangıçta bizlere geldiği gibi onların da üzerine

16    Rab’bin sözünü anımsadım. Şöyle demişti O: ‘Bildiğiniz gibi Yahya su ile vaftiz etti, ama siz Kutsal Ruh’la vaftiz edileceksiniz.’

17    Bizler Rab İsa Mesih’e iman ettiğimizde bize verdiği aynı armağanı Tanrı onlara da verdiyse, ben kim oluyorum ki, Tanrı’ya karşı çıkayım?”

18    Bu sözleri duyunca yatıştılar ve Tanrı’yı yücelttiler. “Demek ki, Tanrı uluslara da günahlardan dönüp yaşama kavuşmayı sağladı” dediler.

 

İnanlılara Hristiyan (Mesih İnanlısı) Deniliyor

19    Stefanos’a çektirilen acı sonucunda darmadağın olanlar Finike’ye, Kıbrıs’a ve Antakya’ya kadar gittiler. Tanrı Sözü’nü Yahudiler’den başka hiç kimseye bildirmiyorlardı.

20    Ama onlardan Kıbrıslı ve Kirineli bazı kişiler Antakya’ya gelip Yunanlılar’a* da Rab İsa’nın Sevinç Getirici Haberi’ni bildirdiler.

21    Rab’bin eli onları destekliyordu. Çok sayıda insan iman ederek Rab’be döndü.

22    Bu olaylara ilişkin haber Yeruşalim’deki kilise topluluğunun kulağına geldi. Barnabas’ı Antakya’ya gönderdiler.

23    O varıp Tanrı’nın kayrasını gördüğünde sevindi; Rab’be bağlı kalmayı yüreklerinde kesinleştirsinler diye tümünü de öğütledi.

24    Çünkü kendisi iyi bir insandı; Kutsal Ruh’la ve imanla dolu biriydi. Böylece büyük bir topluluk Rab’be katıldı.

25    Barnabas Saul’u aramak için Tarsus’a gitti.

26    Onu bulunca Antakya’ya getirdi. İkisi bir yıl süreyle kilisede bir araya gelerek o büyük topluluğu eğittiler. Öğrencilere ilk kez Antakya’da Hristiyan adı verildi.

27    O günlerde Yeruşalim’den Antakya’ya peygamberler geldi.

28    Bunların arasında Agabos adında biri ayağa kalkarak tüm dünyada kırıcı bir kıtlık olacağını Ruh aracılığıyla bildirdi. (Bu kıtlık Klavdius’un günlerinde oldu.*)[Tüm Dünya sözü Roma Dünyası’yla ilgilidir]

29    Öğrenciler -her biri kendi gücü oranında- Yahudiye’de yaşayan kardeşlere yardım sunma hizmetine katılmak için anlaştılar.

30    Tasarladıkları işi uyguladılar. Barnabas ve Saul’un eliyle İhtiyarlar’a* bu yardımı gönderdiler.[(Presbiteroi) İhtiyarlar; (Episkopos) Gözeticiler; (Diyakonos); Hizmet Görücüler; bkz. 6:1]

 

Kral Herodes’in Kızgınlığı

BÖLÜM 12

1      Bu dönemde kral Herodes*[dördüncüsü] kilise topluluğundan bazı kişilere karşı kaba kuvvet kullandı.

2      Yuhanna’nın kardeşi Yakup’u kılıçla öldürttü.

3      Kral bu davranışının Yahudiler’ce beğenildiğini görünce, işi Petros’u tutuklamaya dek götürdü. Bu, Mayasız Ekmek kutlayışında oldu.

4      Onu yakalatıp cezaevine kapattı; kendisini kollasınlar diye her biri dörder kişilik dört kol askere teslim etti. Passah kutlayışından sonra Petros’u halkın önüne çıkarmayı tasarlıyordu.

5      Petros cezaevinde tutuluyordu ama, kilise topluluğu Tanrı’ya onun için içtenlikle dua etmekteydi.

 

Tanrı Gücü Petros’u Kurtarıyor

6      Herodes’in onu halkın önüne çıkaracağı günden önceki gecede Petros çift zincirle bağlı olarak iki asker arasında uyuyordu. Kapının önündeki askerler de cezaevini koruyordu.

7      Birden Rab’bin meleği orada durdu, oda ışıkla doluverdi. Melek Petros’un böğrüne dokunarak onu uyandırdı. “Çabuk kalk!” dedi. O anda Petros’un ellerinden zincirler düştü.

8      Melek, “Kemerini bağla, pabuçlarını giy” diye buyruk verdi. Petros buyrulanı yaptı. Sonra melek, “Üst giysini kuşan, ardım sıra gel” dedi.

9      Petros çıkıp onun ardı sıra gitti. Ama melek aracılığıyla uygulanan işin gerçek olduğunu bilmiyor, bir görme gördüğünü sanıyordu.

10    İlk nöbetçi yerini, sonra ikinciyi geçtiler; kente çıkan demir kapıya vardılar. Kapı önlerinde kendiliğinden açıldı. Oradan çıkıp bir sokağı geçince melek hemen ondan ayrıldı.

11    Petros kendine gelince, “Şimdi gerçekten biliyorum ki” dedi, “Rab meleğini gönderip beni Herodes’in elinden ve Yahudi halkının amaçladığı her düzenden kurtardı.”

12    Petros durumu anlayınca Meryem’in evine gitti. Bu Meryem, Markos diye bilinen Yuhanna’nın annesiydi. Orada birçok kişi dua etmekteydi.

13    Petros dış kapıyı çalınca Roda adlı hizmetçi kız kapıyı açmaya gitti.

14    Petros’un sesini tanıdıysa da duyduğu sevincin coşkusuyla kapıyı açmadı. Hemen içeriye koşup Petros’un kapı önünde durduğunu bildirdi.

15    Onlar kıza, “Sen çıldırmış olmalısın” dediler. Ama kız boş söz konuşmadığını kesinlikle bildirdi. Bunun üzerine, “Görünen, Petros’un meleğidir” dediler.

16    Petros ise kapıyı sürekli çalıyordu. Kapıyı açıp onu görünce parmaklarını ısırdılar.

17    Petros elini sallayarak onlara ağızlarını açmamalarını belirttikten sonra, Rab’bin kendisini cezaevinden nasıl çıkardığını anlattı. “Bunu Yakup’a ve kardeşlere bildirin” dedi. Sonra onlardan ayrılarak başka yere gitti.

 

Herodes’in Öfkesi ve Ölümü

18    Sabah olunca, acaba Petros’a ne oldu diye askerler birbirine girdi.

19    Herodes de onu aradı; bulamayınca askerleri sorguya çekti, öldürülmeleri için buyruk çıkardı.* Sonra Yahudiye’yi bırakıp Kayseriye’ye gitti ve orada kaldı.

20    Herodes, Sur ve Saydalılar’a karşı çok öfkeliydi. Bu insanlar hep birlikte kendisine geldiler. Kral’ın protokol başkanı Vlastos’un desteğini sağlayarak barış aradılar. Çünkü ülkeleri yiyecek yönünden Kral’ın ülkesine bel bağlamıştı.*

21    Kararlaştırılan gün Herodes Kral’a özgü giysiler kuşandı, yargı kürsüsüne kuruldu, onlara bir nutuk attı.

22    Halk, “Bu Tanrı sesidir, insan sesi değil!” diye bağırdı.

23    O anda Tanrı’nın meleği onu çarptı, çünkü yüceliği Tanrı’ya vermemişti. Kurtçuklar bedenini kemirdi ve adam öldü.

24    Bu arada Tanrı Sözü istek görüyor, etkisi de yayılıyordu.

25    Barnabas ile Saul hizmetleri sona ermiş olarak Yeruşalim’e[Bazı eski metinler: Yeruşalim’den; başka metinlerde ise: Antakya’ya] döndüler. Markos adıyla bilinen Yuhanna’yı da beraberlerinde getirdiler.

 

İLK HABER GEZİSİ

Kutsal Ruh Barnabas’la Saul’u Haber Gezisine Çağırıyor

BÖLÜM 13

1      Antakya’daki kilise topluluğunda peygamberler ve öğretmenler vardı: Barnabas, Siyah adıyla bilinen Simeon, Kirineli Lukios, Manaen -ülkenin dörtte birine yönetmenlik eden Herodes’in süt kardeşi- ve Saul.

2      Bunlar Rab’be karşı ruhsal görevlerini yapıp oruç tutarken Kutsal Ruh, “Barnabas’la Saul’u kendilerini çağırdığım işe ayırın” dedi.

3      Bunun üzerine oruç tutup dua ettiler, ellerini Barnabas’la Saul’un üstüne koydular ve onları gönderdiler.

4      Böylece, Barnabas ile Saul Kutsal Ruh’un buyruğuyla gönderildikten sonra Selefke’ye* geldiler, oradan da Kıbrıs’a yelken açtılar.

5      Salamis’e ulaştıklarında Tanrı Sözü’nü Yahudiler’in sinagoglarında bildirdiler. Yuhanna’yı da yardımcı olarak beraberlerinde götürüyorlardı.

6      Pafos’a kadar tüm adayı baştan başa aştılar. Orada Yahudiler’in yalancı bir peygamberiyle karşılaştılar. Büyücülükle uğraşan bu kişinin adı Bar Yeşu idi.

7      Kendisi vali Sergius Pavlos’un yakınıydı. Vali akıllı bir insandı. Barnabas’la Saul’u yanına çağırdı. Tanrı Sözü’nü dinlemek istedi.

8      Adının taşıdığı anlam uyarınca* bir büyücü olan Elimas onlara direndi. Valiyi imandan saptırmaya çalışıyordu.

9      Ama Pavlos adıyla da bilinen Saul, Kutsal Ruh’la doldu; gözlerini ona dikerek,

10    “Ey iblis oğlu!” dedi. “Her tür düzenbazlıkla ve dalaverecilikle dolu adam, her gerçeğe düşman kesilen. Rab’bin düz yollarını saptırma çabasını bırakmayacak mısın sen?[Hoşea 14:9]

11    Bak, şu anda Rab’bin eli seni yargılıyor. Gözlerin görmez olacak ve belirli bir süre güneşi görmeyeceksin.” O anda Elimas’a donukluk ve karanlık çöktü. Elinden tutacak birisini bulmaya çalıştı.

12    Olaya tanık olan vali iman etti. Rab’bin öğrettikleri karşısında ağzı açık kaldı.

 

Habercilerin Anadolu Gezisi

13    Pavlos’la yol arkadaşları Pafos’tan denize açılıp Pamfilya’nın Perge kentine geldiler. Yuhanna kendilerini burada bırakıp Yeruşalim’e döndü.

14    Onlarsa Perge’yi* aştılar Pisidya’da* bulunan Antakya’ya[Haritaya bakınız. Bu Antakya bugünün Yalvaç’ıdır] vardılar. Şabat günü sinagoga girip oturdular.

15    Ruhsal yasayla peygamberler okunduktan sonra, sinagogun ileri gelenleri onlara haber iletti: “Arkadaşlar, kardeşler! Halka verilecek bir öğüt sözünüz varsa çekinmeden anlatın.”

16    Pavlos ayağa kalktı, elini sallayarak şunları söyledi: “İsrailli arkadaşlar ve Tanrı’dan korkan insanlar!* Kulak veriniz.

17    Bu İsrail halkının Tanrısı bizim atalarımızı seçti ve Mısır’da yabancı olarak yaşadıkları dönemde halkı yükseltti. Sonunda güçlü bileğiyle onları oradan çıkardı.[Mısır’dan Çıkış 6:1,6; 12:37,41; 14:8; Yeşaya 1:2]

18    Yaklaşık kırk yıl boyunca çölün ortasında kendilerine katlandı.[Mısır’dan Çıkış 16:35; Çölde Sayım 14:34; Yasanın Tekrarı 1:31]

19    Kenan bölgesinde yedi ulusu ortadan kaldırıp toprağı miras olarak kendilerine verdi.[Yasanın Tekrarı 7:1; Yeşu 14:2]

20    Yaklaşık dört yüz elli yıllık bir süreydi bu. “Bundan sonra onlara -Samuel peygamberin dönemine dek- yargıçlar* verdi.

21    Ardından onlar bir kral istedi. Ve Tanrı kendilerine kırk yıl krallık süren Kiş oğlu Saul’u verdi. Benyamin kuşağından bir adamdı o.

22    Sonra onu tahttan indirdi, kral olarak kendilerine Davut’u yükseltti. Ona ilişkin şu tanıklığı bildirdi: ‘Yesse oğlu Davut’u yüreğime yaraşan bir insan niteliğinde buldum. O benim tüm isteklerimi uygulayacak.’[Mezmur 89:20; I.Samuel 13:10-14; 16:12,13; Yeşaya 44:28]

23    “Tanrı verdiği vaat uyarınca İsrail’e Davut’un soyundan kurtarıcı İsa’yı gönderdi.

24    Yahya önceden O’nun gelişine yol hazırladı ve tüm İsrail halkına günahlardan dönüp vaftiz edilmelerini bildirdi.

25    Yahya yolunun sonuna erişmek üzereydi ki, ‘Benim kim olduğumu düşünüyorsunuz?’ dedi. ‘Beklediğiniz kişi ben değilim. Ama benden sonra gelen biri var; ben O’nun ayaklarındaki çarıkların bağını çözmeye bile yaraşmam.’”

 

Sevinç Getirici Haber’i Müjdeliyoruz

26    “Arkadaşlar, kardeşler! İbrahimoğulları ve Tanrı korkusuyla yaşayan, kendilerini sizin aranıza katan bireyler. Bu kurtuluş bildirisi bizlere gönderildi.[Mezmur 107:20]

27    Çünkü Yeruşalim’de yaşayanlarla başkanları İsa’yı tanımadı ve O’nu yargılayarak her Şabat günü okunan peygamberlerin sözlerini yerine getirdiler.

28    Ölümü gerektirecek hiçbir suçlama bulamadılar, buna karşın Pilatus’tan O’nun idamını istediler.

29    “O’na ilişkin yazılı olan her şeyi yerine getirdikleri zaman, bağlıları O’nu tahtadan indirip bir gömüte koydu.

30    Ama Tanrı O’nu ölüler arasından diriltti.

31    Kendisiyle birlikte Galile’den Yeruşalim’e gelenlere günlerce göründü. Bu insanlar bugün halk önünde O’nun tanıklarıdır.

