HABERCİLERİN
İŞLERİ
(RESULLERİN İŞLERİ,
ELÇİLERİN İŞLERİ)
BÖLÜM 1
1 Saygıdeğer Teofilos[Luka İncili'nin yazarı], İsa’nın yapmaya ve öğretmeye
koyulduğu her konuya ilişkin ilk incelemeyi,
2 seçmiş olduğu habercilere*[İsa'nın öğrencileri; Apostoloi:
‘Gönderilenler’] Kutsal Ruh aracılığıyla buyruk verip göklere
alındığı güne dek geçen olayları kaleme aldım.
3 Çektiği işkencelerden sonra İsa sayısız
kanıtlarla kendini diri olarak habercilere sundu. Kırk gün süreyle onlara
belirerek Tanrı hükümranlığına ilişkin konuştu.
4 Kendileriyle bir arada bulunurken onlara
Yeruşalim’den ayrılmamaları, Baba’nın vaadini beklemeleri için buyruk verdi:
“Siz bu vaadi benden duydunuz;
5 bildiğiniz gibi Yahya su ile vaftiz
etti230, ama birkaç gün içinde siz Kutsal Ruh’la vaftiz edileceksiniz.”
İsa Göklere
Yükseliyor
6 Haberciler bir araya geldiklerinde İsa’ya
sordular: “Ya Rab, sen İsrail’e hükümranlığı bu dönemde mi yeniden vereceksin?”
7 İsa onları yanıtladı: “Baba’nın kendi
yetkisinde sakladığı vakitleri ve dönemleri siz bilemezsiniz.
8 Ama Kutsal Ruh sizlere geldiğinde güç ile
kuşanacaksınız. Yeruşalim’de, tüm Yahudiye’de, Samiriye’de ve dünyanın en ırak
köşesine varıncaya dek benim tanıklarım olacaksınız.”
9 Bunları söyledikten sonra, onlar bakarken
yukarıya yükseltildi. Bir bulut bakanların gözleri önünden O’nu alıp götürdü.
10 İsa giderken dikkatle göğe baktıkları
sırada, ansızın yanlarında beyaz giysilere bürünmüş iki adam dikildi.
11 “Galileli arkadaşlar” dediler. “Niçin durmuş
göğe bakıyorsunuz? Sizin aranızdan göğe alınan bu İsa’nın göğe gittiğini nasıl
gördüyseniz O aynı kesinlikle gelecektir.”
YERUŞALİM’DE OLUŞAN
İNANLILAR TOPLULUĞU
Yahuda’nın
Yerine Seçilen Öğrenci
12 Bundan sonra Zeytinlik diye bilinen dağdan
Yeruşalim’e döndüler. Bu dağ Yeruşalim’e bir Şabat günü yolculuğu
yakınlığındadır.*[2000 gez=1.086 metre; 1 gez: 54,30 cm] [bkz. Mısır’dan Çıkış 16:29; Çölde Sayım 35:5]
13 Öğrenciler kente girince kaldıkları evin üst
katına çıktılar: Petros, Yuhanna, Yakup, Andreas, Filippos, Tomas, Bartolomeos,
Matta, Alfeos’un oğlu Yakup, Partizan Simon ve Yakup’un oğlu Yahuda.
14 Bunların tümü, kadınlar, İsa’nın annesi
Meryem ve kardeşleri hep birlikte sürekli bağlılıkla kendilerini duaya
adamışlardı.
15 Günler ilerlerken, kardeşler arasında Petros
ayağa kalkıp onlara konuştu -orada bulunan topluluğun sayısı yaklaşık yüz yirmi
kişiydi-:
16 “Kardeşlerim, Kutsal Ruh Davut’un ağzıyla
Yahuda’ya ilişkin daha önce konuşmuştur. İsa’yı tutuklayanlara öncülük eden bu
adamla ilgili Kutsal Yazı’nın yerine gelmesi gerekti.
17 Çünkü Yahuda bizden sayıldı ve bu hizmette
onun da bir payı bulundu.
18 “Bu adam kötülüğü karşılığında elde ettiği
parayla bir tarla satın aldı. Ardından, tepetaklak tarlaya düşerek bedeni
parçalandı, tüm bağırsakları dışarı döküldü.*
19 Olay Yeruşalim’de yaşayan herkesçe duyuldu.
Öyle ki, bu tarla kendi diyalektlerinde Akeldama adını aldı. Bu deyim Kan
Tarlası demektir.
20 Mezmur kitabında yazılı söz akla geliyor:
“‘Onun konutu çöle dönüşsün ve orada hiç kimse yaşamasın.’ “Yine, “‘Onun
Gözeticilik* görevini başka birisi üzerine alsın.’[Mezmur 69:25; 109:8]
21 “Bu nedenle, Rab İsa’nın aramızda geçirdiği
tüm günler boyunca bizlerle bir arada bulunan insanlardan birini seçmemiz
gerekir:
22 Yahya’nın vaftiz etmesi olayından başlayarak
İsa’nın aramızdan göklere alınmasına dek, O’nun dirilişine böyle bir kişi
bizlerle birlikte tanıklıkta bulunsun.”
23 Bunun ardından iki aday gösterdiler:
Barsabba denen ve Yustos adıyla bilinen Yusuf ile Mattias.
24 Dua ederek, “Ya Rab!” dediler. “Herkesin
yüreğini tanıyansın sen. Bu iki kişiden hangisini seçtiğini açıkla.
25 Kendine yaraşan yere gitmek için Yahuda’nın
boş bıraktığı hizmeti ve haberciliğe ilişkin yeri kim alacak?”
26 Bunun ardından iki kişi arasında kura
çektiler. Kura Mattias’a düştü ve on bir haberciye o katıldı.
Kutsal
Ruh’un Gelişi
BÖLÜM 2
1 Pentekost günü*[Pentekost: elli; İlk
ürün arpa demetinin sunu niteliğinde sallanmasından elli gün sonra (bkz.
Levililer 23:15,16); Bir Şabat’tan yedi Şabat sonraya düşer (bkz. Mısır’dan
Çıkış 34:22; Yasanın Tekrarı 16:10); Musa’ya On Buyruk verilmesi de bu günde
kutlanmaya başladı. Haftanın ilk gününe (Pazar’a) rastlayan o gün, Mesih
inanlıları kutlama için Yeruşalim’de toplanmıştı.] geldiğinde Mesih
bağlılarının tümü bir arada aynı yerdeydiler.
2 Bir anda, gökten sanki hızla esen rüzgârın
sesiymiş gibi bir ses geldi, toplananların oturduğu tüm evi doldurdu.
3 Gözlerinin önünde ateşe benzer diller
göründü. Bunlar dağılarak onların her biri üzerine indi.
4 Mesih bağlıları Kutsal Ruh’la doldu.
Ruh’un kendilerine sağladığı belirgin açıklamayla başka dillerde konuşmaya
başladılar.
5 Yeruşalim’de yaşayan tanrısayar Yahudiler
yeryüzünün her ülkesinden kopup gelmişti[Yeryüzünün
her ülkesinden kalkıp gelen Yahudiler Yeruşalim’de konaklamaktaydı].
6 Bu sesin duyulması üzerine şaşkınlıkla
çalkalanan bir topluluk oluştu. Çünkü her biri bu insanların ağzından kendi
diyalektinin konuşulduğunu duydu.
7 Parmakları ağızlarında kalmışcasına
şaşkınlık içinde sordular: “Bu konuşanların tümü Galileli değil mi?
8 Nasıl oluyor da her birimiz kendi
diyalektimizi duyuyoruz?
9 “Persler, Medler, Elamlılar,
Mezopotamya’da yaşayanlar, Yahudiye’de, Kappadokya’da, Pontos’ta, Asya’da,
10 Frikya’da, Pamfilya’da, Mısır’da, Kirine’ye
yakın Libya yörelerinde oturanlar, Roma’dan kalkıp gelenler
11 -hem Yahudiler, hem de Yahudiler’in inancını
benimseyenler-, Giritliler ve Araplar.. Hepimiz bu insanların Tanrı
yüceliklerini kendi dillerimizde konuştuklarını duyuyoruz!”
12 Tümünün parmakları ağızlarında kaldı;
merakla birbirlerine, “Bu da ne demek oluyor?” diye sordular.
13 Bazıları da onları alaya alarak, “Bunlar
taze şarapla sarhoş olmuş” yolunda laf attılar.
Petros’un
Konuşması
14 Bunun üzerine, Petros on bir öğrenciyle
birlikte ayağa kalkıp sesini yükseltti ve kendilerine belirgin dille açıklamada
bulundu: “Yahudi arkadaşlar ve Yeruşalim’de yaşayanların tümü! Sözlerime kulak
verin, sizleri bu konuda aydınlatayım.
15 Sandığınız gibi bu insanlar sarhoş değiller.
Bakın, saat daha sabahın dokuzu.
16 Hayır! Bu olgu Yoel peygamberin ağzından
bildirilmiştir:[Yoel 2:28-32]
17 “‘Tanrı buyuruyor; Çağın sonuna işaret eden
günlerde Ruhum’dan sağanak gibi tüm insanlığa dökeceğim, Oğullarınızla
kızlarınız peygamberlik edecek. Gençleriniz görmeler*[Tanrı’dan gelen imgeleme; ruhsal varlıkta beliren tanrısal
açıklama] görecek, İhtiyarlarınız da rüyalar görecek.
18 Evet, erkek olsun kadın olsun bana hizmet
sunanlara O günlerde Ruhum’dan sağanak gibi dökeceğim Ve peygamberlik
edecekler.
19 Yukarıda, göklerde göz kamaştırıcı eylemler
Ve aşağıda yeryüzünde belirtiler vereceğim: Kan, ateş ve buhar gibi yükselen
duman..
20 Güneş karanlığa, ay da kana dönüşecek;
Rab’bin yüce ve görkemli Günü*[Mesih’in
yeniden gelip Tanrı düzenini getirmesi (bkz. 3:21)] gelmeden önce.
21 Ve Rab’bin adını seslenen herkes
kurtulacak.’
22 “İsrailli arkadaşlar! Bu sözleri dinleyin.
Nasıralı İsa Tanrı’dan sizlere güçlü eylemler, göz kamaştırıcı işler ve
belirtilerle belgelenen insandır. O’nun aracılığıyla Tanrı’nın aranızda yaptığı
işleri kendiniz biliyorsunuz.
23 Tanrı’nın amaçladığı erek ve öncebilimi
uyarınca O sizin ellerinize verildi ve sizler yasaya saygısı olmayanlar* eliyle
kendisini çarmıha çakıp öldürdünüz.
24 Ama Tanrı ölüm acılarını çözerek O’nu
diriltti. Çünkü O’nun ölüm gücü tutsaklığında kalması olanaksızdı.
25 “Davut O’na ilişkin şunu vurgular: “‘Rab’bi
her an önümde gördüm, Ben sarsılmayayım diye O benim sağımdadır.[Mezmur 16:8-11]
26 Bu nedenle yüreğim mutluluğa erdi, Dilim de
kıvanç buldu. Üstelik bedenim umut içinde rahata erecek.
27 Çünkü sen benim canımı ölüler ülkesinde*[Eski Antlaşma çağında Şeol (Hades) ölülerin toplandığı yer olarak tanınırdı. Yeraltında bulunan
bu yere kapatılan günahlılar oradan çıkamazdı (bkz. Yeşaya 57:9; Eyub 11:8;
Amos 9:2)] bırakmayacaksın, Ne de Kutsal Olanı’nı çürümeye
bırakacaksın.
28 Yaşam yollarını bana bildirdin. Kendi
katında beni mutluluğa doyuracaksın.’
29 “Kardeşler, sizlerle ulu ata Davut’a ilişkin
apaçık konuşmam gerekiyor. Kendisi öldü ve gömüldü. Mezarı da bugüne dek
buradadır.
30 Bir peygamber olması nedeniyle soyundan
birini onun tahtına oturtacağına ilişkin Tanrı’nın ona verdiği andı biliyordu.[Mezmur 89:3,4; 132:11; II.Samuel
7:12,13]
31 Mesih’in ölülerden dirilişini önceden gördü
ve şunları söyledi: ‘O ne ölüler ülkesinde bırakıldı, ne de O’nun bedeni çürüme
gördü.’[Mezmur 16:10]
32 “Tanrı bu İsa’yı ölülerden diriltti. Hepimiz
bu olayın tanıklarıyız.
33 O, Tanrı’nın sağına yükseldi. Baba’dan
aldığı Kutsal Ruh’u tanrısal vaat uyarınca*[Tanrı
Kutsal Ruh’unu göndereceğini yüzlerce yıl önceden vaat etmişti(bkz. Hezekiel
36:27-32; Yoel 2:28-32). İsa Mesih Tanrı’nın bu vaadini yineledi (bkz. 1:4,5;
11:16; Yuhanna 14:15-18,25,26)] gördüğünüz ve duyduğunuz biçimde
sağanak gibi döktü.
34 Çünkü, Davut göklere yükselmediyse de şunları
bildirdi: “‘Rab Rabbim’e, «Sen benim sağımda otur» dedi.[Mezmur 110:1]
35 Ben senin düşmanlarını ayaklarına basamak
yapıncaya dek..’”
36 “Bu nedenle, tüm İsrail toplumu kesin olarak
bilsin ki, Tanrı, O’nu -sizin çarmıha çaktığınız bu İsa’yı- Rab ve Mesih
atadı.”
Konuşmaya
Tepki
37 Bu sözleri duyduklarında yüreklerine hançer
saplanmış gibi oldu. Petros’a ve öbür habercilere: “Kardeşler, öyleyse biz ne
yapmalıyız?” diye sordular.
38 Petros onları yanıtladı: “Günahlarınızdan
dönün ve günahlarınızın bağışlanması için her biriniz İsa Mesih’in adıyla
vaftiz edilsin. Böylece Kutsal Ruh armağanını alacaksınız.
39 Çünkü bu vaat sizlere, çocuklarınıza ve
uzakta olan[En ırak yerlerde
bulunanlara varıncaya dek tüm dünyaya] herkesedir; Tanrımız Rab’bin
kendisini çağırdığı herkese..”[Yoel
2:32; Yeşaya 57:19]
40 Petros daha birçok sözle tanıklıkta bulundu.
“Bu eğri kuşaktan kurtulun” diyerek kendilerine öğüt verdi.
41 Onun sözünü değerlendirenler vaftiz edildi.
Böylece o gün yaklaşık üç bin kişi inanlılara katıldı.
42 Bunlar habercilerin öğretisini dinlemekte,
ruhsal paydaşlıkta, ekmeği parçalayıp bölmekte ve dualarda sürekli bağlılık
gösterdiler.
İlk
İnanlılar Arasında Oluşan Birlik
43 Herkesi korku tuttu. Haberciler aracılığıyla
birçok göz kamaştırıcı eylem ve belirti oluyordu.
44 İnananların tümü bir aradaydı, sahip
oldukları her şeyi ortaklaşa kullanıyorlardı.
45 Topraklarını mallarını satarak, gereksinimi
kapsamında parayı herkese dağıtıyorlardı.
46 Gün günden hep birlikte tapınak
toplantısında sürekli bağlılık gösteriyor, evlerinde ekmek parçalayıp bölüyor,*
kıvançla ve yürek bağlılığıyla yemek yiyor,
47 Tanrı’ya övgüler sunuyor, tüm halk önünde
iyi tutumlarıyla tanınıyorlardı. Rab de kurtulanları gün günden onlara
ekliyordu.
Kötürüm
Adam Sağlığa Kavuşuyor
BÖLÜM 3
1 Petros’la Yuhanna öğleden sonra saat üçte
-dua vaktinde- tapınağa çıkıyorlardı.
2 Doğuştan kötürüm bir adam her gün oraya
getirilir, tapınağın Güzel adındaki kapısına bırakılırdı. Tapınağa gelen
gidenden yardım dilerdi.
3 Adam Petros’la Yuhanna’yı tapınağa
girerken görünce yardım için dilekte bulundu.
4 Petros’la Yuhanna gözlerini ona dikerek,
“Bize bak” dediler.
5 O da kendilerinden bir yardım
sağlayacağını umarak dikkatle onlara baktı.
6 Petros, “Bende ne gümüş var ne de altın”
dedi. “Ama sana bende olanı veriyorum. Nasıralı İsa Mesih adıyla kalk ve yürü!”
7 Sonra adamı sağ elinden tutup ayağa
kaldırdı. O anda onun ayaklarıyla ayak bilekleri sapasağlam oldu.
8 Adam yerinden sıçrayarak yürüdü. Onlarla
birlikte tapınağa girdi. Bir yandan sevinçle sıçrayarak yürüyor, bir yandan da
Tanrı’ya övgü sunuyordu.
9 Tüm halk onun yürüdüğünü ve Tanrı’ya övgü
sunduğunu gördü.
10 Onu tanıdılar. Tapınağın Güzel denen
kapısında oturup yardım isteyen adamın taa kendisiydi. Onda gerçekleşen olayın
etkisiyle şaşkınlığa düştüler, akılları duracak gibi oldu.
11 Adam Petros’la Yuhanna’ya yapışmıştı. Tüm
halk bir arada, şaşkınlık içinde onlara koştu. Süleyman’ın sundurması diye
bilinen yere geldiler.
Petros
Yeniden Konuşuyor
12 Petros bunu görünce halka seslendi:
“İsrailli arkadaşlar, bu işe neden şaşıyorsunuz? Niçin gözlerinizi bize
dikiyorsunuz? Sanki kendi gücümüz ya da tanrısayarlığımız sonucunda bu insanın
yürümesini kendi başımıza başarmışız!
13 “‘İbrahim’in, İshak’ın ve Yakup’un Tanrısı,
Atalarımızın Tanrısı Öz Uşağı İsa’yı yüceltti.’ “Sizler O’nu yargılamaya
verdiniz ve Pilatus’un O’nu salıverme kararına karşın, Pilatus’un önünde
kendisini yadsıdınız.[Mısır’dan
Çıkış 3:6; Yeşaya 52:13; 53:11]
14 Sizler Kutsal Olan’ı, Doğru Kişi’yi
yadsıdınız ve bir katilin kendinize bağışlanmasını dilediniz.
15 Öte yandan da yaşam kaynağının canına
kıydınız. Tanrı O’nu ölüler arasından diriltti. Bizler bu olayın tanıklarıyız.
16 “Şu gördüğünüz ve tanıdığınız adamı İsa’nın
adı kesenkes iyileştirdi. Çünkü o, İsa’nın adına iman etti. İsa aracılığıyla
iman hepinizin gözü önünde ona bu sağlığı verdi.
17 “Şimdi ey kardeşler biliyorum ki,
başkanlarınız gibi siz de bunu bilmeyerek yaptınız.
18 Ama Tanrı tüm peygamberlerin ağzından kendi
Mesihi’nin işkence çekeceğini önceden bildirdi ve dediğini bu yolda yerine
getirdi.
19 Bu nedenle kötülüklerinizden sıyrılın ve
Tanrı’ya dönün ki günahlarınız silinsin.
20 Rab’bin katından böylece canı tazeleme
dönemleri gelsin ve öncesizlikten atanan Mesih İsa’yı sizlere göndersin.
21 Tanrı’nın çok önceki çağlarda kutsal
peygamberleri ağzıyla bildirdiği evrensel yenilenme vakitleri gelinceye dek
O’nun göklerde kalması gerekir.
22 Nitekim Musa şöyle demişti: “‘Rabbiniz Tanrı
tıpkı beni yükselttiği gibi, Kendi kardeşleriniz arasından Sizlere bir
peygamber yükseltecek. Size her ne söylerse O’nu dinleyeceksiniz.[Yasanın Tekrarı 18:15-20]
23 O peygamberi dinlemeyen her can Halktan*[İsrailliler kendilerinden Tanrı Halkı (kısaca Halk) diye söz ederdi] koparılarak
yok edilecek.’[Yasanın Tekrarı
18:15-20]
24 “Samuel’den başlayarak, onun ardından
konuşan peygamberlerin tümü bu günleri bildirdi.
25 Sizler peygamberlerin ve Tanrı’nın
atalarımıza atadığı Antlaşma çocuklarısınız. Tanrı İbrahim’e şöyle demişti:
“‘Senin soyun aracılığıyla yeryüzünün tüm kuşakları kutsal kılınacak.’[Yaratılış 12:3; 22:18]
26 “Tanrı ilkin Öz Uşağı’nı sizler için
yükseltti; O’nu her birinizi kutsamak, böylelikle kötülüklerinizden ayırmak
için gönderdi.”
Petros’la
Yuhanna Kurul’a Çıkarılıyor
BÖLÜM 4
1 Öğrenciler halkla konuşurken rahipler,
tapınak komutanı ve Sadukiler onların üstüne yürüdü.
2 Bu insanların halka öğretmeleri ve İsa
aracılığıyla ölülerin dirilişini bildirmeleri kendilerini çileden çıkardı.
3 Onları tutukladılar ve vaktin gecikmesi
nedeniyle ertesi güne dek içeride alıkoydular.
4 Sözü işitenlerin birçoğu iman etti,
böylece adamların sayısı yaklaşık beş bine yükseldi.
5 Ertesi gün Kurul başkanlarıyla İhtiyarları
ve dinsel yorumcuları Yeruşalim’de bir araya geldi.
6 Başrahip Hanna da oradaydı. Kayafas,
Yuhanna, Aleksander ve başrahibin aile kuşağından herkes toplanmıştı.
7 Öğrencileri ortaya dikip sordular: “Siz bu
işi hangi güçle ya da hangi adla yaptınız?”
8 Bunun üzerine Kutsal Ruh’la dolan Petros
onları yanıtladı: “Halkın başkanları ve İhtiyarları!
9 Eğer biz bugün hasta bir insana yapılan iyilik
nedeniyle, onun nasıl sağlığa kavuştuğu konusunda sorguya çekiliyorsak,
10 hepinizce ve tüm İsrail halkınca bilinsin
ki, çarmıha çaktığınız, Tanrı’nın ise ölüler arasından dirilttiği Nasıralı İsa
Mesih adıyla, evet O’nun adıyla bu adam sizin önünüzde sapasağlam duruyor.