32    Biz de atalara doğrultulan vaadi, Sevinç Getirici Haber’i sizlere müjdeliyoruz.

33    Tanrı, İsa’yı diriltmekle onların çocukları olan bizler için bu sözünü yerine getirdi. Tıpkı ikinci Mezmur’da yazılı olduğu gibi: “‘Sen benim Oğlum’sun, Baba oldum sana bugün.’[Mezmur 2:7]

34    “Tanrı O’nu artık çürümeye göndermemek amacıyla dirilttiğini şöyle kanıtladı: ‘Davut’a vaat edilen kutsal ve kesin kutlulukları Sana vereceğim.’[Yeşaya 55:3]

35    “Nitekim başka bir Mezmur’da da şunları söylüyor: “‘Kutsal Olanı’nı çürümeye bırakmayacaksın.’[Mezmur 16:10]

36    “Davut, Tanrı’nın ereğiyle kendi kuşağına hizmet ettikten sonra uyudu ve atalarının yanına giderek çürüdü.[I.Krallar 2:10; Hakimler 2:10]

37    Ama Tanrı’nın dirilttiği kişi çürümeye bırakılmadı.

38    “Bu nedenle arkadaşlar, kardeşler şu gerçek hepinizce tanınsın: İsa aracılığıyla sizlere günahların bağışlanacağı bildiriliyor. Musa’nın yasası aracılığıyla kötülüklerin tümünden doğrulukla donatılamadınız.

39    İsa’ya iman eden herkes doğrulukla donatılacak.

40    Dikkat edin, peygamberlerin söylediği söz sizlerin başına gelmesin:[Habakkuk 1:5]

41    “‘Görün, alay edenler! Şaşırıp kalın, yıkılıp gidin. Çünkü ben sizin günlerinizde Bir iş uyguluyorum. Biri sizlere açıkladığında, Hiçbir koşulla inanmayacağınız bir iş.’” [Habakkuk 1:5]

42    Pavlos’la Barnabas giderken, oradakiler gelecek Şabat aynı konuların kendileriyle yine konuşulmasını istediler.

43    Sinagogtaki toplantı dağılınca, Yahudiler’den ve tanrısayar inanlılardan[16 ve 26. ayetlerde sözü edilen, Tanrı’dan korkan insanlar] birçoğu Pavlos’la Barnabas’ın ardı sıra gitti. Pavlos’la Barnabas onlarla konuştu; Tanrı kayrasında süreklilik göstermeleri için kendilerini kanıtladılar.

 

Ters Esen Rüzgâr

44    Ertesi Şabat günü neredeyse tüm kent Tanrı Sözü’nü dinlemek için bir araya geldi.

45    Yahudiler bu büyük topluluğu görünce kıskançlıkla doldular. Pavlos’un söylediklerine karşı direndiler, kendilerine yöneltilen bir sürü aşağılayıcı söz söylediler.

46    Pavlos’la Barnabas hiçbir korkuya kapılmadı. “Tanrı Sözü’nün ilkin sizlere bildirilmesi gerekiyordu” dediler, “Ama onu bir yana ittiğiniz ve kendinizi sonsuz yaşama yaraşır saymadığınız için, biz işte uluslara yöneliyoruz.

47    Çünkü Rab bizlere şöyle buyruk vermiştir: “‘Yeryüzünün en uzak köşesine dek Kurtuluş sağlayasın diye, Seni uluslara ışık olarak atadım.’”[Yeşaya 49:6]

48    Kökeni uluslardan olanlar bunu duyunca sevindi ve Tanrı Sözü’nü yücelttiler. Sonsuz yaşama atanmış olan herkes iman etti.

49    Böylece Rab’bin Sözü tüm bölgede yayıldı.

50    Ama Yahudiler saygıdeğer, tanrısayar kadınlarla kentin önde gelenlerini kışkırttılar. Pavlos’la Barnabas’a karşı saldırı düzenlediler, onları bölgelerinden dışarıya attılar.

51    Haberciler tanıklık etmek için ayaklarının tozunu onlara karşı silkeleyerek Konya’ya gittiler.

52    Öğrencilere gelince, onlar sevinçle ve Kutsal Ruh’la dolmaktaydı.

 

Konya’daki Direniş

BÖLÜM 14

1      Konya’da da her zaman yaptıkları gibi Yahudiler’in sinagoguna girip söz aldılar. Bunun sonucunda Yahudiler’den ve Yunanlılar’dan pek çok kişi iman etti.

2      Ama iman etmemekte direnen Yahudiler, uluslardan olanları ayaklandırdılar, kardeşlere karşı onların yüreklerine fitne soktular.

3      Haberciler uzunca bir süre orada kalarak hiç çekinmeden Rab’bin adıyla konuştular. Rab de kayrasıyla ilgili söze tanıklıkta bulundu; onların eliyle belirtiler ve göz kamaştırıcı eylemler yapılmasını sağladı.

4      Kentin insanları ikiye ayrıldı: Bir kesimi Yahudiler’den yanaydı öbür kesimiyse habercilerden yana.

5      Uluslardan olanlarla Yahudiler ve onların başkanları habercileri aşağılayıp taşa tutmak için sert bir çıkışta bulundular.

6      Düzeni kavrayan haberciler Likaonya’nın kentleri olan Listra, Derbe ve çevre bölgeye kaçtılar.

7      Burada da Sevinç Getirici Haber’i müjdelediler.

 

Listra’da Sağlığa Kavuşturma ve Taşkınlık

8      Listra’da ayakları sakat bir adam yerde oturuyordu. Anadan doğma kötürümdü, yürümek nedir bilmiyordu.

9      Pavlos konuşurken bu adam kulak kesildi, Pavlos da gözlerini ona çevirdi. Sağlığa kavuşmaya imanı olduğunu görünce,

10    yüksek sesle, “Ayağa kalk, dikil!” diye bağırdı. Adam yerinden sıçrayıp yürümeye başladı.

11    Topluluklar Pavlos’un yaptığı eylemi görünce seslerini yükselterek, Likaonya diyalektiyle, “Tanrılar insan görünüşüne bürünüp aramıza indi” diye haykırdılar.

12    Barnabas’ı Zeus* diye adlandırdılar, Pavlos’a da Hermes* dediler; çünkü kendisi baş sözcüydü.

13    Kentin girişindeki Zeus tapınağının rahibi kent kapılarına boğalarla çelenkler getirdi, topluluklarla birlikte kurban kesmek istedi.

14    Haberciler -Barnabas’la Pavlos- olayı duyunca giysilerini yırtarak topluluğa doğru seğirttiler ve,

15    “Ey insanlar!” diye bağırdılar, “Nedir bu yaptığınız işler? Biz de sizin gibi ademoğullarıyız. Sizlere Sevinç Getirici Haber’i müjdeliyoruz. Bu derme çatma alışkılardan diri Tanrı’ya dönesiniz diye.. “‘Göğü, yeryüzünü, denizi ve onlarda bulunan her şeyi yaratan O’dur.’[Mısır’dan Çıkış 20:11; Mezmur 146:6; Yeşaya 37:16; Yeremya 32:17]

16    “Önceki kuşaklarda tüm ulusları kendi yollarında yürümeye bırakan O’dur.

17    Durum buyken tanıklıktan yoksun durumunda kalmadı O. İyiliğini gösterdi. Sizlere gökten yağmur ve verimli mevsimler gönderdi. Karınlarınızı yiyecekle doyurdu, yüreklerinizi de mutlulukla.”

18    Bu sözleri söyleyerek kendilerine kurban kesmek isteyen topluluğu zar zor durdurabildiler.

19    Bu arada Antakya’dan, Konya’dan Yahudiler gelip dayandı. Bunlar toplulukları kandırdı. Pavlos’u taşa tuttular. Onu ölü sanarak kentten dışarıya sürüklediler.

20    Öğrenciler çevresinde toplanınca Pavlos ayağa kalkıp kente girdi. Ertesi gün Barnabas’la birlikte oradan ayrılıp Derbe’ye gitti.

 

Haber Gezisinden Dönüş

21    Derbe’de Sevinç Getirici Haber’i müjdeleyip birçok öğrenci kazandıktan sonra Listra’ya, Konya’ya ve Antakya’ya döndüler.

22    Öğrencilerin canlarını destekledikten, imanda durmaları için onları öğütledikten sonra, “Bizim birçok acıdan geçerek Tanrı’nın hükümranlığına girmemiz gerekiyor” dediler.

23    Kilise topluluklarının her birine İhtiyarlar* atadıktan sonra, oruç tutarak dua ettiler ve bu insanları iman yoluyla bağlandıkları Rab’bin güvenine bıraktılar.

24    Pisidya’dan geçerek Pamfilya’ya geldiler.

25    Perge’de Tanrı Sözü’nü bildirdikten sonra Antalya’ya indiler.

26    Oradan da Antakya’ya -artık sonuçlamış oldukları göreve başlamadan önce Tanrı’nın kayrasına teslim edildikleri yere- doğru yelken açtılar.

27    Antakya’ya ulaşınca kilise topluluğunu bir araya getirdiler. Tanrı’nın kendileri aracılığıyla yaptığı işlerin tümünü onlara bildirdiler; O’nun iman kapısını uluslara nasıl açtığını anlattılar.

28    Orada öğrencilerle birlikte uzun süre kaldılar.

 

İlk Konsey ve Karar

BÖLÜM 15

1      Yahudiye’den Antakya’ya bazı kişiler gelip kardeşleri aşılamaya koyuldu: “Eğer Musa’nın bildirdiği töreler uyarınca sünnet edilmezseniz kurtulamazsınız.”

2      Pavlos’la Barnabas onlarla sürtüşerek uzun uzun tartıştılar. En sonunda Pavlos’la Barnabas’ın ve başka bazı kişilerin Yeruşalim’e gidip bu konuda habercilere ve İhtiyarlar’a danışmalarına karar verildi.

3      Kilise topluluğu onları yolcu etti. Finike ve Samiriye yörelerinden geçerek ulusların Tanrı’ya dönüşünü anlattılar. İlettikleri haberle tüm kardeşlere büyük sevinç getirdiler.

4      Yeruşalim’e ulaştıklarında kilise topluluğuyla haberciler ve İhtiyarlar tarafından yürek hoşnutluğuyla kabul edildiler. Onlar da Tanrı’nın kendilerini kullanarak yaptığı işlerin tümünü anlattılar.

5      Ne var ki, Ferisiler partisinden iman etmiş bazı kişiler ayağa kalkıp, “Onları sünnet etmek ve Musa’nın yasasını uygulamaları doğrultusunda kendilerine buyruk vermek gerekir” yolunda sözler ettiler.*

6      Habercilerle İhtiyarlar bu sorunu görüşmek amacıyla bir araya geldi.

7      Uzun süren bir tartışmadan sonra Petros ayağa kalkıp onlara konuştu: “Arkadaşlar, kardeşler! Biliyorsunuz ki, bundan önceki dönemde Tanrı beni kendi aranızdan seçti. Ulusların benim ağzımdan Sevinç Getirici Haber’e ilişkin sözü duymalarını ve iman etmelerini istedi.

8      İnsan yüreğini bilen Tanrı, bizlere verdiği gibi onlara da Kutsal Ruh’u vererek kendilerini onayladı.

9      Bizlerle onlar arasında hiçbir ayrım gözetmedi. İman etmeleri üzerine onların yüreğini arıttı.

10    Şimdi siz neden öğrencilerin boynuna boyunduruk takarak Tanrı’yı denemektesiniz? Bunu ne atalarımız, ne de biz taşıyabildik.

11    Hayır. Onlar gibi bizler de Rab İsa’nın kayrası aracılığıyla kurtulduğumuza iman ediyoruz.”

12    Tüm toplananlar sustu. Uluslar arasında Tanrı’nın onlar aracılığıyla yaptığı belirtileri ve göz kamaştırıcı eylemleri anlatan Barnabas’la Pavlos’u dinlediler.

13    Onlar susunca Yakup konuştu: “Arkadaşlar, kardeşler! Beni dinleyin.

14    Simeon[Petros’un ilk adı] Tanrı’nın kendi adıyla anılan bir halk seçmek için ilkin uluslara ilgi gösterdiğini anlattı.

15    Peygamberlerin sözleri de bu olayla bağdaşmaktadır. Tıpkı yazılı olduğu gibi:[Amos 9:11,12]

16    “‘Bundan sonra geri geleceğim, Davut’un yıkık konutunu yeniden yükselteceğim, Onun kalıntılarını yeni baştan kuracağım. Onu dimdik dikeceğim.[Yeremya 12:15]

17    Öyle ki, insanların geriye kalanlarıyla Üzerlerinde adımın anıldığı ulusların tümü Rab’bi arasın.

18    Çağlar öncesi bunları açıklayan Rab buyuruyor.’”[Yeşaya 45:21]

19    Yakup konuşmasını şöyle noktaladı: “Bu nedenle yargımı bildiriyorum. Uluslar içinden Tanrı’ya dönenleri tedirgin etmeyelim.

20    Yalnız kendilerine mektup yazarak, yalancı tanrılarla ilişkisi olan kirli nesnelerden*, rasgele cinsel ilişkiden, boğazı sıkılarak öldürülmüş hayvanlardan ve kandan uzak durmalarını belirtelim.

21    Nasıl ki, eski kuşaklardan bu yana her kentte Musa’nın duyurduğu sözü yayanlar var. Bu söz her Şabat günü sinagoglarda açık açık okunmaktadır.”

 

Konseyin İnanlılara Mektubu

22    Bundan sonra habercilere, İhtiyarlar’a ve tüm kilise topluluğuna kendi aralarından adamlar seçip onları Pavlos ve Barnabas’la birlikte Antakya’ya göndermek yerinde göründü. Kardeşler arasında ön sırada gelen iki adam seçtiler: Barsabas diye bilinen Yahuda’yla Silas.

2      3Bunların eliyle şu mektubu ilettiler: “Habercilerle İhtiyarlar’dan oluşan kardeşleriniz Antakya’da, Suriye’de ve Kilikya’da kökeni uluslar arasından olan kardeşlere selam ederler.

24    Bizden bazı kişilerin, söyledikleri belirli sözlerle aklınızı çelerek sizi sarstıklarını duyduk. Kaldı ki, onları biz göndermedik.

25    Bu nedenle, bir araya gelip seçtiğimiz adamları yanınıza göndermeyi uygun gördük. Onlar sevgili Barnabas ve Pavlos’la birliktedir;

26    Rabbimiz İsa Mesih’in tanıkları olma yolunda canlarını hiçe sayanlar.

27    Bunu bilerek Yahuda’yla Silas’ı gönderdik. Kendileri yazdıklarımızı size ağızdan bildirecek.

28    “Kutsal Ruh’a ve bizlere, gerektiğinden daha ağır bir yükü size yüklememek yararlı göründü.