11 Bu Mesih, siz yapıcılar tarafından aşağı
görülen, ama baş köşeye konulan Taş’tır.
12 “Başka hiç kimsede kurtuluş yoktur. Çünkü
göğün altında, insanlar arasında verilmiş başka hiçbir ad yoktur*[İsa;
Yehoşua (YAHWEH Kurtarır; Tanrı Kurtarır)]
ki, biz onunla kurtulabilelim.”
13 Onlar Petros’la Yuhanna’nın atılganlığını
görünce ve kendilerinin okul bitirmemiş, sıradan kişiler olduklarını anlayınca
şaşırıp kaldılar. Bu insanların İsa ile birlikte bulunduklarını kavradılar.
14 Öte yandan sağlığa kavuşturulanın da onlarla
birlikte durduğunu görünce verilecek yanıtları kalmadı.
15 Onlara Kurul’dan çıkmalarını bildirdiler.
Kendi aralarında danıştılar.
16 “Bu insanlara ne yapalım?” diyorlardı.
“Onların aracılığıyla göze görünür bir belirti uygulandığı tüm Yeruşalim’de
yaşayanlarca kesenkes biliniyor. Bunu yadsıyamayız.
17 Ama bunun halk arasında daha geniş çapta
yayılmasını önlemek için, kendilerine gözdağı verelim; bundan böyle İsa adıyla
kimseye bir söz etmesinler.”
18 Onları çağırdılar ve buyruk verdiler: “İsa
adıyla ne bir söz söyleyeceksiniz, ne de bir şey öğreteceksiniz.”
19 Petros’la Yuhanna onları yanıtladı: “Tanrı
katında sizleri mi yoksa Tanrı’yı mı dinlemek doğru tutumdur? Bunun yargısını
kendiniz verin.
20 Biz gördüklerimizi duyduklarımızı
bildirmekten beri duramayız.”
21 Kurul üyeleri yeniden gözdağı vererek onları
serbest bıraktılar. Kendilerini cezalandıracak hiçbir çıkar yol bulamadılar.
Çünkü olay nedeniyle tüm halk Tanrı’yı yüceltiyordu.
22 Çünkü bu iyilenme belirtisinin kendisinde
gerçekleştiği adam kırkını aşkındı.
Yüreklilik
İçin Tanrı’ya Dua
23 Petros’la Yuhanna serbest bırakılınca
arkadaşlarının yanına gittiler ve başrahiplerle İhtiyarlar’ın söylediklerini
ilettiler.
24 Onlar bunu işitince hep birlikte seslerini
yükselterek Tanrı’ya dua ettiler: “Ya Egemen Rab! Göğü, yeri, denizi ve onlarda
bulunan her şeyi yaratan sensin.[Mısır’dan
Çıkış 20:11; Mezmur 146:6; Yeşaya 37:16; Yeremya 32:17]
25 Kutsal Ruh aracılığıyla bizim atamız ve
senin uşağın Davut’un ağzından bildirdin: “‘Uluslar niçin kaynaştı? Halk
toplulukları neden boş tasarılar kovaladı?[Mezmur
2:1,2]
26 Yeryüzünün kralları saf kurdu: Rab’be ve
O’nun Mesihi’ne karşı Başkanların tümü bir araya toplandı.’ [Mezmur 2:1,2]
27 “Gerçekten bu kentte, senin Mesih
niteliğinde atadığın Kutsal Uşağın İsa’ya karşı tümü bir araya geldi: Herodes
de, Pontios Pilatus da, onlarla birlikte uluslar da, İsrail halkı da..
28 Senin elinin ve senin ereğinin öncelerden
kararlaştırdığı tasarıyı uygulamak için bir araya geldiler.
29 Şimdi ya Rab, onların gözdağı verişine bak.
Ve senin sözünü yüreklilikle bildirmeleri için uşaklarına yardım et.
30 Elini uzat, böylece Kutsal Uşağın İsa’nın
adı aracılığıyla insanları iyileştir, belirtiler ve göz kamaştırıcı eylemler
getirilmesini sağla.”
31 Onlar dua edince toplandıkları yer sarsıldı.
Tümü Kutsal Ruh’la doldu ve Tanrı Sözü’nü yüreklilikle bildirdiler.
İnanlılar
Varlıklarını Paylaşıyor
32 İman eden topluluğun yüreği canı birdi.
İçlerinden hiçbiri sahip olduğu şeylere kendi malı gözüyle bakmıyordu. Tersine,
her şeyi ortaklaşa kullanıyorlardı.
33 Haberciler görkem dolu güçle Rab İsa’nın
dirilmesine ilişkin tanıklık ediyorlardı. Tümü üzerinde yüce kayra bulunuyordu.
34 Aralarında yoksul yoktu. Tarlaları ya da
evleri olanlar bunları satıyor, satıştan sağlanan karşılığı getirip
35 habercilerin ayakları dibine bırakıyordu.
Sonra da gereksinimi oranında herkese dağıtıyorlardı.
36 Yusuf adında Kıbrıs’ta doğmuş Levi
kuşağından* biri vardı. Haberciler onu Barnabas diye adlandırdı. Bu adın
anlamı, Avunç Verenoğlu’dur[Yos
Parakliseos].
37 Bu kişi bir parça toprağa sahipti. Onu
satarak parasını getirip habercilerin ayakları dibine serdi.
Hananya ile
Safira
BÖLÜM 5
1 Öte yandan, Hananya adında başka bir adam
vardı. Eşinin adı Safira idi. Hananya bir parça toprak sattı.
2 Satış karşılığının bir bölümünü kendine
sakladı. Karısı da bunu biliyordu. Paranın kalanını ise getirip habercilerin
ayakları dibine serdi.
3 Petros ona, “Hananya” dedi. “Şeytan niçin
senin yüreğini yönetimine aldı da Kutsal Ruh’a karşı yalan konuşarak tarladan
elde edilen paranın bir bölümünü kendine sakladın?
4 Onu satmadan önce mal kendinin değil
miydi? Satıldıktan sonra yine yetkin altında değil miydi? Nasıl oldu da
yüreğinde böyle bir buyruğa uydun? Sen insanlara değil, Tanrı’ya yalan
söyledin.”
5 Hananya bu sözleri duyduğunda yere yıkılıp
can verdi. Olayı duyanların tümünü büyük bir korku tuttu.
6 Topluluğun gençleri kalktı, onun cesedini
sarıp götürdüler, gömdüler.
7 Aradan yaklaşık üç saat geçince,
Hananya’nın hiçbir şeyden haberi olmayan karısı içeri girdi.
8 Petros dönüp ona sordu: “Söyle bana, bu
tarlayı şu değere mi sattınız?” O da, “Evet, bu değere” dedi.
9 Petros, “Nasıl oldu da siz kendi aranızda
Rab’bin Ruhu’nu denemek amacıyla sözbirliği ettiniz?” diye yanıt verdi. “İşte
kocanı gömenlerin ayak sesleri kapıda. Onlar seni de alıp götürecek.”
10 Kadın o anda Petros’un ayakları dibine
yıkılıp can verdi. Gençler içeri girdiklerinde kendisini ölü buldular. Onu da
götürüp kocasının yanına gömdüler.
11 Bundan sonra bütün kilise topluluğunu*[Çağrılanlar (Ekklesia). Bir bina ya da
yapı değil, ruhsal çağrıyla Tanrı’ya çağrılanların oluşturduğu topluluk (bkz.
Matta 16:18)] ve olayı duyanların tümünü büyük bir korku tuttu.
Belirtiler,
Göz Kamaştırıcı İşler
12 Haberciler eliyle halk arasında birçok belirti
ve göz kamaştırıcı eylem yapılıyordu. Hep birlikte Süleyman’ın sundurması denen
yerde toplanıyorlardı.
13 Başka hiç kimse onlara katılmak ataklığını
göstermiyordu.* Ama halk onlardan derin saygıyla söz ediyordu.
14 Öte yandan, Rab’be iman eden çok sayıda
erkek ve kadın onlara katılmaktaydı.
15 Öyle ki, insanlar hastalarını caddelere
çıkararak onları yataklarda, şiltelerde yere koyuyorlardı. Petros geçerken hiç
olmazsa gölgesi bazılarının üstüne düşsün diyorlardı.
16 Yeruşalim çevresindeki kasabalardan da halk
hastaları ve kötü ruhların saldırısı altında bulunanları taşıyarak üşüşüyordu.
Bunların tümü sağlığa kavuştu.
Baskılar
Başlamadan
17 Başrahip’le Saduki partisine bağlı iş
arkadaşlarının tümü kıskançlıkla taşarak yerlerinden fırladı.
18 Habercileri yakalayıp tutukevine kapattılar.
19 Gece vakti Rab’bin meleği cezaevinin
kapılarını açtı, onları dışarı çıkarıp,
20 “Gidin, tapınakta durun, ve Yaşam
Sözleri’nin tümünü halka bildirin” dedi.
21 Onlar bu buyruğu duyduklarında sabahın çok
erken saatinde tapınağa girdiler, öğretmeye başladılar. Başrahiple iş
arkadaşları varıp Kurul’u -İsrail toplumunun tüm senatosunu- toplantıya
çağırdılar. Ardından, tutukluları getirmek için cezaevine adamlar gönderdiler.
22 Kolcular vardıklarında onları cezaevinde
bulamadılar. Geri dönerek haber verdiler:
23 “Cezaevini tam güvenlik içinde ve
kilitlenmiş bulduk. Nöbetçiler de kapılarda bekliyordu. Ama açıp içeriye
girdiğimizde orada hiç kimseyi bulamadık.”
24 Tapınak komutanıyla rahipler bu sözleri
duyunca, habercilerle ilgili bu işin sonu nereye varacak diye şaşkınlığa
düştüler.
25 Yanlarına birisi geldi, kendilerine bilgi
iletti: “İşte sizin cezaevine kapattığınız adamlar, tapınakta durmuş halka
öğretiyor.”
26 Bunun ardından tapınak komutanı kolcularla
birlikte koşup onları getirtti. Ama zor kullanmadı. Çünkü halkın kendilerini
taşa tutmasından korkuyorlardı.
Haberciler
Tanrı Gerçeğini Belirtiyor
27 Onları getirip Kurul’un önüne çıkardılar.
Başrahip kendilerini sorguya çekti.
28 “Bu Ad’a ilişkin bir şey öğretmeyeceksiniz
diye size kesin buyruk vermiştik” dedi. “Gelin de yaptığınız işe bakın!
Yeruşalim’i öğretinizle doldurdunuz. Üstelik bu adamın kanının sorumluluğunu
bizim üzerimize yıkmak istiyorsunuz.”
29 Petros’la öbür haberciler yanıt vererek,
“İnsanları değil Tanrı’yı dinlememiz gerekir” dediler.
30 “Sizlerin bir tahtaya asıp ölüm cezasına
çarptırdığınız İsa’yı atalarımızın Tanrısı diriltti.[Yasanın Tekrarı 21:22]
31 Tanrı O’nu kendi sağına Başkan ve Kurtarıcı
olarak yükseltti; İsrail’e günahlardan dönüşü ve günahların bağışlanmasını
sağlasın diye..
32 Biz bu olayların tanığıyız. Tanrı’nın
kendisini dinleyenlere verdiği Kutsal Ruh da bizlerle birlikte tanıklık
etmektedir.”
Sağduyulu
Gamaliel’in Önerisi
33 Bu sözleri duyan Kurul üyeleri çileden
çıktı, onları öldürmek tasarısıyla aralarında danışmaya koyuldular.
34 Ama Kurul üyelerinden Gamaliel adında bir
Ferisi -tüm halkın saydığı bir hukuk doktoru- ayağa kalkıp adamların kısa bir
süre için dışarıya çıkarılmasını buyurdu
35 ve üyelere şu sözleri doğrulttu: “İsrailli
arkadaşlar! Bu insanlara bir şey yapmaya kalkışmadan önce kendinize dikkat
edin.
36 Çünkü bir süre önce kendisini çok önemli
birisi diye ortaya atan Tevdas ayaklandı. Yaklaşık dört yüz kişi ona katıldı.
Ama Tevdas öldürüldü, onu dinleyenlerin tümü de dağıldı, eriyip gitti.
37 Onun ardından nüfus sayımı döneminde
Galileli Yahuda ayaklandı ve halkı ardı sıra çekti. Bu da yok oldu ve amacına
kapılanların hepsi çil yavrusu gibi dağıldı.
38 “Şimdi size bildiriyorum: Bu insanlardan
beri durun, onları kendi başlarına bırakın. Çünkü bu erek ya da eylem insanlara
özgü bir atılımsa, buhar gibi dağılıp gidecek.
39 Ama Tanrı’dan esinleniyorsa, siz onları
dağıtamayacaksınız. Üstelik Tanrı’ya karşı savaş açanlar durumuna
düşeceksiniz.”
40 Gamaliel’in öğüdünü dinlediler. Habercileri
çağırıp onları köteklediler. İsa adıyla konuşmalarını kesinlikle durdurmayı
belirttikten sonra onları salıverdiler.
41 Onlar ise İsa’nın adı için yerilmeye yaraşır
sayılmalarından sevinç duyarak Kurul’un önünden ayrıldılar.
42 Her gün tapınakta ve evlerde İsa’nın Mesih
olduğunu öğretmekten ve Sevinç Getirici Haber’i müj delemekten geri durmadılar.
SALDIRILAR HABERİN
YAYILMASINA YOL AÇIYOR
Topluluğun
Seçtiği Yedi Hizmet Görücü
BÖLÜM 6
1 Bu günlerde öğrencilerin sayısı
çoğalıyordu. Hellenistler arasında Yahudiler’e karşı* mırıltılar başladı. Çünkü
günlük hizmette onların dul kadınlarına önem verilmiyordu.
2 On İkiler öğrenci topluluğunu bir araya
çağırarak, “Tanrı Sözü’ne yükümlülüğü bir yana bırakıp bakımla ilgili hizmet
görmek bizim için doğru değildir” dediler.
3 “Bu nedenle kardeşler, siz kendi aranızdan
iyilikleriyle tanınmış, Ruh’la ve bilgelikle dolu yedi kişi bulun. Kendilerini
bu gerekli göreve atayalım.
4 Biz sürekli bağlılıkla kendimizi duaya ve
Tanrı Sözü’nü yayma görevine vereceğiz.”
5 Bu öneri tüm topluluğun onayını kazandı.
İmanla ve Kutsal Ruh’la dolu bir insan olan Stefanos’u seçtiler. Onun yanı sıra
da Filippos’u, Prohoros’u, Nikanor’u, Timon’u, Parmena’yı ve Yahudiler’in
inancını benimseyen Antakyalı Nikolaos’u..
6 Bu insanları habercilere sundular ve dua
ettikten sonra ellerini onların üstüne koydular.
7 Tanrı Sözü giderek gelişiyor, Yeruşalim’de
öğrencilerin sayısı gitgide çoğalıyordu. Rahiplerden oluşan büyük bir topluluk
da İman’a katıldı.
Stefanos
Tutuklanıyor
8 Kayrayla ve ruhsal güçle dolu olan
Stefanos, halk arasında göz kamaştırıcı eylemler ve güçlü belirtiler yapıyordu.
9 Ama Özgürler Sinagogu* denen koldan
belirli kişiler, bunların yanı sıra da Kirineliler, İskenderiyeliler,
Kilikyalılar ve Asyalılar ortaya atılıp Stefanos’la tartışmaya giriştiler.
10 Ancak bu insanlar Stefanos’un sözünü güçlü
kılan bilgeliğe ve Ruh’a direnemediler.
11 Bunun üzerine bazı kişileri kışkırtarak
onlara, “Biz bu adamın Musa’ya ve Tanrı’ya karşı sövücü sözler söylediğini
duyduk” dedirttiler.
12 Böylelikle halkı, İhtiyarlar’ı ve dinsel
yorumcuları ayaklandırdılar. Stefanos’un üzerine yürüdüler, onu yaka paça
Kurul’a sürüklediler.
13 Yalancı tanıklar öne sürerek, “Bu adam
Kutsal Yer’e ve ruhsal yasaya karşı konuşmaktan hiç geri durmuyor” dediler.
14 “Onu, Nasıralı İsa’nın bu yeri yıkacağını ve
Musa’nın bize vermiş olduğu töreleri değiştireceğini söylemekteyken duyduk.”
15 Kurul’da oturanların tümü dikkatlerini
Stefanos’a çevirdi; yüzünün bir melek yüzüne benzediğini gördüler.
Stefanos’un
Savunması
BÖLÜM 7
1 Başrahip, “Doğru mu bu?” diye sordu.
2 Stefanos yanıtladı: “Kardeşler, büyükler,
beni dinleyin! Yüceliğin Tanrısı atamız İbrahim’e daha o Harran’da yaşamadan
önce, Mezopotamya’da göründü.[Yaratılış
11:31; 15:7]
3 Tanrı kendisine, “‘Yurdundan ve hısım
akrabandan ayrıl, Benim sana göstereceğim yere doğrul” dedi.[Yaratılış 12:1; 48:4]
4 “Bundan sonra o Kildaniler’in ülkesinden
ayrılarak Harran’da yaşadı. Babasının ölümünden sonra Tanrı onu oradan kaldırıp
bugün sizin yaşadığınız yere getirdi.
5 Ama kendisine burada miras olarak bir
arşın yer bile vermedi. Oysa Tanrı orayı ona ve kendisinden sonra gelecek
soyuna mal edeceğine söz vermişti. Ne var ki, İbrahim bu dönemde çocuksuzdu.[Yasanın Tekrarı 2:5; Yaratılış 12:7;
13:15; 17:8; 48:4]
6 “Tanrı ona soyunun yabancı bir ülkede
uyruksuz bir topluluk niteliğinde yaşayacağını, dört yüz yıl süreyle köle
edileceğini ve baskı göreceğini bildirdi.[Yaratılış
15:13,14; Mısır’dan Çıkış 2:22; 12:40]
7 Tanrı, ‘Onların kölelik ettiği ulusu ben
yargılayacağım’ dedi. ‘Bundan sonra oradan çıkacaklar ve bana burada ruhsal
hizmet sunacaklar.’[Mısır’dan Çıkış
3:12]
8 Bunun ardından Tanrı ona sünnet
antlaşmasını* verdi. Sonra İbrahim İshak’a baba oldu ve sekizinci günde onu
sünnet etti. İshak Yakup’a, Yakup da on iki ataya aynı kapsamda davrandı.”[Yaratılış 17:10; 21:4]
Ataların
Yaşadığı Dönem
9 “Atalar Yusuf’u kıskanarak onu bir köle
gibi Mısır ülkesine sattılar. Ama Tanrı Yusuf’la birlikteydi.[Yaratılış 37:11,28; 39:1,2,21; 45:4]
10 Onu tüm acılarından kurtardı ve Mısır’ın kralı
olan Firavun’un karşısında kayrayla, bilgelikle donattı. Firavun onu Mısır
ülkesine ve tüm krallık ailesine yönetici olarak atadı.[Yaratılış 39:21; 41:38-45; Mezmur 105:17,20,21]
11 “Bu olaylardan sonra tüm Mısır’da ve Kenan
bölgesinde kıtlık oldu, katlanılmaz acı başladı. Öyle ki, atalarımız yiyecek
bulamaz oldu.[Yaratılış 41:54; 42:5]
12 Yakup Mısır’da buğday bulunduğunu duyunca
ilkin atalarımızı oraya gönderdi.[Yaratılış
42:2]
13 İkinci yolculuklarında Yusuf kendisini
kardeşlerine belirgin etti. Böylece Firavun Yusuf’un soyunu anlamış oldu.[Yaratılış 45:3,16]
14 Yusuf haber salıp babası Yakup’la birlikte
tüm hısım akrabasını çağırdı; yetmiş beş kişilik bir topluluk.[Yaratılış 45:9-11; 46:27; Mısır’dan
Çıkış 1:5; Yasanın Tekrarı 10:22]
15 Yakup Mısır’a indi. Kendisi de atalarımız da
orada öldü.[Yaratılış 46:1; 45:9;
49:33; Mısır’dan Çıkış 1:6]
16 Daha sonra cesetleri Şekem’e götürülerek
İbrahim’in para karşılığı Şekemli Hamor oğullarından satın almış olduğu mezara
gömüldü.”[Yaratılış 23:16,17; 33:19;
50:13; Yeşu 24:32]
Tanrı
Yardıma Yetişiyor
17 “Tanrı’nın İbrahim’e vurguladığı vaadin
dönemi yaklaştığında, Mısır’da halk gelişip çoğalmıştı.[Mısır’dan Çıkış 1:7]
18 Ülkede başka bir kral egemenliğini kurdu. Bu
kralın Yusuf’tan haberi bile yoktu.
19 Soyumuza karşı sinsi bir siyaset güttü o.
Atalarımıza karşı acımasızlıkla davrandı, çocuklarının kökünü kazımak amacıyla
yavrularını kaldırıp atmaya zorunlu kıldı onları.[Mısır’dan Çıkış 1:9,22]
20 “Musa bu dönemde doğdu. Tanrı’nın önünde çok
güzel bir çocuktu. Üç ay süreyle babasının evinde yetişti.[Mısır’dan Çıkış 2:2]
21 Kendisini kaldırıp attıklarında onu
Firavun’un kızı aldı ve öz oğlu gibi yetiştirdi.[Mısır’dan Çıkış 2:5,10]
22 Musa Mısırlılar’ın bilgeliğine yaraşır bir
eğitim gördü. Böylece gerek söz söylemek, gerekse iş görmekte güçlü birisi
oldu.”
Musa
Mısır’dan Kaçıyor
23 “Musa kırk yaşını doldurunca gidip
kardeşleri İsrailoğulları’nı görme düşüncesi içine doğdu.[Mısır’dan Çıkış 2:11]
24 Bunlardan birinin haksızlığa uğradığını
görünce onu savunmaya kalktı; canı yananın öcünü aldı, Mısırlı’yı öldürdü.[Mısır’dan Çıkış 2:12]
25 Tanrı’nın onun eliyle kurtarma eyleminde
bulunduğunu kardeşleri anlayacak sandı. Ama onlar bunu kavramadı.