29    Yalancı tanrılara kesilen sunulardan, kan yemekten, boğazı sıkılarak öldürülmüş hayvanlardan ve rasgele cinsel ilişkiden uzak durasınız. Kendinizi bunlardan sakınırsanız iyi edersiniz. Esen kalın.”*

 

Mektuba Sevinç Tepkisi

30    Bu yolculuğa atananlar Antakya’ya ulaştı, tüm topluluğu bir araya çağırıp mektubu verdiler.

31    Onlar mektubu okuyunca, içindeki yüreklendirici sözlere sevindiler.

32    Yahuda’yla Silas -kendileri de peygamber olduklarından- kardeşlere geniş çapta öğüt vererek onları yüreklendirdiler ve desteklediler.

33    Bir süre orada kaldıktan sonra, kardeşler tarafından esenlik dileğiyle kendilerini göndermiş olanlara yolcu edildiler.

34    [Ama Silas orada kalmayı gerekli gördü.] [Bu ayet bazı Kutsal Kitap Çevirilerinde bulunmakla birlikte, birçok Yunanca elyazmasıyla uyumlu olan Westcott ve Hort’un Yunanca metnine alınmamıştır.]

35    Pavlos’la Barnabas ise bir süre Antakya’da kaldı. Birçoklarıyla birlikte Rab’bin sözünü öğrettiler ve Sevinç Getirici Haber’i müjdelediler.

 

İKİNCİ HABER GEZİSİ

Ayrı Yönlere Yolculuk

36    Bir süre sonra Pavlos Barnabas’a, “Rab’bin sözünü bildirdiğimiz kentlerin her birine dönelim, kardeşlerin durumunu öğrenelim” dedi.

37    Barnabas Markos diye bilinen Yuhanna’yı da beraberlerinde almak istedi.

38    Ama Pavlos Pamfilya’da kendilerini yüzüstü bırakıp birlikte hizmete gitmekten kaçınan adamı yanlarına almanın uygun olmayacağını savundu.

39    Aralarında çetin bir sürtüşme çıktı. Sonunda birbirlerinden ayrıldılar. Barnabas Markos’u alarak Kıbrıs’a yelken açtı.

40    Pavlos da Silas’ı seçti; kardeşlerce Rab’bin kayrasına teslim edildikten sonra yola çıktı.

41    Suriye ve Kilikya’dan geçerek kilise topluluklarını desteklediler.

 

Haber Gezisine Katılan Genç

BÖLÜM 16

1      Pavlos, Derbe ve Listra’ya uğradı. Listra’da Timoteos adlı bir öğrenci vardı. İman etmiş Yahudi bir kadınla Yunanlı bir babanın oğluydu.

2      Listra’da ve Konya’da bulunan kardeşler onun için sağlıklı sözlerle tanıklık ediyordu.

3      Pavlos Timoteos’un kendisiyle birlikte gelmesini istedi. Yörede yaşayan Yahudiler babasının Yunanlı olduğunu bildiklerinden onu alıp sünnet etti.

4      Yolları üzerindeki kentlerden geçerken, inanlılara Yeruşalim’deki haberciler ve İhtiyarlar’ca kararlaştırılan temel kuralları bildirdiler, bunları uygulamalarını öğütlediler.

5      Böylece kilise toplulukları gitgide imanda güçlendi ve sayıları gün günden çoğaldı.

 

Kutsal Ruh Müjde Gezisini Yöneltiyor

6      Kutsal Ruh Tanrı Sözü’nü Asya bölgesinde*[Ege bölgesi] yaymalarını engelleyince, onlar Frikya ve Galatya bölgesini aşarak

7      Misiya sınırlarına ulaştılar. Bitinya bölgesine girmek istedilerse de, İsa’nın Ruhu onları bırakmadı.

8      Misiya’yı geçerek Troas’a indiler.

9      Geceleyin Pavlos’a bir görme geldi. Makedonyalı bir adam önünde durmuş ona yalvarıyor, “Makedonya’ya gel, bize yardım et!” diyordu.

10    Pavlos bu görmeyi görünce, biz hemen Makedonya’ya gitmenin yolunu aradık.* Tanrı’nın, Sevinç Getirici Haber’i onlara müjdelemek için bizleri çağırdığı sonucuna vardık.

 

Avrupa’da İlk Bildiri

11    Troas’tan açılıp Samotrakya doğrultusunda denizi aştık. Bir gün sonra Neapolis’e ulaştık.

12    Buradan Filippi’ye gittik. Burası Makedonya bölgesinin önde gelen bir kenti ve Romalılar’ın kurduğu bir kolonidir.* Bu kentte birkaç gün kaldık.

13    Şabat günü kent kapısından çıkıp ırmak kıyısına gittik. Burada bir dua toplantısı olabileceğini düşündük.* Oturduk, orada toplanan kadınlarla konuştuk. “Dinleyicilerden biri Tanrı’ya tapan, Lidya adında Tiyatiralı bir kadın. Mesleğiyse erguvan çiçeği renginde kumaş satıcılığıydı. Rab onun yüreğini Pavlos’un söylediği sözlere önem vermesi için açtı.

15    Lidya ev halkıyla birlikte vaftiz edilince onlara yakardı: “Eğer beni Rab’be iman etmiş sayıyorsanız evime buyurun, konuğum olun.” O üsteleyerek dileğini bize kabul ettirdi.

 

Falcı Kız Kurtuluyor, Ortalık Karışıyor

16    Duaya gidiyorduk. Kâhinlik ruhu taşıyan köle bir kız bize rastladı. Falcılık ederek sahiplerine bol para kazandırıyordu kız.

17    Pavlos’u ve bizleri izleyerek, “Bu insanlar yüce Tanrı’nın uşaklarıdır” diye bağırıyordu. “Size bir kurtuluş yolu bildiriyorlar.”

18    Günlerce böyle bağırıp durdu. Pavlos çileden çıktı; dönüp ruhu payladı: “İsa Mesih’in adıyla sana buyruk veriyorum, ondan ayrılasın.” Ruh o anda kızdan ayrıldı.*

19    Kızın sahipleri kazanç umutlarının söndüğünü görünce, Pavlos’la Silas’ı tuttukları gibi Agora’ya,* yöneticilerin önüne sürüklediler.

20    Onları savcılara getirip, “Bu insanlar Yahudi’dir” dediler. “Kentimizde kargaşalık yaratıyorlar.

21    Romalı olan bizlerin benimseyip uygulayamayacağımız töreler yayıyorlar.”

22    Topluluk da onlara karşı doğrultulan saldırıya katıldı. Savcılar Pavlos’la Silas’ın giysilerinin çıkartılmasını ve değnekle dövülmelerini buyurdu.

23    Onları amansızca dövdükten sonra cezaevine attılar. Gardiyana onları sımsıkı gözlemesi için kesin buyruk verdiler.

24    Gardiyan buyruğu duyunca adamları hücreye tıktı, ayaklarını da delikli ağır tahtalarla kenetledi.

 

Deprem ve Kurtuluş

25    Gece yarısı dolaylarında Pavlos’la Silas dua ediyor, Tanrı’ya ilahi söylüyorlardı. Cezalılar da onları dinliyordu.

26    Ansızın güçlü bir deprem oldu. Öylesine güçlü ki, cezaevinin temelleri sarsıldı. Bir anda tüm kapılar açıldı, herkesin bağları çözüldü.

27    Gardiyan uyandı. Cezaevinin kapılarını açılmış görünce kılıcını çekti, kendisini öldürmek istedi. Çünkü cezalıların kaçtığını sanmıştı.

28    Ama Pavlos yüksek sesle, “Kendine kötülük etme” diye bağırdı. “Çünkü hepimiz buradayız.”

29    Gardiyan ışık istedi ve içeriye koştu. Korkudan tir tir titreyerek Pavlos’la Silas’ın önünde yere kapandı.

30    Onları dışarıya çıkarıp, “Efendiler” dedi. “Kurtulmak için ne yapmalıyım?”

31    Onlar, “Rab İsa’ya iman et, kurtulacaksın” dediler. “Sen de ev halkın da.”

32    Ona ve evindeki herkese Tanrı Sözü’nü bildirdiler.

33    Gardiyan gecenin o geç saatinde onları alıp yaralarını yıkadı. O anda hem kendisi hem de tüm ev halkı vaftiz edildi.

34    Bundan sonra onları evine getirdi, sofra kurdu. Tüm ailesiyle birlikte Tanrı’ya iman etmenin sevincini yaşadı.

 

 

Yetkililer Sertlikten Cayıyor

35    Sabah olunca savcılar baltacıları* göndererek, “O adamları salıverin” dediler.

36    Gardiyan bu haberi Pavlos’a iletti: “Savcılar salıverilmeniz için haber gönderdi. Onun için artık kalkın, esenlikle yolunuza koyulun.”

37    Ama Pavlos baltacılara şunları söyledi: “Roma uyruklu olan bizleri suçlu bulmamalarına karşın, herkesin gözü önünde dövüp cezaevine attılar. Şimdi de el altından bizi salıvermek istiyorlar. Hayır! Böyle iş olmaz. Kendileri gelip bizi serbest bıraksın.”

38    Baltacılar bu sözleri savcılara iletti. Savcılar adamların Roma uyruklu olduklarını duyunca korktular.

39    Gelip onlardan özür dileyerek serbest bıraktılar ve kentten gitmeleri için yalvardılar.

40    Pavlos’la Silas cezaevinden çıkınca Lidya’nın evine uğradılar. Orada kardeşleri gördüler, onlara öğüt verdikten sonra Filippi’den ayrıldılar.

 

Selanik’teki Saldırı

BÖLÜM 17

1      Amfipolis ve Apolonya’dan geçerek Selanik’e vardılar. Burada Yahudiler’in bir sinagogu vardı.

2      Pavlos her zaman yaptığı gibi yine onların toplantısına katıldı. Üç Şabat[Sırayla üç hafta] günü boyunca Kutsal Yazılar üzerinde kendileriyle tartıştı.

3      Mesih’in işkence çekmesinin ve ölüler arasından dirilmesinin gerekli olduğunu kanıtlayan belgeleri apaçık önlerine serdi. “İşte size bildirdiğim İsa O Mesih’tir” diyerek tanıklık etti.

4      Onlardan bazıları, Tanrı’ya tapan Yunanlılar’dan büyük bir toplulukla kentin ileri gelen birçok kadını iman ederek Pavlos’la Silas’a katıldı.

5      Ne var ki, Yahudiler bunu kıskandı. Çarşı pazardan topladıkları bazı ipsizlerden bir kalabalık oluşturdular ve kentte kargaşalık çıkardılar. Yason’un evine saldırdılar. Onları dışarıya, halkın önüne çıkarmak istiyorlardı.

6      Ama kendilerini bulamayınca, Yason’la bazı kardeşleri yaka paça kent yöneticilerinin önüne sürüklediler. Avaz avaz bağırıyorlardı: “Dünyayı altüst eden bu insanlar şimdi de buraya geldi.

7      Yason onları evinde konuk etti. Bu insanların tümü Kayser’in yasalarını çiğniyor; ‘Başka bir kral vardır; O’nun adı İsa’dır’ diyorlar.

8      Bu sözlerle topluluğu ve kent yöneticilerini galeyana getirdiler.

9      Hemen ardından Yason’la öbür adamlardan gerekli kefilliği elde ettikten sonra onları serbest bıraktılar.”

 

Aydın Görüşlü Veriyalılar

10    Gece bastırınca kardeşler Pavlos’la Silas’ı hemen Veriya’ya gönderdiler. Pavlos’la Silas oraya varınca Yahudiler’in sinagoguna girdiler.

11    Bu insanlar Selanik halkından daha aydın görüşlüydü. Yayılan sözü göze görünür bir içtenlikle benimsediler. Bildirilen konular gerçekten böyle midir diye gün günden Kutsal Yazılar’ı araştırdılar.

12    Böylece aralarından birçoğu iman etti. Saygıdeğer Yunanlı kadınlarla önemli sayıda erkek de bunların yanı sıra iman etti.

13    Ne var ki, Selanik’te yaşayan Yahudiler Tanrı Sözü’nün Pavlos aracılığıyla bu kez Veriya’da bildirildiğini duyunca oraya da yetişip toplulukları altüst ettiler, karıştırdılar.

14    Kardeşler Pavlos’u hemen denize uzanan yola götürdüler. Ama Silas’la Timoteos orada kaldı.

15    Pavlos’u yöneltenler onu Atina’ya kadar ulaştırdılar. Silas’la Timoteos’un ivedilikle kendisine gelmeleri için Pavlos’tan buyruk aldıktan sonra yanından ayrıldılar.

 

Pavlos Filozoflar Arasında

16    Pavlos, Atina’da Silas’la Timoteos’u beklemekteyken kentin bir uçtan öbür uca yalancı tanrılar yatağı olduğunu görünce, ruhu aşırı oranda tedirgin oldu.

17    Sinagogta Yahudiler ve Tanrı’ya tapanlarla, Agora’da da her gün gelip geçenlerle tartışıyordu.

18    Epikurosçu* ve Stoacı* filozoflardan bazıları da kendisine rastladı. Bazı kimseler, “Kulaktan dolma[Spermologos: Kuşun her yandan tohum yuttuğu gibi, sağdan soldan bilgi toplayan, ödünç sözler taşıyan. Keskin zekâlı Atinalılar beğenmedikleri bir düşünceyi böylece yererdi.] bilgi taşıyan bu adam da ne demek istiyor yani?” diyorlardı. Başkaları ise, “Yabancı tanrıların propagandasını yapan biri olsa gerek” dedi. Çünkü Pavlos İsa’ya ve dirilişe ilişkin Sevinç Getirici Haber’i yayıyordu.

19    Kendisini tuttukları gibi Ariopagos’a* getirdiler. “Yaydığın bu yeni öğretinin ne olduğunu öğrenebilir miyiz?” diye sordular,

20    “Çünkü sen bizim kulaklarımıza yabancı gelen bazı sözler söylüyorsun. Bunların ne demek olduğunu bilmek isteriz.”

21    Tüm Atinalılar da, bu kentteki yabancılar da yeni bir şey konuşmaktan ve dinlemekten başka hiçbir işle uğraşmazlardı.*

22    Pavlos, Ariopagos’un orta yerinde durup şunları söyledi:* “Atinalı arkadaşlar! Sizin her bakımdan dini bütün kişiler olduğunuzu görüyorum.

23    Çünkü dolaşırken sizce dinsel önemi olan yerlere bakıyordum. Bu arada bir sunağa takıldı gözüm. Üstünde bir yazı vardı: “BİLİNMEYEN BİR TANRI’YA. “İşte bilmeden saygı gösterdiğiniz bu Tanrı’yı sizlere bildiriyorum.