26 Ertesi gün iki Yahudi’nin dövüştüğünü gördü.
Kendilerini barışa çağırarak, ‘Arkadaşlar’ dedi. ‘Siz kardeşsiniz. Niçin
birbirinize haksızlıkla davranıyorsunuz?’
27 “Ama insan kardeşine haksızlıkta bulunan,
Musa’yı bir yana iterek çıkıştı: ‘Kim seni başımıza başkan ve yargıç atadı?[Mısır’dan Çıkış 2:14]
28 Yoksa, dün o Mısırlı’yı öldürdüğün gibi beni
de mi öldürmek istiyorsun?’
29 Musa bu sözler üzerine kaçtı ve Midyan
bölgesinde[Sina yarımadasının karşı
yakası. Kızıl Deniz’in öbür yanı.] uyruksuz bir insana dönüştü. Orada
iki oğul babası oldu.”[Mısır’dan
Çıkış 2:15,22; 18:3,4]
Musa
Tanrı’yla Karşılaşıyor
30 “Aradan kırk yıl geçince çölde, Sina Dağı
yakınında bir çalılıkta Musa’ya alevin içinde bir melek göründü.[Mısır’dan Çıkış 3:2]
31 Musa bu görmeyle[bkz. Matta 17:9] karşılaşınca şaşırıp kaldı. Daha
yakından bakmak için yaklaşırken Rab’bin sesi duyuldu:
32 ‘Ben atalarının Tanrısı’yım; İbrahim’in,
İshak’ın ve Yakup’un Tanrısı.’ Korkuyla dolan Musa dikkatini oraya
doğrultamadı.[Mısır’dan Çıkış 3:6]
33 “Rab ona, ‘Ayaklarındaki pabuçları çıkar’
dedi. ‘Çünkü durduğun yer kutsal topraktır.[Mısır’dan
Çıkış 3:5]
34 Halkımın Mısır’da karşılaştığı acımasızlığı
gördüm, ilgiyle onlara baktım. İniltilerini duydum, kendilerini kurtarmaya
geldim. Kalk gel, seni Mısır’a göndereceğim.’”[Mısır’dan Çıkış 3:7,10; 2:24]
Musa
Yadsınıyor
35 “İşte bu Musa’yı, ‘Kim seni başkan ve yargıç
atadı?’ diyerek yadsıdılar. Çalılıkta kendisine görünen meleğin desteğiyle aynı
Musa’yı Tanrı başkan ve kurtarıcı olarak gönderdi.[Mısır’dan Çıkış 2:14]
36 Mısır ülkesinde ve Kızıl Deniz’de göz
kamaştırıcı eylemler ve belirtiler yaparak halkı oradan o çıkardı. Kırk yıl
boyunca çölde bu eylemleri sürdürdü.[Mısır’dan
Çıkış 7:3,10; 14:21; Çölde Sayım 14:33]
37 “Bu Musa’dır İsrailoğulları’na konuşan:
‘Tanrı tıpkı beni yükselttiği gibi, Kendi kardeşleriniz arasından Size bir peygamber
yükseltecek.’[Yasanın Tekrarı 18:15]
38 “Çölde toplananlar arasında beliren insandır
bu. Sina Dağı’nda kendisiyle konuşan melekle ve atalarımızla bir arada olan..
Bizlere iletmek üzere dipdiri tanrısal sözleri ağırlayandır o.
39 Atalarımız onun sözünü dinlemek istemedi.
Tam tersine, kendisini bir yana ittiler ve yüreklerinde Mısır’a geri döndüler.[Çölde Sayım 14:3]
40 Harun’a, ‘Bizleri yöneltecek ilahlar yap’
dediler. ‘Çünkü bizi Mısır ülkesinden çıkaran Musa’ya ne oldu bilmiyoruz.’[Mısır’dan Çıkış 32:1,23]
41 “O günlerde danaya benzer yalancı bir tanrı
yaptılar ve ona sunu sundular. Ellerinin yaptığı işlerle gönence geldiler.[Mısır’dan Çıkış 32:4,6]
42 Tanrı onları bıraktı, kendilerini göklerin
yıldızlarına hizmet etme düşüklüğüne koyuverdi. Peygamberler kitabında yazılı
olduğu gibi: “‘Ey İsrail soyu! Çölde kırk yıl boyunca Bana kurbanlar ve sunular
mı getirdiniz?[Yeremya 7:18; 19:13;
Amos 5:25-27]
43 Siz Moloh’un* çadırını, İlah Refan’ın*
yıldızını, Tapınmak amacıyla yaptığınız benzetileri taşıdınız. Ben sizleri
kaldırıp Babil’in ötesinde yaşatacağım.’”
Tanrı’nın
Verdiği Vaatler
44 “Çölde atalarımızın Tanıklık Çadırı* vardı.
Bu çadır Musa ile konuşanın verdiği yönerge uyarınca yapılıp Musa’nın gördüğü
örneğe göre kurulmuştu.[Mısır’dan
Çıkış 25:40]
45 Bir kuşak sonra gelen atalarımız Yeşu* ile
birlikte uluslardan ülkeyi aldıklarında -Tanrı bu ulusları atalarımızın önünden
kovdu- Tanıklık Çadırı’nı beraberlerinde getirdiler. Çadır Davut’un günlerine
dek kaldı.[Yaratılış 17:8; 48:4;
Yasanın Tekrarı 32:49; Yeşu 3:14; 18:1]
46 “Davut Tanrı’nın önünde kayra buldu ve
Yakup’un Tanrısı’na bir barınak kurmak için izin istedi.[II.Samuel 7:2; Mezmur 132:5]
47 Ama Tanrı’ya evi Süleyman kurdu.[I.Krallar 6:1]
48 Ne var ki, Yüce Olan elle yapılmış evlerde
yaşamaz. Tıpkı peygamberin dediği gibi:
49 “‘Gök benim tahtımdır. Yeryüzü de
ayaklarımın altında basamak. Siz benim için nasıl bir konut kuracaksınız diye
buyuruyor Rab. ‘Ya da, benim rahatımı sağlayacak yer nerededir?[Yeşaya 66:1,2]
50 Bunların tümünü yaratan benim elim değil
mi?’”
Direniş ve
Başkaldırma
51 “Enseleri sertleşmiş, yürekleri kabuk
tutmuş, kulakları duymaz olmuş insanlar! Siz her zaman Kutsal Ruh’a karşı
direnirsiniz, tıpkı atalarınız gibi davranırsınız.[Mısır’dan Çıkış 32:9; 33:3; Levililer 26:41; Çölde Sayım 27:14;
Yeremya 9:26; 6:10; Yeşaya 63:10]
52 Atalarınız hangi peygambere saldırmadı ki?
Doğru Kişi’nin[İsa’nın] gelişini
önceden bildirenlerin canına kıydılar. Sizlere gelince bu dönemde O’nu ele
verenler ve öldürenler oldunuz.
53 Ruhsal yasayı melekler aracılığıyla aldınız,
ama tutmadınız.”
Kaba Kuvvet
54 Bu sözleri duyduklarında yürekleri
kızgınlıkla kabardı, Stefanos’a karşı dişlerini gıcırdattılar.
55 Ama Kutsal Ruh’la dolu olan Stefanos
gözlerini dikkatle göğe doğrulttu. Tanrı’nın yüceliğini ve O’nun sağında duran
İsa’yı gördü.
56 “Apaçık görüyorum” dedi, “Gökler açılmış,
İnsanoğlu da Tanrı’nın sağında durmuş.”
57 Onlar yüksek sesle bağırarak kulaklarını
tıkadılar, hep birlikte ona saldırdılar.
58 Kendisini kentten dışarı sürükleyip taşa
tuttular.* Olaya tanıklık edenler giysilerini Saul adlı bir gencin ayakları
dibine yığdılar.
59 Stefanos’u taşa tuttuklarında o, “Ya Rab
İsa, ruhumu al” diyerek dilekte bulundu.
60 En sonunda diz çöküp yüksek sesle bağırdı:
“Ya Rab, bu günahı onlara sayma!” Bunu söyleyince uyudu.
Yoğunlaşan
Saldırılar
BÖLÜM 8
1 Saul da onun öldürülmesini onaylamıştı. O
gün Yeruşalim’de kilise topluluğuna karşı büyük saldırı başladı. Haberciler
dışında inanlıların tümü Yahudiye ve Samiriye bölgelerine dağıldı.
2 Tanrısayar insanlar Stefanos’u gömdü ve
onun için derin yas tuttular.
3 Bu arada Saul kilise topluluğunu altüst
ediyordu. Evden eve dalıyor, erkekleri kadınları sürükleyerek götürüyor,
cezaevine attırıyordu.
Sevinç
Getirici Haber Samiriye’ye Ulaşıyor
4 Böylece dağılanlar her yere gidip Tanrı
Sözü’nün Sevinç Getirici Haberi’ni yaydılar.
5 Filippos da Samiriye kentine vardı, bu
insanlara Mesih’i bildirdi.
6 Topluluklar Filippos’u dinleyip yaptığı
belirtileri görünce hep birlikte onun sözlerine dikkat kesildiler.
7 Çünkü cine çarpılanların birçoğundan kötü
ruhlar avaz avaz bağırarak çıktı. Birçok inmeli ve kötürüm de sağlığa kavuştu.
8 Bunun sonucunda kentte coşkun sevinç
oluştu.
Sözde İman
Eden Büyücü
9 Bu kentte uzun senelerdir Simon adlı bir
büyücü yaşıyordu. Bu adam Samiriye halkına parmak ısırtıyordu. Kendisinin çok
önemli biri olduğunu savlıyordu.
10 Küçüğünden büyüğüne varıncaya dek hepsi, “Bu
kişi Yüce Güç denen Tanrı’nın gücüdür” diyerek ilgiyle onu dinlemekteydi.
11 Kendisini böylesi ilgiyle dinlemelerinin
nedeni, büyücülük gösterileriyle uzun zaman halkın gözlerini kamaştırmasıydı.
12 Filippos’un Tanrı hükümranlığına ve İsa
Mesih’in adına ilişkin Sevinç Getirici Haber’i yayması üzerine erkek ya da
kadın olsun imana varanlar vaftiz edildi.
13 Simon bile iman etti ve vaftiz edildikten
sonra Filippos’un yanından ayrılmadı. Belirtiler ve güçlü eylemler
getirildiğini görerek parmağı ağzında kaldı.
14 Yeruşalim’de kalan haberciler Samiriye’nin
Tanrı Sözü’nü benimsediğini duyunca, Petros’la Yuhanna’yı oraya gönderdiler.
15 İkisi gelip Kutsal Ruh’u alsınlar diye
Samiriyeliler için dua etti.
16 Çünkü Kutsal Ruh daha onların hiçbirine
gelmemişti. Onlar yalnızca Rab İsa’nın adıyla vaftiz edilmişlerdi.
17 Petros’la Yuhanna ellerini üstlerine koyunca
onlar da Kutsal Ruh’u aldı.*
Saygısızca
Bir Dilek
18 Habercilerin elleri bir insanın üstüne
konunca Ruh’un verildiğini gören Simon onlara para uzattı.
19 “Bu gücü bana da verin” dedi. “Öyle ki, her
kimin üstüne ellerimi koyarsam o kişi Kutsal Ruh’u alsın.”
20 Ama Petros onu şu sözlerle payladı: “Gümüşün
seninle birlikte yok olsun! Çünkü sen Tanrı’nın armağanını parayla satın
alabileceğini sandın.
21 Bu hizmette sana ne bir hisse, ne de pay
vardır. Çünkü Tanrı’nın karşısında yüreğin doğru değil.[Mezmur 78:37]
22 Şimdi içindeki kötülükten dön. Yüreğinin bu
tasarısı sana bağışlanabilir mi diye Rab’ten dilekte bulun.
23 Çünkü ben sende zehirli bir kök ve kötülükle
ortaklık[Asıl anlamı öd acılığı,
haksızlık ortaklığıdır] görüyorum.”[Yasanın Tekrarı 29:18; Yeşaya 58:6]
24 Simon şöyle yakardı: “Ne olur, siz benim
için dua edin de, söylediklerinizin hiçbiri üzerime gelmesin!”
25 Petros’la Yuhanna Rab’bin Sözü’ne tanıklık
ederek onu yaydıktan sonra Yeruşalim’e döndüler. Yolda giderken Samiriye’nin
birçok kasabasında Sevinç Getirici Haber’i müjdelediler.
Filippos’a
Yöneltilen Yabansı Çağrı
26 Rab’bin bir meleği Filippos’la konuşarak,
“Kalk, güneye yönel” dedi. “Yeruşalim’den Gaza’ya uzanan yola.” (Bu yol çölden
geçer.)
27 Filippos kalkıp oraya yöneldi. Gidiyordu ki,
enenmiş*[hadım edilmiş] bir
Etiyopyalı’ya[Habeş]
ilişti gözü. Etiyopyalılar’ın kraliçesi Kandaki’nin[Etiyopya dilinde kraliçe]
bir bakanı. Onun tüm bütçe sorumluluklarını yüklenen yönetmen.
Yeruşalim’e tapınmaya gelmişti.
28 Geri dönerken arabada oturmuş, Yeşaya
peygamberin ilettiklerini okuyordu.
29 Ruh Filippos’a, “Yaklaş, bu taşıta katıl”
diye buyruk verdi.
30 Filippos hemen koştu, makam sahibinin Yeşaya
peygamberden okumakta olduğunu duydu. Kendisine, “Okuduğunu acaba anlıyor
musun?” diye sordu.
31 Etiyopyalı yanıt verdi: “Bana birisi yol
göstermezse nasıl anlayabilirim?” Sonra taşıta atlayıp kendisiyle birlikte
oturmasını Filippos’tan diledi.
32 Onun okumakta olduğu Kutsal Yazı bölümü
şuydu: “Bir koyun gibi kesime götürüldü, Kırkanın önünde duran bir kuzu gibi
suskundu; Tıpkı onun gibi ağzını açmadı.
33 Alçaltıldığında O’na adalet ne tanınmadı.
O’nun soyunu kim açıklayacak? Çünkü yaşam süresi yeryüzünden kesilip
koparıldı.”[Yeşaya 53:7,8]
34 Enenmiş adam Filippos’tan sordu: “Lütfen
bana bildir. Peygamber bunları kime ilişkin söylüyor? Kendisine mi, yoksa başka
birine mi?”
35 Filippos aynı Kutsal Yazı’dan aynı kesimden
başlayarak ağzını açtı, İsa’ya ilişkin Sevinç Getirici Haber’i ona müjdeledi.
36 Yolda ilerlerken bir suya vardılar. Enenmiş
kişi, “İşte su” dedi. “Benim vaftiz edilmemi önleyen bir sorun var mı?”
37 [Filippos, “Eğer tüm yüreğinle iman
ediyorsan vaftiz edilebilirsin” dedi. O da, “İsa Mesih’in Tanrı’nın Oğlu
olduğuna iman ediyorum” diye yanıtladı.] [Bu
ayet bazı Kutsal Kitap Çevirilerinde bulunmakla birlikte, birçok Yunanca elyazmasıyla
uyumlu olan Westcott ve Hort’un Yunanca metnine alınmamıştır.]
38 Sonra arabanın durması için buyruk verdi.
Filippos ile enenmiş adam birlikte suya indiler; Filippos onu vaftiz etti.
39 Sudan çıktıklarında Rab’bin Ruhu Filippos’u
alıp götürdü ve enenmiş adam artık onu görmez oldu. Ama sevinç içinde yolunu
sürdürdü.
40 Filippos ise kendini Azotos’ta buldu ve
Kayseriye’ye gelinceye dek geçtiği kentlerin tümüne Sevinç Getirici Haber’i
müjdeledi.
Tarsuslu
Saul’u Sarsan Karşılaşma
BÖLÜM 9
1 Saul Rab’bin öğrencilerine gözdağı vererek
onları ölümle korkutmaktan geri durmuyordu. Bu arada başrahibin yanına gitti.
2 Yol’dan*[Mesih inanlısı (Hristiyan)]
olan kadın erkek, her kimi bulursa tutuklayıp Yeruşalim’e getirsin
diye, başrahipten Şam’daki[Damaskos]
sinagoglara kendisini yetkilendiren mektuplar istedi.
3 Ama yolculuğu sırasında Şam’a yaklaşırken,
ansızın gökten parlayan bir ışık onun çevresini sardı.
4 Saul yere düştü ve kendisine konuşan bir
ses duydu: “Saul, Saul, neden bana saldırıyorsun?”
5 Saul, “Sen kimsin, ya Rab?” diye sordu. O
da, “Ben senin saldırdığın İsa’yım” dedi.
6 “Ama ayağa kalk ve kente gir. Ne yapman
gerektiği sana bildirilecektir.”
7 Saul ile birlikte giden adamlar afallayıp
kaldı. Sesi duyuyor, ama hiç kimseyi görmüyorlardı.*
8 Saul yerden kalktı; göz kapaklarını
açtığında hiç görmüyordu. Elinden tutup onu Şam’a yönelttiler.
9 Üç gün ne gördü, ne yedi, ne de içti.
Tanrı
Saul’u Sağlığa Kavuşturuyor
10 Şam’da Hananya adlı bir öğrenci vardı. Rab
bir görmede ona, “Ey Hananya!” dedi. O da, “Buradayım ya Rab” diye yanıtladı.
11 Rab ona, “Kalk, ‘Doğru’ diye bilinen sokağa
git” dedi. “Yahuda’nın evinde Tarsuslu Saul’u sor. Kendisi şu anda dua ediyor.
12 Gözleri yine görsün diye, Hananya adlı bir
adamın gelip üstüne ellerini koyduğunu gördü.”
13 Hananya yanıt verdi: “Ya Rab, bu adamın
Yeruşalim’de senin kutsal yaşamlılarına karşı yaptığı bunca kötülüğü
birçoklarından duydum.
14 Üstelik şu anda senin adına bağlılığıyla
bilinenlerin tümünü tutuklasın diye başrahiplerden kendisine yetki verilmiştir.”
15 Rab ona, “Sen oraya git” dedi. “Çünkü o
uluslarla krallar ve İsrailoğulları önünde adıma tanıklık etmek için seçilmiş
gereçtir.
16 Adıma bağlılığı yüzünden çekeceği
işkencelerin tümünü kendisine göstereceğim.”
17 Bunun üzerine Hananya kalkıp yöneltildiği
eve gitti. Saul’un üstüne ellerini koyarak, “Saul kardeş” dedi, “Yolda gelirken
seninle karşılaşan Rab İsa gönderdi beni. Gözlerin yeniden görsün ve Kutsal
Ruh’la dolasın diye..”
18 O anda Saul’un gözlerinden balık puluna
benzer kabuklar düştü sanki. Yeniden gördü. Ayağa kalkıp vaftiz edildi
19 ve yemek yedikten sonra güç kazandı. Saul
birkaç gün Şam’daki öğrencilerle birlikte kaldı.
Herkesi
Şaşırtan Gelişim
20 Hiç vakit yitirmeden İsa Tanrı’nın Oğlu’dur
diyerek O’nu sinagoglarda yaydı.
21 İşitenlerin tümü parmağını ısırdı.
“Yeruşalim’de bu adı ağzına alanları kırıp geçiren taa kendisi değil miydi?”
diyorlardı. “Buraya gelmesinin nedeni inanlıları tutuklayıp başrahiplere
götürmek değil midir?”
22 Ama Saul gün günden güçleniyordu. Mesih
budur diye kanıtlar göstererek Şam’da yaşayan Yahudiler’i şaşalatıyordu.
23 Aradan günler geçti, Yahudiler kendisini
ortadan kaldırmak için sözbirliği ettiler;
24 ama düzenleri Saul’a belirgin oldu. Onu
ortadan kaldırmak için Yahudiler gece gündüz kent kapılarını gözledi.
25 Bir gece öğrencileri Saul’u alıp kale
duvarından sarkıttıkları bir sepet içinde aşağı indirdiler.
Kuşkular
Yatıştırılıyor
26 Saul Yeruşalim’e varınca öğrencilere
katılmak istedi. Ama herkes kendisinden kuşkulanıyordu. Saul’un öğrenci
olduğuna bir türlü inanamıyorlardı.
27 Barnabas onu alıp habercilerin yanına
götürdü. Kendilerine Saul’un yolda giderken Rab’bi gördüğünü, Rab’bin
kendisiyle konuştuğunu, Saul’un Şam’da hiç çekinmeksizin İsa’nın adını
yaydığını sırayla anlattı.
28 Saul artık inanlılarla birlikteydi.
Yeruşalim’de enikonu sağa sola gidiyor çekinmeksizin Rab’bin adını yayıyor,
29 Hellenistler’le konuşuyor, tartışıyordu.
Onlar ise kendisini ortadan kaldırmak için yollar tasarlıyordu.
30 Ama kardeşler bunu öğrenince Saul’u[Saul sonradan Pavlos oldu] Kayseriye’ye götürdüler oradan da Tarsus’a*
saldılar.
31 Tüm Yahudiye, Galile ve Samiriye’de kilise
topluluğu barışa kavuştu, gelişti ve Rab korkusu uyumunda ilerledi. Kutsal
Ruh’un desteğiyle sayıca çoğaldı.
Petros
Lidda ve Yafa’da
32 Petros genel bir gezideyken Lidda’da yaşayan
kutsal yaşamlılara uğradı.
33 Orada Eneas adlı birine rastladı. Bu adam
sekiz yıldır inmeli bir yatalaktı.
34 Petros ona, “Eneas” dedi. “İsa Mesih seni
iyi ediyor. Ayağa kalk ve yatağını topla.” Adam o anda ayağa kalktı.
35 Lidda ve Şaron’da yaşayanların tümü onu
görerek Rab’be döndü.
36 Yafa’da Tabita adlı bir kadın öğrenci vardı;
adın çevirisi Dorkas’tır[Ceylan,
Gazal, Antilop: Dorkas]. Bu kadının yaşamı yaptığı iyi işler ve
yoksullara yardımla doluydu.
37 Tam bu günlerde Dorkas rahatsızlandı,
ardından da öldü. Cesedini yıkayıp üst katta bir odaya koydular.