24    “Dünyayı ve onda bulunan her şeyi yaratan Tanrı göğün ve yerin Rabbi olduğundan, elle yapılmış tapınaklarda yaşamaz.[I.Krallar 8:27; Yeşaya 42:5]

25    Sanki bir şeye gereksinimi varmış gibi O’na insan elleriyle hizmet de sunulamaz. Herkese yaşam, soluk ve daha başka her şeyi veren O’dur.[Mezmur 50:12]

26    Her ulusa bağlı insanları tek atadan yaratmış ve yeryüzünün her yanında yaşamalarını kararlaştırmıştır. Onlara ilişkin saptanmış tarih dönemlerini ve yaşam sınırlarını O çizmiştir;

27    böylece Tanrı’yı arasınlar, araştırarak O’nu bulsunlar diye. O hiçbirimizden ırak değil.

28    Çünkü yaşamımız, devinmemiz ve varlığımız hep O’ndandır. Ozanlarınızdan bazılarının da dediği gibi:* ‘Bizler de O’nun soyuyuz.’

29    “Tanrı’nın soyu olduğumuza göre, Tanrı’nın öz varlığının insan sanatı ve düşüncesiyle işlenmiş altına, gümüşe ya da taşa benzetilebileceği sanısına kapılmamalıyız.

30    Tanrı bu türden bilgisizlik dönemlerini görmemezlikten geldi. Ama şimdi her yerde bütün insanların günahtan dönmelerini buyuruyor.

31    Çünkü atamış olduğu bir adam aracılığıyla dünyayı adaletle yargılayacağı günü saptadı. O’nu ölüler arasından dirilterek tüm insanlığa kanıt sağladı.”[Mezmur 9:8; 96:13; 98:9]

32    Ölülerin dirilmesi konusunu duyunca kimisi alay etti; kimisi de, “Bu konuda seni başka bir kez yine dinleyebiliriz” dedi.

33    Böylece Pavlos onların arasından çekilip gitti.

34    Ama bazı kimseler ona katılarak iman etti. Bunların arasında Ariopagos’tan Diyonisiyos[Bu yüksek yargı konseyinin bir üyesi], Damaris adlı bir kadın ve başka kişiler de bulunuyordu.

 

Korintos’ta Sert Direniş

BÖLÜM 18

1      Bu olaylardan sonra Pavlos Atina’dan ayrılıp Korintos’a gitti.

2      Bu kentte Akila adında Pontoslu bir Yahudi’yi buldu. Akila Priskilla adındaki eşiyle birlikte İtalya’dan yeni gelmişti. Çünkü Klavdius[bkz. 11:28] tüm Yahudiler’in Roma’dan gitmeleri için buyruk çıkarmıştı. Pavlos bu çifti görmeye gitti.

3      Aynı meslekten olduğu için onlarla kaldı, birlikte çalıştılar. Çünkü sanatları çadırcılıktı.

4      Her Şabat sinagogta tartışıyor, Yahudiler’le Yunanlılar’a kanıtlar göstererek konuşuyordu.

5      Silas’la Timoteos Makedonya’dan geldiğinde, Pavlos Kutsal Söz’ün dürtücü etkisi altındaydı. İsa’nın Mesih olduğuna ilişkin Yahudiler’e tanıklık ediyordu.

6      Ama onlar direnip aşağılayıcı sözler söyleyince yakasını silkti ve, “Artık tüm sorumluluk sizindir” dedi. “Boyun borcu benden kalktı. Bundan böyle uluslara yöneliyorum.”

7      Oradan ayrılıp Titius Yustus adında, Tanrı’ya tapınan birisinin evine gitti. Adamın evi sinagoga bitişikti.

8      Sinagog başkanı Krispos’la tüm ev halkı Rab’be iman etti. Kutsal Söz’ü işiten başka birçok Korintoslu da iman ederek vaftiz edildi.

9      Bir gece Rab Pavlos’a görme yoluyla, “Korkma” dedi. “Ama konuş ve sesini kısma.

10    Çünkü ben senin yanındayım ve hiç kimse sana saldırıya kalkışmayacak, kaba kuvvet kullanmayacak. Çünkü bu kentte bana bağlanacak büyük bir halk topluluğu var.”[Yeşu 1:5,9; Yeşaya 41:10; 43:5; Yeremya 1:8; Hoşea 2:23]

11    Pavlos bundan sonra bir buçuk yıl orada kalarak bu insanlara Tanrı Sözü’nü öğretti.

 

Aydın Görüşlü Vali

12    Gallio Ahaya’da valilik ederken Yahudiler hep birlikte Pavlos’a karşı ayaklandı. Onu yargı kürsüsünün önüne götürdüler.

13    “Bu adam yasaya ters düşecek biçimde Tanrı’ya tapsınlar diye insanları kandırıyor” dediler.

14    Pavlos konuşmaya hazırlanırken Gallio Yahudiler’e şunu söyledi: “Sorun bir yolsuzluk, bir kötülük ya da bir dalavere olsaydı ey Yahudiler, sözlerinizi dinlemem yerinde olurdu.

15    Ama kendinize özgü deyimler, adlar ve yasalarla ilgili bir konu olduğuna göre, bununla kendiniz ilgilenin. Ben bu tür işlere yargıç kesilmek istemem.”

16    Vali böylece onları yargı yerinden kovdu.

17    Adamların tümü sinagog başkanı Sostenis’i tutup yargı kürsüsünün önünde tartakladılar. Gallio ise olanlar karşısında kılını bile kıpırdatmadı.

 

Antakya’ya Dönüş

18    Pavlos bir süre daha Korintos’ta kaldıktan sonra, kardeşlerden ayrılıp Suriye’ye gitmek için gemiye bindi. Priskilla ile Akila da kendisiyle birlikteydi. Bir adağı olduğu için* Kenhrea’da saçını kesmişti.

19    Efesos’a ulaştıklarında Priskilla ile Akila’dan ayrılıp sinagoga gitti, Yahudiler’le tartıştı.

20    Onlar daha uzun süre kalmasını istedilerse de kendisi bunu uygun görmedi.

21    Ama onlardan ayrılırken, “Tanrı buyurursa yeniden aranıza döneceğim” dedi ve gemiyle Efesos’tan açıldı.

22    Kayseriye’ye varınca çıkıp[Çıktıkları yer Yeruşalim’di. Bu dolaylarda ‘çıkmak inmek’ deyişi için, bkz. Matta 20:17] kilise topluluğunu selamladı, sonra Antakya’ya indi.

 

ÜÇÜNCÜ HABER GEZİSİ

Apollos Aydınlanıyor ve Aydınlatıyor

23    Pavlos bir süre Antakya’da kaldıktan sonra oradan ayrıldı. Galatya ve Frikya bölgesinde sırayla yer yer dolaşarak öğrencileri destekledi.

24    Apollos adında, söz söyleme yeteneği olan İskenderiyeli bir Yahudi Efesos’a ulaştı. Kutsal Yazılar’ı çok iyi biliyordu.

25    Rab yolunda eğitilmişti ve ateşli bir ruhla İsa’ya ilişkin gerçekleri tüm ayrıntılarıyla öğretiyordu. Ancak, yalnız Yahya’nın vaftizini* biliyordu.

26    Bu adam hiç korkmadan sinagogta konuşmaya başladı. Priskilla ile Akila konuşmalarını duyunca onu yanlarına aldılar, Tanrı’nın yolunu tüm inceliğiyle kendisine açıkladılar.

27    Apollos Ahaya’ya gitmek isteyince kardeşler onu yüreklendirdi ve kendisine kollarını açsınlar diye öğrencilere mektup yazdılar. Apollos oraya ulaşınca, kayra aracılığıyla iman edenlere büyük yardımlarda bulundu.

28    Çünkü Kutsal Yazılar’dan Mesih’in İsa olduğunu kanıtlayarak ateşli sözlerle herkesin gözü önünde Yahudiler’i kesinlikle susturdu.

 

Efesos’ta Ruhsal Uyanma

BÖLÜM 19

1      Apollos Korintos’tayken Pavlos iç Anadolu’yu dolaşarak Efesos’a geldi ve orada bazı öğrencilere rastladı.

2      Kendilerine, “Siz iman ettiğinizde Kutsal Ruh’u aldınız mı?” diye sordu. Onlar, “Hayır” dediler. “Biz Kutsal Ruh’un varlığını bile duymuş değiliz.”

3      Pavlos, “Öyleyse nasıl vaftiz edildiniz?” diye sordu. “Yahya’nın vaftiziyle” diye karşılık verdiler.

4      Pavlos, “Yahya’nın uyguladığı vaftiz günahtan dönüşle ilgili vaftizdi” dedi. “Yahya kendisinden sonra gelecek kişiye, yani İsa’ya iman etmenin gereğini halka bildirdi.”*

5      Bunu duyunca Rab İsa’nın adıyla vaftiz edildiler.

6      Pavlos ellerini üstlerine koyunca, Kutsal Ruh onlara geldi ve diller konuşarak peygamberlik ettiler.

7      Bu adamlar yaklaşık on iki kişiydi.

 

Efesos’ta Üç Yıl

8      Pavlos sinagoga girdi ve hiç korkmadan üç ay süreyle Tanrı’nın hükümranlığına ilişkin kanıtlayıcı tartışmalarda bulundu.

9      Ama bazıları yüreklerini katılaştırıp iman etmeyince -üstelik topluluk karşısında Yol’u* kötüleyince- Pavlos onlardan çekildi; öğrencileri de aralarından ayırdı. Her gün Tiranos’un toplantı salonunda tartışmalar yaptı.

10    Bu uğraş iki yıl sürdü. Sonunda Asya’da yaşayan herkes -Yahudi olsun, Yunanlı olsun- Tanrı Sözü’nü duydu.

11    Tanrı, Pavlos’un eliyle görülmemiş güçlü eylemler yaptı.

12    Öyle ki, onun bedenine değmiş mendiller ya da peşkirler hastalara götürülünce rahatsızlıkları geçiyor, kötü ruhlar çıkıyordu.

 

Kötü Ruhların Saldırısı

13    Yahudiler arasında cin çıkaran bazı gezici bireyler, kötü ruhlara tutulan kişiler üzerine Rab İsa’nın adını çağırmaya heveslendi. “Pavlos’un, adını yaydığı İsa aracılığıyla size buyruk veriyorum” diyorlardı.

14    Skeva adlı Yahudi bir başrahip vardı, yedi oğlu da bu işi yapmaktaydı.

15    Kötü ruh onları şöyle yanıtladı: “İsa’yı biliyorum, Pavlos’u da tanıyorum. Ya siz kim oluyorsunuz?”

16    Kendisinde kötü ruh bulunan adam onların üstüne sıçradı. Hepsini alt ederek kendilerini darmadağın etti. Öyle ki, bulundukları evden çırılçıplak ve yara bere içinde kaçtılar.

17    Bu olay Efesos’ta yaşayan tüm Yahudiler’ce ve Yunanlılar’ca duyuldu. Hepsinin üzerine korku düştü ve Rab İsa’nın adı yüceltildi.

18    İman edenlerin birçoğu gelip yaptıklarını açık açık söylüyor, her işi olduğu gibi bildiriyorlardı.

19    Büyücülükle uğraşanlardan büyük bir topluluk kitaplarını toplayıp herkesin gözü önünde yaktı. Bunların değerini hesap ettiklerinde, elli bin parça gümüş* tuttu.

20    Böylece Rab’bin Sözü egemenliğinin etkisiyle gitgide gelişerek güçlendi.

 

Sanatçılar Ayaklanıyor

21    Bu olaylar son bulunca, Pavlos Makedonya ve Ahaya’dan geçerek Yeruşalim’e gitmeyi ruhunda tasarladı. “Oraya gittikten sonra Roma’yı da görmem gerekir” dedi.

22    Kendisine hizmette bulunanlardan iki kişiyi -Timoteos’la Erastos’u- Makedonya’ya gönderdi. Kendisi ise bir süre daha Asya bölgesinde kaldı.

23    Bu sıralarda, Yol ile ilgili büyük kargaşalık koptu.

24    Dimitrios adında bir kuyumcu vardı; Artemis Tapınağı’nın gümüş yontularını yapardı. Bununla sanatçılara bol iş sağlamaktaydı.

25    Dimitrios bu adamları ve benzeri işlerle uğraşanları bir araya toplayıp, “Arkadaşlar” dedi. “Biliyorsunuz, bu işten sağlam kazancımız var.

26    Şu Pavlos’un yalnız Efesos’ta değil, neredeyse tüm Asya’da el yapıtı nesneler tanrı değildir dediğini görüyor ve duyuyorsunuz. Böylece hatırı sayılır bir topluluğu inandırarak akıllarını çeldi.

27    Tehlike yalnız bu sanatımızın çürütülmesinde değil, yüce tanrıçamız Artemis’in tapınağının da hiçe indirilmesindedir. Sonunda tüm Asya bölgesinin ve dünyanın[oikoumene] saygı duyduğu Artemis’in yüceliği ortadan kaldırılacak.”

28    Topluluk bunu duyunca cin ifrit oldu, “Efesoslular’ın Artemis’i yücedir” diye avaz avaz bağırdı.

29    Kent kargaşalıkla çalkalandı. Pavlos’a yol arkadaşlığı eden Makedonyalı Gaios’la Aristarhos’u yaka paça edip hep birlikte tiyatroya[Efes’in bugüne dek duran tarihsel açıkhava tiyatrosu] üşüştüler.

30    Pavlos halkın karşısına çıkmak istediyse de, öğrenciler kendisini bırakmadı.

31    Pavlos’la arkadaş olan Asya bölgesinin bazı yöneticileri kendisine haber salıp sakın tiyatroya gelmesin diye yakardılar.

32    Her kafadan bir ses çıkıyordu. Toplantı baştanbaşa karıştı. Çoğu hangi amaca sürü sepet edildiğini bile bilmiyordu.

33    Topluluğun arasından Yahudiler’in öne sürdüğü Aleksander adlı birisini ortaya diktiler.* Aleksander elini sallayarak halka karşı kendini savunmaya kalktı.

34    Ama onun Yahudi olduğunu anladıklarında, yaklaşık iki saat süreyle tümü bir ağızdan, “Efesoslular’ın Artemis’i yücedir!” diye avaz avaz bağırdı.

35    En sonunda kent yazmanı topluluğu susturarak, “Efesoslu arkadaşlar” dedi. “Efesos kentinin, yüce Artemis Tapınağı’nın ve Zeus’tan indirilen tanrı taşının koruyucusu olduğunu insanlar arasında bilmeyen var mı?*

36    Bunlar yadsınamayan gerçeklerdir. Onun için susmanız ve ölçüsüz davranıştan kaçınmanız gerekir.

37    Buraya getirdiğiniz bu insanlar ne tapınak hırsızıdır, ne de tanrıçamıza sövmektedir.

38    Ama Dimitrios’la sanatçı arkadaşları birinden davacı ise mahkemeler açıktır, yargıçlar vardır. Varıp birbirlerini suçlasınlar.