38 Lidda kenti Yafa’nın yakınında olduğundan,
öğrenciler Petros’un orada bulunduğunu öğrenerek ona iki adam gönderdiler,
gecikmeden yanımıza gel diye dileklerini ilettiler.
39 Petros kalkıp iki kişiyle birlikte yola
koyuldu. Oraya vardığında kendisini üst kattaki odaya çıkardılar. Bütün dul
kadınlar yanına varıp ağlaştı; Dorkas’ın kendileriyle birlikteyken diktiği
gömlekleri, üstlükleri açıkça sergilediler.
40 Ama Petros odadakilerin tümünü dışarıya
çıkardı ve diz çöküp dua etti. Cesede yönelerek, “Tabita, ayağa kalk!” dedi.
Kadın gözlerini açtı, Petros’u görünce oturuverdi.
41 Petros ona elini verdi, kendisini kaldırdı.
Sonra kutsal yaşamlıları ve dul kadınları çağırdı, Dorkas’ı dipdiri olarak
onlara sundu.
42 Olgu tüm Yafa’da yayıldı, birçok kişi Rab’be
iman etti.
43 Petros uzunca bir süre Yafa’da dericilikle
uğraşan Simon adlı birinin yanında kaldı.
Tanrı’yı
Arayan Subay
BÖLÜM 10
1 Kayseriye’de İtalyan bölüğü diye bilinen
birlikte Kornilyos adlı bir yüzbaşı vardı.
2 Hem kendisi hem de tüm ailesi
tanrısayardı, Tanrı korkusuyla yaşar, İsrail halkına bol bağışta bulunur,
Tanrı’ya her zaman dua ederdi.
3 Bir gün saat on beş sularında apaçık bir
görme gördü. Tanrı’nın bir meleği ona yaklaşarak, “Kornilyos!” dedi.
4 Kornilyos korkuyla gözlerini meleğe
çevirip, “Ne var, ya Rab?” diye sordu. Melek, “Duaların ve bağışların bir
anımsatıcı niteliğinde Tanrı katına ulaştı” dedi.
5 “Şimdi Yafa’ya adamlar gönder, öbür adı
Petros olan Simon adlı bireyi çağır.
6 Dericilikle uğraşan Simon adlı birinin
deniz kıyısındaki evinde konuktur o.”
7 Kendisiyle konuşan melek ayrılınca,
Kornilyos evinde çalışan iki kişiyi ve yanında görev yapan tanrısayar bir
askeri çağırdı;
8 olup bitenleri onlara anlattı, sonra da
kendilerini Yafa’ya saldı.
Petros’a
Açıklanan Görme
9 Ertesi gün onlar yol aşarak kente
yaklaşmaktayken, saat on iki sularında Petros dua etmek için dama çıktı.
10 Karnı zil çalıyordu, bir şey yemek istedi.
İçeride yemek hazırlarlarken üstüne dalınç geldi.
11 Göğün açıldığını, çarşafa benzer koca bir
nesnenin indiğini gördü. Dört köşesinden yere sarkıtılmıştı bu tepsimsi nesne.
12 İçinde yeryüzünün tüm dört ayaklı
yaratıklarıyla sürüngenleri ve gökyüzünün kuşları bulunuyordu.
13 Bir ses ona buyurdu: “Kalk, Petros, boğazla
ve ye!”
14 Ama Petros, “Hayır, ya Rab” dedi. “Çünkü ben
hiçbir zaman sıradan ya da kirli sayılan bir şeyi yemiş değilim.”*
15 Bunun üzerine ses bir kez daha duyuldu:
“Tanrı’nın arıttığı şeyleri sen sıradan sayma.”
16 Bu olay üç kez yinelendi ve o nesne hemen
göğe çekildi.
Görmenin
Anlamı
17 Petros gördüğü görmenin ne anlam taşıdığını
düşünüp taşınırken, Kornilyos’un gönderdiği adamlar da Simon’un evi nerede diye
soruşturarak kapının önüne dikildiler.
18 Petros adıyla bilinen Simon burada mı
kalıyor? diye yüksek sesle soruşturuyorlardı.
19 Petros görmüş olduğu görmeyi düşünürken Ruh
ona, “Bak seni arayan üç adam var” dedi.
20 “Şimdi kalk, aşağıya in, ayrım ne gözetmeden
onlarla birlikte git. Çünkü onları ben gönderdim.”
21 Petros aşağıya inip adamlara, “İşte
aradığınız kişi benim” dedi. “Sizi buraya getiren nedeni anlatır mısınız?”
22 Onlar anlatmaya koyuldu: “Doğru bir adam
olan ve Tanrı korkusuyla yaşayan Kornilyos, tüm Yahudi ulusunca kendisine
ilişkin iyi konuşulan bir yüzbaşıdır. Senin ağzından bildirilecek sözleri
duymak için, seni evine çağırmaya kutsal bir melek tarafından bilgilendirildi.”
23 Petros onları içeriye alıp konuk etti.
Petros ertesi gün kalkıp onlarla birlikte yola koyuldu. Yafa’dan bazı kardeşler
de kendisine katıldı.
Petros
Töreciliği Bırakıyor
24 Bir gün sonra Kayseriye’ye ulaştılar.
Kornilyos kendilerini bekliyordu. Akrabalarını, yakın arkadaşlarını da
çağırmıştı.
25 Petros içeriye girince onu Kornilyos
karşıladı, ayaklarına kapanıp ona tapındı.*
26 Ama Petros onu yerden çekti. “Kalk” dedi.
“Ben de bir insanım.”
27 Kendisiyle konuşa konuşa içeriye girdi;
birçok kişiyi bir araya gelmiş buldu.
28 Onlara, “İyi bilirsiniz ki” dedi, “Bir
Yahudi’nin başka bir toplumdan biriyle ilişki kurması ya da onu görmeye gelmesi
yasal değildir. Ne var ki, Tanrı bana hiç kimseye sıradan ya da kirli dememeyi
öğretti.
29 Bu nedenle, çağrıldığımda hiç direnmeden
geldim. Beni neden çağırdığınızı sorabilir miyim?”
30 Kornilyos onu yanıtladı: “Üç gün önce şu
saatlerde, öğleden sonra üçte yapılması gereken duayı yapıyordum evimde.
Birdenbire önümde parlak giysiler kuşanmış bir adam durdu.
31 ‘Kornilyos!’ dedi. ‘Duan duyuldu ve yaptığın
bağışlar Tanrı önünde anımsandı.
32 Yafa’ya adamlar gönder, öbür adı Petros olan
Simon’u buraya çağır. Kendisi deniz kıyısında dericilikle uğraşan Simon’un
evinde konuktur.’
33 İşte bunun için vakit yitirmeden insanları
sana gönderdim. Sen de geldiğine çok iyi ettin. Şimdi hepimiz Tanrı’nın önünde
Rab’bin sana buyurduğu her şeyi dinlemek için buradayız.”
Petros’un
Konuşması
34 Petros konuşmaya başladı: “Gerçekten,
Tanrı’nın insan kayırıcı olmadığını anlıyorum.[Yasanın Tekrarı 10:17; I.Samuel 16:7]
35 Tam tersine, Tanrı’dan korkan ve doğru
yaşayan herkes hangi ulustan olursa olsun, O’nun tarafından kabul edilir.
36 Kutsal Sözü İsrailoğulları’na gönderdi,
herkesin Rabbi olan İsa Mesih aracılığıyla barışı müjdeledi.[Mezmur 107:20;Yeşaya 52:7; Nahum 1:15]
37 “Yahya’nın vaftiz konusunda yaydığı öğüdün
ardından, Galile’den başlayarak tüm Yahudiye bölgesinde geçen görkemli gelişimi
biliyorsunuz.
38 Tanrı’nın Kutsal Ruh’la ve kesin güçle
meshettiği Nasıralı İsa’yı da biliyorsunuz. O iyilik yaparak ve iblisin egemen
kesildiği tüm insanları iyileştirerek yer yer dolaştı. Çünkü Tanrı O’nunla
beraberdi.[Yeşaya 61:1]
39 Bizler Yahudiler’in ülkesinde ve
Yeruşalim’de O’nun yaptığı tüm eylemlere tanıklık ediyoruz. O’nu bir ağaca
asarak öldürdüler.[Yasanın Tekrarı
21:22]
40 Ama Tanrı O’nu üçüncü gün ölümden diriltti
ve belirgin açıklıkla görünmesini gerçekleştirdi.
41 O’nu tüm halka değil, ama Tanrı’nın önceden
atadığı tanıklar olan bizlere gösterdi. Ölüler arasından dirilmesinden sonra
O’nunla birlikte yedik de içtik de.
42 Halka bu haberi yayalım, Tanrı’nın ölüleri
ve dirileri yargılamaya atadığı kişinin O olduğunu kanıtlayalım diye kendisi
bize buyruk verdi.
43 “Tüm peygamberler O’nun için tanıklık
ediyor, O’na iman eden herkesin O’nun adı aracılığıyla günahların bağışlanışına
kavuştuğunu bildiriyorlar.”
Kutsal Ruh
Bildiriyi Onaylıyor
44 Petros daha bu sözleri söylemekteyken, sözü
dinleyenlerin tümü üzerine Kutsal Ruh indi.
45 Petros’la birlikte oraya gelmiş olan
sünnetli kuşağa bağlı inanlılar,* Kutsal Ruh armağanının uluslara da sağanak
gibi dökülmesi karşısında parmaklarını ısırdılar.
46 Çünkü onların diller konuştuklarını ve
Tanrı’yı yücelttiklerini duydular. Bunun üzerine Petros şöyle konuştu:
47 “Bizler gibi Kutsal Ruh’u alan bu insanların
vaftiz edilmesini önlemek için kim onları sudan geri çevirebilir?”
48 Sonra onların İsa Mesih adıyla vaftiz
edilmeleri için buyruk verdi. Evdekiler Petros’un birkaç gün orada kalmasını
dilediler.
Kilise
Topluluğunda Tepki
BÖLÜM 11
1 Yahudiye’de bulunan haberciler ve
kardeşler ulusların da Tanrı Sözü’nü benimsediklerini duydular.
2 Petros, Yeruşalim’e çıktığında sünnetli
kuşak kendisini eleştirdi.
3 Ona, “Sen sünnete önem vermeyen insanlarla
içlidışlı oldun” dediler. “Onlarla birlikte yemeğe oturdun.”
4 Petros onlara olayın nasıl geliştiğini
anlattı:
5 “Yafa kentindeydim. Dua ediyordum. Kendimi
dalınçta buldum, bir görme gördüm: Çarşafa benzer kocaman bir nesne iniyordu.
Dört köşesinden gökten sarkıltılmıştı. Benim yanıma kadar geldi.
6 Dikkatle gözlerimi çevirip baktığımda,
yeryüzünün dört ayaklı yaratıklarıyla yabanıl hayvanlarını, sürüngenlerini ve
gökyüzünün kuşlarını gördüm.
7 Bunun ardından bir sesin bana konuştuğunu
duydum: ‘Kalk Petros, boğazla ve ye!’
8 Ben, ‘Hayır, ya Rab’ dedim. ‘Çünkü ağzıma
hiçbir zaman sıradan ya da kirli sayılan bir şey girmemiştir.’