39    Yok, eğer sorunu daha ileri götürmeyi istiyorsanız, bu yasal toplantıda çözülmeli.

40    Çünkü bugün geçen olaylar yüzünden ayaklanma suçunun üzerimize yapıştırılma tehlikesiyle karşı karşıyayız. Bu taşkınlığın hesabını verebilecek durumda bulunmuyoruz.”

41    Kent görevlisi bu sözleri söyledikten sonra toplantıyı dağıttı.*

 

Haber Gezisi Makedonya’da Sürdürülüyor

BÖLÜM 20

1      Gürültü son bulunca Pavlos öğrencileri çağırdı; onlara öğüt verdikten sonra vedalaştı ve Makedonya’ya gitmek üzere yola çıktı.

2      Bu dolaylardan geçerken inanlılara öğüt verici birçok söz söylemenin ardından Yunanistan’a gitti.

3      Burada üç ay kaldı. Suriye’ye açılmayı amaçlarken, Yahudiler kendisine karşı düzen kurdu. Bu nedenle, Makedonya üzerinden geri dönmeye karar verdi.

4      Veriya’dan Piros oğlu Sopater, Selanikli Aristarhos ile Sekundus, Derbeli Gaios ile Timoteos ve Asyalı Tihikos ile Trofimos ona yoldaşlık etmekteydi.

5      Bunlar önden gidip Troas’ta bizleri bekledi.*

6      Biz de Mayasız Ekmek Kutlayışı günlerinden sonra Filippi’den gemiye bindik ve beş günde Troas’a vararak onlara katıldık. Burada bir hafta kaldık.

 

Uzayan Öğüt, Kazanılan Yaşam

7      Haftanın ilk günü ekmek parçalayıp bölmek için toplandığımızda, Pavlos onlara ruhsal öğütler verdi. Ertesi gün gidecekti. Sözünü gece yarısına dek uzattı. Toplandığımız yukarı odada birçok lamba yanmaktaydı.

9      Eftihos adlı bir genç pencerenin eşiğinde oturuyordu. Pavlos’un öğüdü oldukça uzadı; genç derin uykuya daldı. Uyku ona egemen olunca üçüncü kattan aşağı düştü. Kendisini ölü olarak yerden kaldırdılar.

10    Pavlos aşağı inip gencin üzerine eğildi; onu kollarına alarak, “Gürültü etmeyin” dedi. “Çünkü canı kendisindedir.”

11    Bundan sonra yukarı çıktı, ekmek parçalayıp böldü yemek yedi. Sabaha dek uzun uzun konuştu ve ardından ayrıldı.

12    Çocuğa gelince, onu diri olarak içeri aldılar ve sınırsız avunç buldular.

 

Miletos’a Yolculuk

13    Biz gemiye binip Asos’a açıldık. Amacımız Pavlos’u oradan almaktı. Çünkü yolculuğunu bu kapsamda düzenlemişti. Kendisi karadan gidecekti.

14    Asos’ta bizi karşıladı. Onu gemiye alıp Midilli’ye geldik.

15    Oradan da yelken açarak ertesi gün Sakız Adası karşısından geçtik, daha sonraki gün Sisam’ı aştık, bir gün sonra da Miletos’a ulaştık.

16    Çünkü Pavlos Efesos’a uğramamaya karar vermişti. Asya bölgesinde oyalanmak istememesinin nedeni, olanağı varsa Pentekost[bkz. 2:1] günü Yeruşalim’de bulunmak için ivedilikle davranmasıydı.

 

Efesos İhtiyarları’na Öğüt

17    Pavlos Miletos’tan Efesos’a* haber salıp kilise topluluğunun İhtiyarları’nı çağırdı.

18    Onlar yanına varınca kendilerine konuştu: “Asya bölgesine vardığım ilk günden bu yana aranızda geçirdiğim tüm vakti nasıl kullandığımı iyi bilirsiniz.

19    Her açıdan alçakgönüllülükle, gözyaşlarıyla ve Yahudiler’in düzenleri sonucu karşılaştığım denenmeler ortasında Rab’be hizmet sundum.

20    Gerek açık yerlerde gerekse evden eve, kendinize yararlı sayılacak konuların hiçbirini sizlere bildirmekten ve öğretmekten çekinmedim.

21    Yahudiler’e de Yunanlılar’a da Tanrı doğrultusunda günahtan dönmeleri ve Rabbimiz İsa’ya iman etmeleri için tanıklıkta bulundum.

22    Ve işte şu anda Ruh denetiminde, bağlanmış durumda Yeruşalim’e gidiyorum. Orada başıma neler gelecek bilemiyorum.

23    “Ancak Kutsal Ruh her kentte bana tanıklık ederek, beni cezaevi bağlarının ve acılar zincirinin beklemekte olduğunu bildiriyor.

24    Ama bunlardan hiçbiri yaşamımı kendi gözümde değerli kılmaz. Tek amacım çalışma dönemimi ve Rab İsa’dan aldığım hizmet yükümlülüğünü sona erdirmektir. Bu hizmet Tanrı kayrasının Sevinç Getirici Haberi’ne tanıklık etmektir.

25    “Şimdi size açıklayayım: Tanrı hükümranlığı bildirisini yaymak amacıyla aranızda vakit geçirdiğim sizlerden hiçbirinin bundan böyle yüzümü görmeyeceğinizi biliyorum.

26    Bu nedenle bugün size tanıklık ediyorum ki, hiç kimseye boyun borcum kalmadı.

27    Çünkü tüm Tanrı ereğini sizlere bildirmekten geri durmadım.

28    Kendinize ve tüm sürüye* dikkat edin. Kutsal Ruh sizleri bu sürüye Gözetici atadı. Tanrı’nın kilise topluluğunu güdün. O bunu kendi kanıyla sağlamıştır.[Mezmur 74:2]

29    “Ben ayrıldıktan sonra aranıza sürüyü esirgemeyen yırtıcı kurtlar girecek; biliyorum.

30    Hatta kendi içinizden öğrencileri koparıp artlarına takmak için saçma sapan savlar savunan insanlar çıkacak.

31    Bu nedenle uyanık olun, üç yıl gece gündüz gözyaşları dökerek her birinize öğüt vermekten hiç usanmadığımı anımsayın.

32    Şimdi sizleri Tanrı’ya ve O’nun kayra sözüne bırakıyorum. O’nun gücü canınızı geliştirmeye ve kutsal kılınanların tümü arasında mirası vermeye yeterliklidir.[Yasanın Tekrarı 33:3]

33    “Hiç kimsenin gümüşüne, altınına ya da giysisine göz dikmedim.

34    Benim ve benimle birlikte olanların gereksinimleri için şu ellerimle çalıştığımı siz de biliyorsunuz.

35    Her ortamda böylece emek vererek zayıfları desteklemenin gereğini sizlere gösterdim. ‘Vermek almaktan üstün mutluluktur’ diyen Rab İsa’nın sözlerini anımsayın.”

36    Pavlos bunları söyledikten sonra diz çöktü ve hepsiyle birlikte dua etti.

37    Herkes acı acı ağladı; Pavlos’un boynuna sarılarak onu sevgiyle öptüler.

38    Özellikle bundan böyle yüzünü hiç görmeyeceklerine ilişkin sözlerinden ötürü derin üzüntü duydular. Bundan sonra kendisini gemiye kadar yolcu ettiler.

 

YERUŞALİM’E DÖNÜŞ, ROMA’YA YOLCULUK

Yeruşalim’e Doğru

BÖLÜM 21

1      Sarmaş dolaş olmanın ardından onlardan koparak yanlarından ayrıldık. Denize açılınca, rotayı değiştirmeden İstanköy’e geldik. Ertesi gün Rodos’a, oradan da Patara’ya vardık.

2      Finike’ye giden bir gemi bulunca ona binip denize açıldık.

3      Kıbrıs görününce adayı solda bırakıp Suriye’ye yöneldik ve Sur’a vardık. Çünkü gemideki eşyalar burada boşaltılacaktı.

4      Öğrencileri arayıp bulduk. Orada yedi gün kaldık. Öğrenciler Kutsal Ruh’tan esinlenerek Yeruşalim’e gitmemesi için Pavlos’u uyardı.

5      Günlerimiz dolunca oradan ayrılıp yola çıktık. Hepsi eşiyle, çoluk çocuğuyla birlikte yanımız sıra geldi ve kentin dışına dek bizi yolcu ettiler. Kıyıda diz çöküp dua ettik.

6      Birbirimizle vedalaştıktan sonra gemiye bindik; onlar da evlerine döndü.

7      Sur’dan yola çıkıp Ptolemais’e vardık. Kardeşleri selamladıktan sonra, onlarla birlikte bir gün geçirdik.

8      Ertesi gün oradan ayrılıp Kayseriye’ye geldik. Sevinç Getirici Haber müjdecisi Filippos’un* evine gidip orada kaldık. Hizmet görücü yedi kişiden biriydi o.

9      Filippos’un peygamberlik eden erden dört kızı vardı.

10    Burada birçok gün kalmıştık ki, Yahudiye’den Agabos adında bir peygamber ulaştı.

11    Bizleri görmeye geldiğinde Pavlos’un kemerini aldı kendi ayaklarını ellerini bağladı ve, “Kutsal Ruh şunları bildiriyor” dedi, “Bu kemerin sahibi olan adamı Yahudiler Yeruşalim’de böylece bağlayıp ulusların ellerine teslim edecekler.”

12    Bu sözleri işitince biz de, oradakiler de Yeruşalim’e çıkmaması için Pavlos’a yalvarıp yakardık.

13    Bunun üzerine Pavlos, “Ağlayarak, yüreğimin yağını eriterek bu yaptığınız nedir?” dedi. “Ben yalnız bağlanmaya değil, Rab İsa’nın adı için Yeruşalim’de canımı vermeye de hazırım.”

14    Kendisini sözlerimize inandıramadık. Bunun üzerine, “Rab’bin isteği olsun” dedik ve sustuk.

15    Bu günlerin sonunda gerekli hazırlığı tümleyip Yeruşalim’e çıktık.

16    Kayseriye’den bazı öğrenciler de bizimle birlikte geldi. Bizi, eski öğrencilerden biri olup yanında konuk edileceğimiz Kıbrıslı Mınason’un evine yönelttiler.

 

Pavlos Yakup’u Görüyor

17    Yeruşalim’e ulaştığımızda kardeşler bizi sevinçle karşıladı.

18    Ertesi gün Pavlos bizimle birlikte Yakup’a gitti. Kilise İhtiyarları’nın tümü orada hazırdı.

19    Pavlos onları selamlayıp Tanrı’nın uluslar arasında onun hizmetini kullanarak yaptığı işleri teker teker anlattı.

20    Onlar bunu duyunca Tanrı’ya şükretti. Bu arada Pavlos’a, “Kardeş” dediler. “Yahudiler arasında iman edenlerin kaç bin kişiye vardığını görüyorsun. Bunların tümü ruhsal yasanın ateşli bağlılarıdır.

21    Sana ilişkin bilgi edinmişler; uluslar arasında yaşayan Yahudiler’in tümüne Musa’nın yasasından uzaklaşmalarını öğretiyormuşsun. Onlara çocuklarını sünnet etmemelerini, törelere kulak asmamalarını söylüyormuşsun.

22    “Bu durumda ne yapmalı? Hiç kuşkusuz geldiğini duyacaklar.

23    Sana söyleyeceğimizi uygula. Aramızda adak adamış dört kişi var.

24    Onları al, kendileriyle birlikte göreneksel temizlenmeyi yerine getir, saçlarını tıraş etmeleri için gerekli parayı öde.* Böylece sana ilişkin söylentilerin boş olduğunu, tam tersine senin de ruhsal yasayı uyguladığını herkes bilecek.

25    Uluslar arasından iman edenlere gelince, kararımızı kendilerine ilettik. Yalancı tanrılara kesilen sunulardan, kan yemekten, boğazı sıkılarak öldürülmüş hayvanlardan ve rasgele cinsel ilişkiden sakınsınlar.”

26    Bundan sonra, ertesi gün Pavlos o adamları yanına aldı, kendisiyle birlikte göreneksel temizlenmeyi uyguladı ve paklanma günlerinin ne zaman dolacağını -her biri için sununun sunulacağı vakti- bildirme düşüncesiyle tapınağa girdi.[Çölde Sayım 6:1-20; I.Korintoslular 9:20]

 

Öldürmeyi Amaçlayan Düzen

27    Yedi gün dolmak üzereydi ki, Asya’dan gelmiş Yahudiler Pavlos’u tapınakta görünce tüm topluluğu kışkırtarak onu yakaladılar.

28    “Ey İsrailli arkadaşlar, yardıma koşun” diye bangır bangır bağırıyorlardı. “İşte her yerde herkese, halka ruhsal yasaya ve bu Yer’e karşı öğreten adamın taa kendisi. Üstelik tapınağa Yunanlılar’ı sokarak bu Kutsal Yer’i de kirletti.”

29    Savlarının nedeni, daha önce kentte Efesoslu Trofimos’u onunla birlikte görmüş, Pavlos’un onu tapınağa soktuğunu sanmış olmalarıydı.*

30    Tüm kent ayaklandı, halk kaynaştı. Pavlos’u yakaladıkları gibi tapınaktan dışarıya sürüklediler. Tapınağın kapıları hemen kapatıldı.

 

Romalı Askerler Araya Giriyor

31    Pavlos’u öldürmeyi tasarlıyorlardı ki, tüm Yeruşalim’in kargaşalık içinde olduğu haberi askeri birliğin komutanına ulaştı.

32    Komutan hemen askerlerle yüzbaşıları yanına toplayıp oraya koştu. Topluluk komutanla askerleri görünce, Pavlos’u tartaklamayı durdurdu.

33    Bunun üzerine komutan yaklaşıp onu tutukladı ve çift zincirle bağlanması için buyruk verdi. Onun kim olduğunu ve ne yaptığını soruşturdu.

34    Topluluk arasında her kafadan bir ses çıkıyordu. Gürültü yüzünden komutan olayı iyice öğrenemediği için onu kışlaya götürmelerini buyurdu.

35    Pavlos merdivenlere vardığında topluluk kaba kuvvete başvurdu; bunun üzerine askerler onu taşımak zorunda kaldı.

36    Çünkü kalabalık, “Ortadan kaldır onu!” diye avazı bastırarak onları izlemekteydi.

 

Pavlos Kendisini Savunuyor

37    Pavlos kışlaya alınmadan önce komutana, “Sana bir şey söyleyebilir miyim?” dedi. O da, “Yunanca bilir misin?” diye sordu.

38    “Son günlerde ayaklanmaya önayak olup silahlı teröristlerden dört bin adamı çöle yönelten Mısırlı sen değil misin?”*

39    Pavlos, “Ben Tarsuslu bir Yahudi’yim” diye yanıtladı. “Kilikya’nın önemsiz sayılmayan bir kentinin yerlisiyim. Senden rica ediyorum, halka birkaç söz söylemem için bana izin ver lütfen.”

40    Komutan izin verince, Pavlos merdivenlerde durup halka doğru elini salladı. Derin bir sessizlik çöktü, İbrani diyalektiyle şunları söyledi o:

 

BÖLÜM 22

1      “Kardeşler ve büyükler sizlere yapacağım savunmayı dinleyin.”

2      Pavlos’un kendileriyle İbranice konuştuğunu duyunca halk daha da suskunlaştı. Pavlos anlatmaya başladı:

3      “Ben Kilikya’nın Tarsus kentinde doğmuş bir Yahudi’yim. Yetişmem ise bu kentte oldu. Gamaliel’in* dizi dibinde, ataların yasasına sımsıkı bağlılıkla eğitildim. Bugün burada bulunan hepiniz gibi ben de Tanrı’nın ateşli bir bağlısıydım.

4      Bu Yol’a saldırmam onları öldürmeye dek gitti. Erkekleri de kadınları da bağlayıp cezaevine attırdım.

5      Başrahiple tüm İhtiyarlar Kurulu buna tanıklık edebilir. Kendilerinden Yahudi kardeşlere yazılmış mektuplar almış, Şam’a gidiyordum. Amacım orada bulunanları da bağlı olarak Yeruşalim’e getirip cezaya çarptırmaktı.”

 

Pavlos İsa’ya Bağlanışını Anlatıyor

6      “Derken şöyle bir gelişim oldu: Yolda gitmekte ve Şam’a yaklaşmaktaydım ki, öğle vakti ansızın gökten güçlü bir ışık parladı çevremde.

7      Yere düştüm ve bir sesin bana, ‘Saul, Saul niçin bana saldırıda bulunuyorsun?’ dediğini duydum.

8      Sordum: ‘Sen kimsin, ya Rab?’ O bana, ‘Ben senin saldırdığın Nasıralı İsa’yım’ diye yanıt verdi.

9      Yanımdakiler ışığı gördülerse de benimle konuşanın sesini duymadılar.*

10    ‘Ne yapayım, ya Rab?’ dedim. Rab bana, ‘Ayağa kalk, Şam’a git’ dedi. ‘Orada yapman için saptanmış bulunan her şey sana bildirilecektir.’

11    O ışığın görkeminden gözlerim görmez oldu. Yol arkadaşlarımca elimden tutularak yöneltildim; böylece Şam’a vardım.

12    “Şam’da yaşayan tüm Yahudiler’ce hakkında iyi tanıklık edilen, ruhsal yasa uyarınca tanrısayar bir adam vardı. Adı Hananya olan bu insan

13    geldi; ayakta durarak bana, ‘Saul kardeş’ dedi. ‘Gözlerin yeniden görsün.’ O anda görüşüme kavuştum ve kendisini gördüm.

14    Bana şunları söyledi: ‘Atalarımızın Tanrısı seni kendi isteğini tanımaya, Hak Olan’ı görmeye ve kendi ağzının sesini duymaya atadı.

15    Çünkü sen gördüğün ve duyduğun konular üzerinde tüm insanlara O’nun için tanıklık edeceksin.

16    Şimdi niçin duraksıyorsun? Kalk, vaftiz ol. O’nun adını seslenerek günahlarından arın.’”

 

Pavlos Uluslara Gönderiliyor

17    “Yeruşalim’e dönüp tapınakta dua ediyordum ki, dalınca geldim,

18    Rab’bi gördüm. Bana, ‘Çabuk davran, vakit geçirmeden Yeruşalim’den git’ dedi. ‘Çünkü bana ilişkin tanıklığını olumlu karşılamayacaklar.’

19    Ben, ‘Ya Rab’ dedim. ‘Her sinagogta sana inananları cezaevine kapatıp döven kişinin ben olduğumu biliyorlar.

20    Senin için tanıklıkta bulunan Stefanos’un kanı akıtılırken, ben orada durmuş yapılanı onaylıyor ve onun canına kıyanların giysilerini gözetiyordum.’

21    Rab, ‘Git’ dedi. ‘Çünkü seni uzaklardaki uluslara göndereceğim.’”*

 

 

 

Pavlos Romalı Komutanla Karşılaşıyor

22    Bu sözü söyleyinceye dek Pavlos’u dinlediler. Ansızın seslerini yükselterek, “Böyle bir insanı yeryüzünden kaldır” diye bağırdılar. “Yaşamak yaraşmaz ona.”

23    Onlar bağırmakta, giysilerini çıkarıp fırlatmakta ve havaya toz savurmaktayken,

24    komutan Pavlos’un kışlaya getirilmesi için buyruk verdi. Halkın neden kendisine karşı böylesi bağırıp çağırdığını öğrenmek için Pavlos’un kamçılanarak sorguya çekilmesini buyurdu.

25    Kendisini sırımla bağladıklarında Pavlos orada duran yüzbaşıya, “Roma uyruklu bir yurttaşı -hem de suçlu çıkarılmamış bir insanı- kamçıyla dövmek sizce yasaya uygun mudur?” diye sordu.

26    Yüzbaşı bu sözü duyunca komutana giderek, “Ne yapıyorsun sen?” dedi. “Bu adam Romalı bir yurttaş!”

27    Komutan Pavlos’un yanına gelip, “Söyle bana, Romalı mısın sen?” dedi. Pavlos, “Evet” diye yanıt verdi.

28    Komutan, “Ben bu yurttaşlığı çok para karşılığında elde ettim” dedi. Pavlos, “Bense yurttaş olarak doğdum”* diye yanıtladı.

29    Pavlos’u sorguya çekmeye hazırlananlar hemen onu bıraktı. Onun Romalı bir yurttaş olduğunu kavrayan komutan da korkuya düştü. Çünkü onu bağlamıştı.

30    Ertesi gün, Yahudiler’in Pavlos’u niçin suçladığını iyice öğrenmeyi tasarlayarak onu serbest bıraktı. Başrahiplerle tüm Kurul’un toplanmasını buyurdu ve komutan Pavlos’u aşağıya getirip karşılarına dikti.

 

Yahudiler’in Kurulu Önünde

BÖLÜM 23

1      Pavlos gözlerini Kurul’a dikerek, “Kardeşler” dedi. “Ben bugüne dek su götürmez vicdan doğruluğuyla Tanrı’ya bağımlı yaşadım.”

2      Başrahip Hananya yanında duranlara onun ağzına sille indirmelerini buyurdu.

3      Bunun üzerine Pavlos ona, “Tanrı sana vuracak, ey badanalı duvar!”* dedi. “Hem oturmuş ruhsal yasaya göre beni yargılıyorsun, hem de yasaya ters olarak bana sille indirmelerini buyuruyorsun.”*

4      Orada duranlar, “Sen Tanrı’nın başrahibini mi yeriyorsun?“ dediler.

5      Pavlos, “Kardeşler, ben onun başrahip olduğunu bilmiyordum” dedi. “Çünkü, ‘Halkımın başkanı hakkında kötü söylemeyeceksin’ diye yazılıdır.”[Mısır’dan Çıkış 22:28]

6      Pavlos bir kesimin Sadukiler’den, öbür kesiminse Ferisiler’den oluştuğunu anlayınca, Kurul’da sesini yükselterek, “Kardeşler!” dedi. “Ben Ferisi’yim, bir Ferisi oğluyum. Ölülerin dirileceğini umduğum için yargılanıyorum.”

7      Pavlos bunu söyleyince, Ferisiler’le Sadukiler arasında bir sürtüşme koptu ve topluluk ikiye bölündü.

8      Çünkü Sadukiler ne ölülerin dirilmesi, ne melek, ne de ruh diye bir şey var derler. Oysa Ferisiler bunlara açıkça tanıklıkta bulunur.

9      Bunun üzerine büyük bir gürültü koptu. Ferisiler kesiminden bazı dinsel yorumcular ayağa fırlayıp çekişmeye koyuldu, “Biz bu adamda hiçbir kötülük bulmuyoruz” dediler. “Belki de gerçekten bir ruh ya da melek konuşmuş olamaz mı onunla?”

10    Sürtüşme dal budak salınca komutan Pavlos’u parçalamalarından korktu; askerlere aşağı inmeleri ve Pavlos’u zorla topluluğun arasından alıp kışlaya götürmeleri için buyruk verdi.

11    Ertesi gece Rab, Pavlos’un yanında durup, “Yüreklen!” dedi. “Yeruşalim’de benim için nasıl tanıklık ettinse, Roma’da da tanıklık etmen gerekiyor.”

 

Ant İçen Bağnazlar

12    Gün ağarınca Yahudiler sözbirliği edip ant içti. Pavlos’u öldürünceye dek hiçbir şey yiyip içmemeyi kararlaştırdılar.

13    Antlaşmaya katılanların sayısı kırkı aşkındı.

14    Bunlar başrahiplerle İhtiyarlar’a gelip, “Biz Pavlos’u öldürünceye dek ağzımıza hiçbir şey koymamaya ant içerek kendimizi bağladık” dediler.

15    “Onun için şimdi siz Kurul’la birleşip daha kesin bilgi toplamak içinmiş gibi davranarak, Pavlos’u önünüze getirmesini komutandan isteyin. Kendisi daha buraya yaklaşmadan biz onu öldürmeye hazırız.”

16    Ama Pavlos’un kız kardeşinin oğlu onların pusu kurduğunu duydu. Varıp kışlaya girdi ve Pavlos’a bilgi iletti.

17    Pavlos yüzbaşılardan birini çağırarak, “Bu genci komutana götür” dedi. “Ona söyleyecek bir sözü var.”

18    Yüzbaşı genci komutana götürdü ve şöyle dedi: “Tutuklu Pavlos beni çağırdı, bu genci sana getirmemi diledi. Sana bir diyeceği varmış.”

19    Komutan onu elinden tutup bir kenara çekti, “Bana diyeceğin nedir?” diye sordu.

20    Genç yanıtladı: “Yahudiler anlaştı; Pavlos’a ilişkin güya daha kesin soruşturma yapılsın diyerek yarın onu Kurul önüne çıkarmanı senden isteyecekler.

21    Onların isteğine kulak asma. Çünkü kırk kişiyi aşkın adam ona karşı pusuya yatmış bekliyor. Bunlar onu öldürünceye dek hiçbir şey yiyip içmemeye ant içmişler. Şu anda hazırlar, senin onayını bekliyorlar.”

 

Askerlerin Yönetiminde

22    Komutan genci salıverdi. Kendisine, “Bunları bana açıkladığını hiç kimseye bildirme” diye buyruk verdi.

23    Sonra yüzbaşılardan ikisini çağırıp, “Gece saat dokuzda Kayseriye’ye gidecek iki yüz asker sağlayın” dedi. “Ayrıca yetmiş atlı ile iki yüz de kargılı hazırlayın.

24    Bunun yanı sıra binek hayvanları düzenleyin. Pavlos’u bindirip güvenlik içinde vali Feliks’e götürsünler.”

25    Komutan şöyle bir de mektup yazdı:

26    “Klavdius Lisias’tan saygıdeğer vali Feliks’e selam!

27    Bu adamı Yahudiler yakalamış, öldürmek üzereydiler. Askerlerimle üzerlerine yürüyüp onu ellerinden kurtardım. Çünkü onun Romalı bir yurttaş olduğunu öğrendim.

28    Kendisini suçlamalarının nedenini anlamaya çalışarak onu Yahudiler’in Kurulu’na çıkardım.

29    Onun kendi yasalarına ilişkin sorunlardan ötürü suçlu gösterildiğini, ama ölümü ya da tutuklanmayı gerektirecek hiçbir suçu olmadığını gördüm.

30    Adama karşı bir düzen tasarlandığını haber alınca da onu hemen sana gönderdim. Onu suçlu çıkaranlara da suçlamalarını sana bildirsinler diye buyruk verdim.”

 

Romalı Valinin Önünde

31    Askerler kendilerine verilen buyruğa uyarak Pavlos’u aldılar, geceleyin Antipatris’e getirdiler.

32    Ertesi gün onunla gidecek olan atlıları bırakıp kışlalarına döndüler.

33    Atlılar Kayseriye’ye ulaşınca mektubu valiye sundular ve Pavlos’u onun önüne çıkardılar.

34    Vali mektubu okuyup Pavlos’a hangi yönetim bölgesine bağlı olduğunu sordu. Kilikya’dan olduğunu öğrenince,

35    “Suçlayıcıların geldiği zaman seni dinleyeceğim” dedi. Pavlos Herodes’in sarayında tutuklansın diye buyruk çıkardı.

 

Pavlos Valinin Önünde Suçlanıyor

BÖLÜM 24

1      Beş gün sonra başrahip Hananya, İhtiyarlar’dan bazıları ve Tertullus adlı tumturaklı sözde uz biriyle Kayseriye’ye indi. Bunlar Pavlos’a karşı davalarını valiye açıkladılar.

2      Pavlos’un çağrılması üzerine, Tertullus şu sözlerle onu suçlamaya koyuldu: “Saygıdeğer Feliks! Senin aracılığınla sürekli barışa kavuştuk. Sayende bu ulus kalkınmaktadır.

3      Bunları her zaman ve her yerde şükranla karşılıyoruz.

4      Seni uzun boylu oyalamak istemem. Ancak bizleri iyi yürekliliğine yaraşır bir biçimde kısaca dinlemeni dilerim.

5      Bu adamın püsküllü bela[Yunanca loimos, anlamı: Mikrop, haşarat] olduğunu gördük. Yeryüzünün her yanında tüm Yahudiler arasında ayaklanma kışkırtıcısı. Nasıralılar partisinin* elebaşısı.

6      Tapınağı bile bayağılaştırmak istedi. Ama biz kendisini tutukladık.

7      [6-8; 6 “Kendi yasamız uyarınca onu yargılayacaktık. 7 Ama komutan Lisias geldi, zorla onu bizim elimizden aldı. 8 Onusuçlayanların sana gelmeleri için buyruk verdi.”] [Bu ayet (6’nın ikinci kısmı, 7 ve 8’in ilk kısmı) bazı Kutsal Kitap Çevirilerinde bulunmakla birlikte, birçok Yunanca elyazmasıyla uyumlu olan Westcott ve Hort’un Yunanca metnine alınmamıştır.]

8      Onu sorguya çekersen, kendisini suçladığımız sorunların tümünü ondan öğrenebilirsin.”

 

Pavlos’un Savunması

9      Yahudiler de suçlamalara katılarak bunların doğru olduğunu savundular.

10    Söz söylesin diye vali kendisine işaret verince Pavlos konuştu: “Senin yıllardır bu ulusu yönettiğini bildiğim için, savunmamı sevinçle yapıyorum.

11    Tapınmak için Yeruşalim’e varışımdan bu yana on iki günlük bir sürenin bile geçmediğini kendin öğrenebilirsin.

12    Beni ne tapınakta herhangi bir kimseyle tartışırken, ne de sinagoglarda ya da kentte topluluğu ayaklandırırken gördüler.

13    Kaldı ki, beni suçladıkları sorunlara ilişkin sana kanıt da sunamazlar.

14    Açıkça tanıklıkta bulunuyorum sana; kendilerinin ‘Parti’ diye nitelendirdiği Yol’a göre, atalarımızın Tanrı’sına ruhsal hizmet sunmaktayım ben. Ruhsal yasada ve peygamberlerde yazılı her söze inanıyorum.

15    Onların da benimsediği Tanrı’ya, doğruların ve eğrilerin dirilmesi gerçekleşeceğine umut besliyorum.

16    İşte bunun için Tanrı’ya ve insanlara karşı her zaman tertemiz bir vicdan taşımayı amaçlıyorum.

17    “Aradan yıllar geçtikten sonra, ulusuma yardım getirmeye ve sunular sunmaya geldim.

18    Beni tapınakta işte bu uğraşlarla, göreneksel temizlenmemle ilgili görevlerimi yaparken buldular. Yanımda ne bir topluluk vardı, ne de herhangi bir gürültü çıkarılmıştı.

19    Asya bölgesinden bazı Yahudiler belirinceye dek durum buydu. Gerçekte onların burada, senin önünde durup bana karşı ne gibi bir suçlamaları olduğunu bildirmeleri gerekirdi.

20    Yoksa Kurul’un önünde durmakta olduğum şu anda bu insanların bende ne tür yolsuzluk bulduklarını açıklamaları gerekir.

21    Olsa olsa ortalarında dikilirken, ‘Bugün tarafınızdan ölülerin dirilmesiyle ilgili konuda yargılanıyorum’ diye bağırmıştım.”

 

Vali Feliks’in Kurnazlığı

22    Yol’a ilişkin oldukça geniş bilgisi bulunan Feliks oturumu erteledi. “Davanızla ilgili kararımı komutan Lisias Kayseriye’ye inince vereceğim” dedi.

23    Ardından yüzbaşıya Pavlos’un tutukluluğunu sürdürmeleri, öte yandan onu belirli oranda rahat bırakmaları, yardımına gelen arkadaşlarından hiçbirine engel olmamaları için buyruk verdi.

24    Aradan birkaç gün geçince Feliks Yahudi olan karısı Drusilla ile geldi. Pavlos’u çağırttı, ondan Mesih İsa’ya iman etmenin ne demek olduğunu dinledi.

25    Ne var ki, Pavlos doğruluktan, tutkulara üstün çıkmaktan ve gelecek yargıdan söz edince, Feliks ürktü. “Şimdilik git” dedi. “Vaktim olunca seni yeniden buraya getireceğim.”

26    Bir yandan da Pavlos’un kendisine rüşvet vereceğini umuyor, bu nedenle de onu sık sık yanına çağırarak kendisiyle görüşüyordu.

27    İki yıl dolunca, Feliks’in yerini Porkius Festus aldı. Yahudiler’e hoş görünmek isteyen Feliks, Pavlos’u cezaevinde bıraktı.

 

Yeni Valinin Tuttuğu Yol

BÖLÜM 25

1      Yönetim bölgesine varmasından üç gün sonra, Festus Kayseriye’den Yeruşalim’e çıktı.

2      Başrahiplerle ileri gelen Yahudiler Pavlos’a karşı davalarını kendisine açıkladılar ve ondan dilekte bulundular.

3      Pavlos’u Yeruşalim’e göndermesi için onun yardımını dilediler. Amaçları yolda pusuya yatıp onu öldürmekti.

4      Festus Pavlos’un Kayseriye’de tutuklu bulunduğunu, kendisinin de yakında oraya gideceğini bildirdi.

5      “Onun için, aranızdan yetkili kişiler benimle birlikte insin, bu adamın herhangi bir yolsuzluğu varsa onu suçlasınlar” dedi.

6      Onların arasında çok çok sekiz-on gün geçirdikten sonra Kayseriye’ye indi. Ertesi gün yargı kürsüsüne oturup Pavlos’un getirilmesi için buyruk verdi.

7      Pavlos gelince, Yeruşalim’den inen Yahudiler çevresini kuşattı. Kendisine karşı bir sürü ağır suçlamada bulundular, ama bunlara ilişkin hiçbir kanıt gösteremediler.

8      Pavlos Yahudiler’in yasasına, tapınağa ve Kayser’e karşı hiçbir suç işlemediğini söyleyerek kendisini savundu.

9      Ama Festus Yahudiler’e hoş görünmek istediğinden Pavlos’a, “Yeruşalim’e çıkıp orada bu suçlamalara karşı benim önümde yargılanmak ister misin?” diye sordu.

10    Pavlos, “Ben Kayser’in yargı kürsüsü önünde duruyorum ve bu yerde yargılanmam gerekir” dedi. “Senin de çok iyi bildiğin gibi, Yahudiler’e hiçbir haksızlıkta bulunmadım.

11    Eğer yolsuzluk ya da ölümü gerektirecek herhangi bir iş yapmışsam, ölümden kaçmıyorum. Ama bu insanlar beni boş yere suçluyorlarsa, hiç kimse beni onların eline teslim edemez. Kayser’e başvuruyorum.”

12    Ardından Festus danışmanlarla görüştü ve karara vardı: “Kayser’e başvurdun, Kayser’e gideceksin.”

 

Durum Kral’a Yansıtılıyor

13    Birkaç gün sonra Kral Agrippa’yla Berniki[Agrippa’nın karısı] Festus’a saygılarını sunmak için Kayseriye’ye geldiler.

14    Epey bir süre orada kaldılar. Festus Pavlos’la ilgili davayı Kral’a açıkladı. “Feliks’in tutuklu bıraktığı bir adam var” dedi.

15    “Ben Yeruşalim’deyken Yahudiler’in başrahipleriyle İhtiyarları ona karşı davalarını açıklayarak kendisinin cezaya çarptırılmasını istediler.

16    Onlara, ‘Suçlanan kişi suçlayanlarla yüzleştirilmeden ve yüklenen suç konusunda kendisine savunma fırsatı verilmeden bir insanı başkalarının eline teslim etmek Romalılar’ın geleneğine uymaz’ dedim.

17    Benimle birlikte Kayseriye’ye geldiklerinde de vakit geçirmeden ertesi gün yargı kürsüsüne oturup adamın getirilmesi için buyruk verdim. “Suçlayanlar ayağa kalkınca, onu aklıma gelen kötülüklerden hiçbiriyle suçlamadılar.

19    Onunla kendi inançları sorununda çekişmeleri vardı. Bir de kendisine karşı, ölmüş İsa’yla ilgili bir konu vardı ortada: Pavlos onun yaşadığını savunuyordu.

20    “Bu sorunlar önünde şaşırıp kaldığımdan, Pavlos’a Yeruşalim’e gidip orada bu suçlamalara karşı yargılanmayı isteyip istemediğini sordum.

21    Ama Pavlos, Avgustus’un[Roma İmparatoru] kararını beklemek üzere tutuklu kalmayı dileyince, onu Kayser’e gönderinceye dek tutuklu kalmasını buyurdum.”

22    Agrippa Festus’a, “Bu adamı bir de kendim dinlemek isterim” dedi. Festus, “Yarın onu dinlersin” diye yanıt verdi.

23    Ertesi gün Agrippa’yla Berniki göz kamaştırıcı süsler içinde gelip komutanlarla ve kentin ileri gelenleriyle birlikte duruşma binasına girdiler. Festus’un çağrısıyla Pavlos getirildi.

24    Festus, “Kral Agrippa ve aramızda bulunan herkes!” dedi. “Yeruşalim’de ve burada tüm Yahudi topluluğunun kendisine karşı dilekte bulundukları kişiyi önünüzde görüyorsunuz. Ona ilişkin, ‘Bundan böyle yaşaması doğru değildir’ diye bağırıyorlar.

25    Ama ben onun ölümü gerektirecek hiçbir suç işlemediği sonucuna vardım. Kendisi Avgustus’a başvurunca da onu göndermeye karar verdim.

26    İmparatoruma onun için yazabileceğim kesin bir şey yok. Bu nedenle kendisini size, özellikle de sana getirdim, ey kral Agrippa! Öyle ki, onu sorguya çektikten sonra yazabileceğim bir şey bulunsun.

27    Çünkü neyle suçlandığını açıklamadan bir tutukluyu göndermek, olamayacak bir iş gibi görünüyor bana.”

 

Pavlos Kendisini Savunuyor

BÖLÜM 26

1      Agrippa, Pavlos’a, “Kendin için konuşmakta serbestsin” dedi. Bunun üzerine Pavlos elini kaldırarak savunmasına başladı:

2      “Yahudiler’in beni suçladıkları konuların tümüne karşı bugün senin önünde savunmamı yapabileceğim için kendimi mutlu sayıyorum, Kral Agrippa.

3      Sen ki tüm Yahudi törelerini ve konularını bilen bir insansın. Bunun için beni katlanışla dinlemeni dilerim.

4      “Gençliğimden bu yana ulusum arasında ve Yeruşalim’de geçen yaşamımı Yahudiler’in tümü bilir.

5      Tanıklıkta bulunmak isterlerse, öteden beri bilirler ki kendi inancımızın en koyu partisine yaraşır biçimde, bir Ferisi olarak yaşadım.

6      Şimdi Tanrı’nın atalarımıza verdiği vaade umut bağladığım için yargılanmak üzere burada bulunuyorum.

7      On iki kolumuzun[Yakup’tan gelen on iki İsrail kolu] gece gündüz içtenlikle tapınarak erişmeyi umduğu vaattir bu. Bu umuda bağlılığımdan ötürü Yahudiler’in suçlamasıyla karşı karşıyayım, ey Kral!

8      Tanrı’nın ölüleri diriltmesi sizlerce niçin olmayacak bir iş sayılıyor?

9      “Ben kendim de Nasıralı İsa’nın adına karşı her tür direniş eyleminde bulunmam gerektiğini düşünmüştüm.

10    Nitekim Yeruşalim’de tam bunu yaptım: Başrahiplerden almış olduğum yetkiyle, kutsal yaşamlılardan[Yaşam kutsallığı aşamasına gelen Mesih inanlıları] birçoğunu cezaevine kapattım. Üstelik onların öldürülmesi gerekince oyumu da kullandım.*

11    Bütün sinagoglarda onları birçok kez cezaya çarptırdım; üstelik kendilerini sövmeye[Zorla, “İsa lanetlensin” dedirtmek. (bkz. I.Korintoslular 12:3)] zorladım. Öfkeden öylesine deliye dönmüştüm ki, saldırımı dış kentlere dek uzattım.”

 

Pavlos İsa’ya Bağlanışını Anlatıyor

12    “Bu amaçla başrahiplerden aldığım yetki ve görevle Şam’a gidiyordum ki,

13    ey Kral, öğleyin yolda güneşten daha parlak bir ışığın gökten benim ve benimle birlikte gidenlerin çevresini sardığını gördüm.*

14    Hepimiz yere düştük. Bir sesin bana İbranice’de şöyle dediğini duydum: ‘Saul, Saul, niçin bana saldırıda bulunuyorsun? Üvendireyi tepmek* senin için çetin iştir.’

15    Ben, ‘Sen kimsin ya Rab?’ dedim. Rab, ‘Ben senin saldırdığın İsa’yım’ diye yanıt verdi.

16    ‘Ama doğrul ve ayağa kalk; çünkü sana bunun için gözüktüm. Bende gördüğün ve sana gözükeceğim olgularda hizmet sunmaya ve tanıklığımı duyurmaya atadım seni.[Hezekiel 2:1,3]

17    Kendilerine gönderdiğim halk[Tanrı Halkı; İsrail Halkı] ve uluslar[tanrısızlar, pagan] elinden seni kurtaracağım.[Yeremya 1:7,8; I.Tarihler 16:35]

18    Onların gözlerini açasın, onları karanlıktan ışığa ve şeytanın egemenliğinden Tanrı’ya döndüresin diye gönderiyorum seni. Öyle ki, günahların bağışlanmasına kavuşsunlar ve bana iman ederek kutsal kılınanlar arasında yer alsınlar.’”[Yasanın Tekrarı 33:3; Yeşaya 35:5; 42:7,16; 61:1]

 

Pavlos’un Yahudiler’e ve Uluslara Tanıklığı

19    “İşte bunun içindir ki, ey kral Agrippa, göksel görmeye karşı söz dinlemezlikte bulunmadım.

20    Ama ilkin Şam’da, sonra Yeruşalim’de, tüm Yahudiye ülkesinde ve uluslar arasında günahtan dönüp Tanrı’ya yönelmeleri, günahtan dönmüş yaşama yaraşır işler uygulamaları gerektiğini bildirdim.

21    “Bu yüzden Yahudiler beni tapınakta tutuklayıp öldürmek istedi.

22    Ama Tanrı’dan sağlanan yardımla bugüne dek gerek alt gerek üst tabakadan bireylere tanıklıkta bulundum. Peygamberlerle Musa’nın olacağını bildirdikleri olaylar dışında hiçbir şey söylemiyorum.

23    Mesih’in işkence çekmesi gerektiğini, ölülerden dirilen ilk kişi olarak halka ve uluslara ışık bildirisini yayacağını söylüyorum.”

 

Pavlos Agrippa’yı İsa’ya Çağırıyor

24    Pavlos bu yolda savunmasını sürdürürken, Festus yüksek sesle onun sözünü kesti: “Çıldırıyorsun Pavlos. Yüksek bilgi senin aklını yerinden oynatmış.”

25    Pavlos, “Aklımı oynatmadım saygıdeğer Festus” dedi. “Tam tersine, gerçeğe ve sağduyuya dayanan sözler bildiriyorum.

26    Önünde hiç çekinmeden konuştuğum Kral da bunları çok iyi bilir. Çünkü bunlardan hiçbiri onun gözünden kaçmış değildir. Kanım budur; çünkü bu iş bir kuytuda olmuş değil.

27    Peygamberlere inanır mısın, Kral Agrippa? İnandığını biliyorum.”

28    Agrippa Pavlos’a, “Beni kısa sürede Mesih inanlısı[Hristiyan] yapacağını sanıyorsun” dedi.

29    Pavlos yanıtladı: “Tanrı’dan dilerim, kısa ya da uzun süre içinde yalnız sen değil, bugün beni dinleyenlerin tümü şu bağları taşıma dışında benim durumumda bulunsaydınız.”

 

Pavlos Suçsuzdur

30    Kral, vali, Berniki ve onlarla birlikte oturan herkes ayağa kalktı.

31    Oradan çekilip sorunu tartıştılar. “Bu adam ölümü ya da cezaevine kapatılmayı gerektirecek hiçbir suç işlemiş değildir” dediler.

32    Agrippa Festus’a, “Bu adam Kayser’e başvurmamış olsaydı, özgür bırakılabilirdi” dedi.

 

Roma’ya Doğru

BÖLÜM 27

1      İtalya’ya yelken açmamız[Yazar Luka Pavlos’la birlikte yola çıkıyor. (bkz. 16:10; 20:5)] kararlaştırılınca, Pavlos’la başka bazı tutukluları Avgustus birliğinden Yulius adlı bir yüzbaşıya teslim ettiler.

2      Asya kıyılarına uğrayacak olan, Edremit limanına bağlı bir gemiye binip açıldık. Selanik’ten Makedonyalı Aristarhos bizimle birlikteydi.

3      Ertesi gün Sayda’ya uğradık. Yulius Pavlos’a insanca davranarak gidip arkadaşlarını görmesine ve sağlayacakları konukseverlikten yararlanmasına izin verdi.

4      Oradan açılıp Kıbrıs’ın rüzgâr altı yanını[Güneyini] aştık; çünkü rüzgâr bize karşı esiyordu.

5      Kilikya ve Pamfilya açıklarından geçerek Likya’nın Mira limanına ulaştık.

6      Yüzbaşı burada İtalya’ya giden, İskenderiye’ye bağlı bir gemi bulunca bizleri buna bindirdi.

7      Günlerce ağır ağır yol alarak, güçlük içinde Knidos açıklarına vardık. Ancak rüzgâr kıyıya yanaşmamızı önledi. Girit’in rüzgâr altı yanından Salmone karşısından geçtik.

8      Bu kıyı boyunca güçlükle yol aldıktan sonra İyi Limanlar denen bir yere vardık. Lasea kenti oraya yakındı.

9      Çok vakit yitirmiştik. Güz orucunun* geçmiş olması nedeniyle ve bu dönemde gemi yolculuğu tehlikeli olduğundan, Pavlos onlara öğütledi.

 

Azgın Fırtına Ortasında

10    “Arkadaşlar” dedi. “Görüyorum ki yolculuk hem yıkıma, hem de ağır zarara yol açacak; yalnız gemiyle yükü için değil, canlarımız için de.”

11    Ne var ki yüzbaşı, Pavlos’un dediklerinden çok, kaptanla gemi sahibinin önerisini dinledi.

12    Liman kışı geçirmeye elverişli olmadığından, çoğunluk buradan açılmak istiyordu. Girit’in Feniks limanına ulaşıp kışı orada geçirmeyi umuyorlardı. Güneybatıya ve kuzeybatıya dönük bir yerdir burası.

13    Güney rüzgârı esince, amaçlarının gerçekleştiğini sanarak, demir alıp Girit kıyısı boyunca yol yapmaya koyuldular.

14    Ama çok geçmeden karadan esen kuzeydoğu kasırgası bastırdı.

15    Gemi dalgalara kapılıp rüzgâra karşı boğuşmanın olanaksızlığı anlaşılınca, kendimizi sürüklenmeye bıraktık.

16    Klavda adlı küçük bir adanın rüzgâr altı yanını aşarken geminin filikasına güçlükle sarılabildik.

17    Filikayı yukarı çekerek tüm gemiyi alttan güçlendirmesi için halatlar bağladılar. Sirtis’e* çarpmaktan korkarak yelken takımlarını indirdiler; böylece sürüklenip gittiler.

18    Korkunç fırtına üzerimize saldırıyordu. Ertesi gün gemideki yükü denize boşaltmaya başladılar.

19    Üçüncü gün de kendi elleriyle geminin takımlarını attılar.

20    Günlerce ne güneşi, ne de yıldızları gördüler. Fırtına tüm hızıyla direnişi sürdürdü. Sonunda bizim için kurtulma umudu tümden yitirildi.

21    Uzun süre ağızlarına hiçbir şey koymamışlardı. Bunun üzerine Pavlos ortalarında durup, “Arkadaşlar” dedi. “Beni dinlemeliydiniz; bu yıkımı, bu zararı başınıza getirmemek için Girit’ten açılmamalıydınız.

22    Ama şu anda yürekli olmanızı öğütlerim. İçinizden hiçbirinin canına bir zarar gelmeyecek; yalnız gemi kaybolacak.

23    Çünkü bu gece, bağlı olduğum ve kendisine ruhsal hizmet sunduğum Tanrı’nın bir meleği yanımda durup,

24    ‘Korkma Pavlos’ dedi. ‘Senin Kayser’in karşısında durman gerekiyor. İşte onun için Tanrı seninle gemi yolculuğunda bulunanların tümünü sana bağışladı.’

25    Bu nedenle yüreklenin arkadaşlar. Çünkü benim Tanrı’ya imanım vardır; her şey bana bildirdiği gibi olacaktır.

26    Ancak bir adaya bindirmemiz gerekiyor.”

 

Kara Görünüyor

27    Adriyatik Denizi’nde sürüklenmemizin on dördüncü gecesi, gece yarısı sularında, gemiciler bir karaya yaklaştıklarını anladılar.

28    Denizin derinliğini ölçtüler ve yirmi kulaç[Bir kulaç: 1.78 metre] olduğunu gördüler. Biraz daha ilerledikten sonra yeniden denizin derinliğini ölçtüler; on beş kulaç olduğunu gördüler.

29    Kayalıklara bindirmekten korkuyorduk. Bu nedenle kıçtan dört demir attılar ve günün doğması için dua ettiler.

30    Gemiden ayrılmak amacıyla filikayı denize indiren gemiciler, baş taraftan demir atacak gibi davrandılar.

31    Pavlos yüzbaşıya ve askerlere, “Bu adamlar gemide kalmazsa siz kurtulamazsınız” dedi.

32    Bunun üzerine askerler filikanın iplerini kesip onu salıverdiler.

 

Kurtuluş Kesinleşiyor

33    Günün doğuşundan önce Pavlos herkese yemek yemelerini öğütledi. “Bugün on dördüncü gündür” dedi, “Ağzınıza bir lokma ekmek koymadan, sinirleriniz gergin, bekliyorsunuz. Tümden besinsiz kaldınız.

34    Bu nedenle yemek yemenizi öğütlerim. Çünkü kurtuluşunuz için gereklidir bu. Hiç kimsenin başından bir tek kıl yitirilmeyecektir.”

35    Pavlos bunları söyledikten sonra ekmek aldı; herkesin önünde Tanrı’ya şükran sunmanın ardından parçalayarak böldü ve yemeye başladı.

36    Hepsi de yüreklendi ve yemeye katıldı.

37    Bizler -gemideki canların toplamı- iki yüz yetmiş altı kişiydik.

38    Gönüllerinin özlediği kapsamda yemek yedikten sonra buğdayı denize boşaltıp gemiyi hafiflettiler.

39    Gün doğunca karayı tanıyamadılar. Kumsallı bir koy gördüler; gemiyi oraya yanaştırıp yanaştıramayacaklarını düşünüyorlardı.

40    Demirleri toplayıp denize salıverdiler. Bu arada dümenlerin bağlarını gevşettiler; gabya yelkenini rüzgâra açıp kumsala doğrulttular.

41    Ama gemi karşıt akımlı* bir yere düştü ve baştan kara ettiler. Geminin baş tarafı saplanıp kımıldanmaz oldu, kıçı ise dalgaların gücünden parçalanmaya başladı.

42    Hiçbiri yüzerek kaçamasın diye, askerlerin amacı tutukluları öldürmekti.

43    Öte yandan Pavlos’u kurtarmak isteyen yüzbaşı onların bu amacına engel oldu. İlkin yüzebilenlerin gemiden atlayıp karaya çıkmaları için buyruk verdi.

44    Geriye kalanlara gelince kiminin bir tahta parçasına, kimisinin de geminin başka bir parçasına sarılmasını önerdi. Böylece herkes sağ salim karaya çıktı.

 

 

 

Pavlos’un İmanı Kanıtlanıyor

BÖLÜM 28

1      Kurtulduktan sonra, adanın Malta olduğunu öğrendik.

2      Yerliler bize görülmemiş insanlık gösterdi. Ateş yaktılar, hepimizi ağırladılar. Çünkü yağmur yağıyordu, hava da soğuktu.

3      Pavlos bir deste çalı çırpı toplayıp ateşe attı. Sıcaktan kaçan bir engerek yılanı onun eline sarıldı.

4      Pavlos’un elinden zehirli yılanın sarkıldığını gören yerliler birbirlerine, “Kuşku yok, bu adam bir katil!” dediler. “Denizden kurtulmasına karşın Hak onun yaşamasına izin vermedi.”

5      Ama Pavlos zehirli yılanı ateşe attı ve başına hiçbir kötülük gelmedi.

6      Yerliler Pavlos’un şişmesini ya da bir anda düşüp ölmesini beklediler. Ne var ki, uzun süre bekledikten sonra ona hiçbir şey olmadığını görünce, düşüncelerini değiştirip onun bir tanrı olduğunu zannettiler.

 

Pavlos Hastaları Sağaltıyor

7      Bu yörede ada başkanının çiftlikleri vardı. Adı Publius olan bu adam bizleri kabul etti ve üç gün süreyle konukseverlik göstererek ağırladı.

8      Publius’un babası yüksek ateşten yanıyordu. Dizanteriye tutulmuş, yatağa düşmüştü. Pavlos onu görmeye gitti. Sağlığı için dua yükseltti, ellerini üstüne koyarak onu iyi etti.

9      Bundan sonra adadaki başka hastalar da Pavlos’a gelip sağlığa kavuştu.

10    Bu insanlar bizlere armağanlar sunarak saygı gösterdi, denize açıldığımızda da tüm gereksinimlerimizi karşıladılar.

 

Pavlos Roma’ya Ulaşıyor

11    Aradan üç ay geçti. Adada kışlamış -İkiz Oğullar armasıyla donatılmış*- İskenderiye’ye bağlı bir gemiyle denize açıldık.

12    Sirakuza’ya uğradık, orada üç gün geçirdik.

13    Buradan sonra dolaşarak Regium’a ulaştık. Ertesi gün bir güney rüzgârı esti, ikinci gün Puteoli’ye vardık.

14    Orada kardeşler bulduk. Aralarında yedi gün geçirmemiz için yalvardılar. En sonunda Roma’ya vardık.

15    Oradaki kardeşler bizlere ilişkin bilgi alınca, bizi karşılamak için Appius Forumu’na* ve Üç Taverna’ya* kadar geldiler. Pavlos onları görünce Tanrı’ya şükranlarını sundu, yüreklendi.

16    Roma’ya girdiğimizde Pavlos’a kendisini gözaltında bulunduran askerle birlikte kalması için özel izin verildi.

17    Aradan üç gün geçince Pavlos Yahudiler’in ileri gelenlerini çağırdı. Onlar toplanınca, “Kardeşlerim” dedi. “Ben ne halka, ne de atalarımızın törelerine karşı bir suç işledim. Yeruşalim’den tutuklu olarak Romalılar’ın eline teslim edildim.

18    Onlar soruşturmayı yaptıktan sonra beni özgür bırakmak istediler. Çünkü ölümü gerektirecek hiçbir davranışım olmadı.

19    Ama Yahudiler karşı çıkınca, Kayser’e başvurmak zorunda kaldım. Yoksa kendi ulusuma karşı hiçbir suçlamada bulunmuş değilim.

20    Bu nedenle sizleri görmek ve sizinle görüşmek istedim. Çünkü İsrail’in umudu yüzünden ben şu zincirle bağlıyım.”*

21    Onlar şöyle yanıtladı: “Biz Yahudiye’den seninle ilgili ne bir mektup aldık, ne kardeşler arasından buraya gelen biri bizlere herhangi bir şey anlattı, ne de sana karşı kötü bir söz konuştu.

22    Kaldı ki, biz senin düşünceni öğrenmeyi uygun görüyoruz. Bu partiye gelince, her yerde ona karşı konuşulduğunu biliyoruz.”

23    Pavlos’a bir gün ayırdılar. Büyük bir topluluk onun konuk kaldığı yere geldi. Pavlos onlara Tanrı hükümranlığını anlattı ve sabahtan akşama dek İsa’ya ilişkin tanıklıkta bulunarak Musa’nın ruhsal yasasından, peygamberlerden kendilerine kanıtlar gösterdi.

24    Söylenenlere kimi inandı, kimi imansızlık gösterdi.

25    Birbirleriyle anlaşmazlığa düşünce ayrıldılar. Pavlos onlara son bir söz söyledi: “Kutsal Ruh Yeşaya peygamber aracılığıyla atalarınıza çok doğru söylemiştir:

26    “‘Git bu halka bildir, Ha bire dinleyeceksiniz ama bir şey anlamayacaksınız, Ardı ardına göreceksiniz ama bir şey kavramayacaksınız.[Yeşaya 6:9,10]

27    Çünkü bu halkın yüreği yağ tuttu, Kulakları iyi duymaz oldu. Gözlerini yumdular; Gözleriyle görmesinler Kulaklarıyla duymasınlar, Yürekleriyle anlamasınlar diye. Dönmesinler de ben kendilerini iyi etmeyeyim diye.’

28    “Sizlerce bilinsin ki, Tanrı’nın bu kurtarışı uluslara gönderilmiştir. Onlar dinleyecek.”[Mezmur 67:2; 98:3]

29    [Pavlos bunları söyleyince Yahudiler ayrıldı, kendi aralarında yoğun tartışmaya giriştiler.] [Bu ayet bazı Kutsal Kitap Çevirilerinde bulunmakla birlikte, birçok Yunanca elyazmasıyla uyumlu olan Westcott ve Hort’un Yunanca metnine alınmamıştır.]

30    Pavlos’a gelince, tam iki yıl kiraladığı evde yaşadı ve yanına gelen herkesi kabul etti.

31    Tanrı hükümranlığını yayıyor ve önlenmeden, yüreklilikle Rab İsa Mesih’e ilişkin konuları öğretiyordu.




Sonraki bölüm
ROMALILARA MEKTUP




BÖLÜMLER

Free Web Hosting