9 Ama o ses bir kez daha gökten yanıt verdi:
‘Tanrı’nın arıttığı şeyleri sen sıradan sayma.’
10 Bu söz üç kez yinelendi, sonra her şey
yeniden göğe çekildi.
11 “O anda, kaldığımız evin önünde üç adam
belirdi. Bunlar Kayseriye’den benim yanıma gönderilmişti.
12 Ruh bana, hiç ayrım gözetmeden onlarla
birlikte gitmemi söyledi. İşte bu altı kardeş de benim yanım sıra geldi. O
adamın evine girdik.
13 “O bize, evinde durup kendisiyle konuşan
meleği nasıl gördüğünü ve meleğin kendisine neler söylediğini anlattı: ‘Yafa’ya
adamlar gönder, öbür adı Petros olan Simon’u buraya çağır.
14 Kendisi sana senin ve tüm aile üyelerinin
kurtuluşunu sağlayacak sözler bildirecek.’
15 “Ben konuşmaya başlayınca, Kutsal Ruh
başlangıçta bizlere geldiği gibi onların da üzerine
16 Rab’bin sözünü anımsadım. Şöyle demişti O:
‘Bildiğiniz gibi Yahya su ile vaftiz etti, ama siz Kutsal Ruh’la vaftiz
edileceksiniz.’
17 Bizler Rab İsa Mesih’e iman ettiğimizde bize
verdiği aynı armağanı Tanrı onlara da verdiyse, ben kim oluyorum ki, Tanrı’ya
karşı çıkayım?”
18 Bu sözleri duyunca yatıştılar ve Tanrı’yı
yücelttiler. “Demek ki, Tanrı uluslara da günahlardan dönüp yaşama kavuşmayı
sağladı” dediler.
İnanlılara
Hristiyan (Mesih İnanlısı) Deniliyor
19 Stefanos’a çektirilen acı sonucunda
darmadağın olanlar Finike’ye, Kıbrıs’a ve Antakya’ya kadar gittiler. Tanrı
Sözü’nü Yahudiler’den başka hiç kimseye bildirmiyorlardı.
20 Ama onlardan Kıbrıslı ve Kirineli bazı
kişiler Antakya’ya gelip Yunanlılar’a* da Rab İsa’nın Sevinç Getirici Haberi’ni
bildirdiler.
21 Rab’bin eli onları destekliyordu. Çok sayıda
insan iman ederek Rab’be döndü.
22 Bu olaylara ilişkin haber Yeruşalim’deki
kilise topluluğunun kulağına geldi. Barnabas’ı Antakya’ya gönderdiler.
23 O varıp Tanrı’nın kayrasını gördüğünde
sevindi; Rab’be bağlı kalmayı yüreklerinde kesinleştirsinler diye tümünü de
öğütledi.
24 Çünkü kendisi iyi bir insandı; Kutsal Ruh’la
ve imanla dolu biriydi. Böylece büyük bir topluluk Rab’be katıldı.
25 Barnabas Saul’u aramak için Tarsus’a gitti.
26 Onu bulunca Antakya’ya getirdi. İkisi bir
yıl süreyle kilisede bir araya gelerek o büyük topluluğu eğittiler. Öğrencilere
ilk kez Antakya’da Hristiyan adı verildi.
27 O günlerde Yeruşalim’den Antakya’ya
peygamberler geldi.
28 Bunların arasında Agabos adında biri ayağa
kalkarak tüm dünyada kırıcı bir kıtlık olacağını Ruh aracılığıyla bildirdi. (Bu
kıtlık Klavdius’un günlerinde oldu.*)[Tüm Dünya sözü Roma Dünyası’yla ilgilidir]
29 Öğrenciler -her biri kendi gücü oranında-
Yahudiye’de yaşayan kardeşlere yardım sunma hizmetine katılmak için anlaştılar.
30 Tasarladıkları işi uyguladılar. Barnabas ve
Saul’un eliyle İhtiyarlar’a* bu yardımı gönderdiler.[(Presbiteroi)
İhtiyarlar; (Episkopos) Gözeticiler;
(Diyakonos); Hizmet Görücüler; bkz.
6:1]
Kral
Herodes’in Kızgınlığı
BÖLÜM 12
1 Bu dönemde kral Herodes*[dördüncüsü] kilise
topluluğundan bazı kişilere karşı kaba kuvvet kullandı.
2 Yuhanna’nın kardeşi Yakup’u kılıçla
öldürttü.
3 Kral bu davranışının Yahudiler’ce
beğenildiğini görünce, işi Petros’u tutuklamaya dek götürdü. Bu, Mayasız Ekmek
kutlayışında oldu.
4 Onu yakalatıp cezaevine kapattı; kendisini
kollasınlar diye her biri dörder kişilik dört kol askere teslim etti. Passah
kutlayışından sonra Petros’u halkın önüne çıkarmayı tasarlıyordu.
5 Petros cezaevinde tutuluyordu ama, kilise
topluluğu Tanrı’ya onun için içtenlikle dua etmekteydi.
Tanrı Gücü
Petros’u Kurtarıyor
6 Herodes’in onu halkın önüne çıkaracağı
günden önceki gecede Petros çift zincirle bağlı olarak iki asker arasında
uyuyordu. Kapının önündeki askerler de cezaevini koruyordu.
7 Birden Rab’bin meleği orada durdu, oda
ışıkla doluverdi. Melek Petros’un böğrüne dokunarak onu uyandırdı. “Çabuk
kalk!” dedi. O anda Petros’un ellerinden zincirler düştü.
8 Melek, “Kemerini bağla, pabuçlarını giy”
diye buyruk verdi. Petros buyrulanı yaptı. Sonra melek, “Üst giysini kuşan,
ardım sıra gel” dedi.
9 Petros çıkıp onun ardı sıra gitti. Ama
melek aracılığıyla uygulanan işin gerçek olduğunu bilmiyor, bir görme gördüğünü
sanıyordu.
10 İlk nöbetçi yerini, sonra ikinciyi geçtiler;
kente çıkan demir kapıya vardılar. Kapı önlerinde kendiliğinden açıldı. Oradan
çıkıp bir sokağı geçince melek hemen ondan ayrıldı.
11 Petros kendine gelince, “Şimdi gerçekten
biliyorum ki” dedi, “Rab meleğini gönderip beni Herodes’in elinden ve Yahudi
halkının amaçladığı her düzenden kurtardı.”
12 Petros durumu anlayınca Meryem’in evine
gitti. Bu Meryem, Markos diye bilinen Yuhanna’nın annesiydi. Orada birçok kişi
dua etmekteydi.
13 Petros dış kapıyı çalınca Roda adlı hizmetçi
kız kapıyı açmaya gitti.
14 Petros’un sesini tanıdıysa da duyduğu
sevincin coşkusuyla kapıyı açmadı. Hemen içeriye koşup Petros’un kapı önünde
durduğunu bildirdi.
15 Onlar kıza, “Sen çıldırmış olmalısın”
dediler. Ama kız boş söz konuşmadığını kesinlikle bildirdi. Bunun üzerine,
“Görünen, Petros’un meleğidir” dediler.
16 Petros ise kapıyı sürekli çalıyordu. Kapıyı
açıp onu görünce parmaklarını ısırdılar.
17 Petros elini sallayarak onlara ağızlarını
açmamalarını belirttikten sonra, Rab’bin kendisini cezaevinden nasıl
çıkardığını anlattı. “Bunu Yakup’a ve kardeşlere bildirin” dedi. Sonra onlardan
ayrılarak başka yere gitti.
Herodes’in
Öfkesi ve Ölümü
18 Sabah olunca, acaba Petros’a ne oldu diye
askerler birbirine girdi.
19 Herodes de onu aradı; bulamayınca askerleri
sorguya çekti, öldürülmeleri için buyruk çıkardı.* Sonra Yahudiye’yi bırakıp
Kayseriye’ye gitti ve orada kaldı.
20 Herodes, Sur ve Saydalılar’a karşı çok
öfkeliydi. Bu insanlar hep birlikte kendisine geldiler. Kral’ın protokol
başkanı Vlastos’un desteğini sağlayarak barış aradılar. Çünkü ülkeleri yiyecek
yönünden Kral’ın ülkesine bel bağlamıştı.*
21 Kararlaştırılan gün Herodes Kral’a özgü
giysiler kuşandı, yargı kürsüsüne kuruldu, onlara bir nutuk attı.
22 Halk, “Bu Tanrı sesidir, insan sesi değil!”
diye bağırdı.
23 O anda Tanrı’nın meleği onu çarptı, çünkü
yüceliği Tanrı’ya vermemişti. Kurtçuklar bedenini kemirdi ve adam öldü.
24 Bu arada Tanrı Sözü istek görüyor, etkisi de
yayılıyordu.
25 Barnabas ile Saul hizmetleri sona ermiş
olarak Yeruşalim’e[Bazı eski
metinler: Yeruşalim’den; başka metinlerde ise: Antakya’ya] döndüler.
Markos adıyla bilinen Yuhanna’yı da beraberlerinde getirdiler.
İLK HABER GEZİSİ
Kutsal Ruh
Barnabas’la Saul’u Haber Gezisine Çağırıyor
BÖLÜM 13
1 Antakya’daki kilise topluluğunda
peygamberler ve öğretmenler vardı: Barnabas, Siyah adıyla bilinen Simeon,
Kirineli Lukios, Manaen -ülkenin dörtte birine yönetmenlik eden Herodes’in süt
kardeşi- ve Saul.
2 Bunlar Rab’be karşı ruhsal görevlerini
yapıp oruç tutarken Kutsal Ruh, “Barnabas’la Saul’u kendilerini çağırdığım işe
ayırın” dedi.
3 Bunun üzerine oruç tutup dua ettiler,
ellerini Barnabas’la Saul’un üstüne koydular ve onları gönderdiler.
4 Böylece, Barnabas ile Saul Kutsal Ruh’un
buyruğuyla gönderildikten sonra Selefke’ye* geldiler, oradan da Kıbrıs’a yelken
açtılar.
5 Salamis’e ulaştıklarında Tanrı Sözü’nü
Yahudiler’in sinagoglarında bildirdiler. Yuhanna’yı da yardımcı olarak
beraberlerinde götürüyorlardı.
6 Pafos’a kadar tüm adayı baştan başa
aştılar. Orada Yahudiler’in yalancı bir peygamberiyle karşılaştılar.
Büyücülükle uğraşan bu kişinin adı Bar Yeşu idi.
7 Kendisi vali Sergius Pavlos’un yakınıydı.
Vali akıllı bir insandı. Barnabas’la Saul’u yanına çağırdı. Tanrı Sözü’nü
dinlemek istedi.
8 Adının taşıdığı anlam uyarınca* bir büyücü
olan Elimas onlara direndi. Valiyi imandan saptırmaya çalışıyordu.
9 Ama Pavlos adıyla da bilinen Saul, Kutsal
Ruh’la doldu; gözlerini ona dikerek,
10 “Ey iblis oğlu!” dedi. “Her tür
düzenbazlıkla ve dalaverecilikle dolu adam, her gerçeğe düşman kesilen. Rab’bin
düz yollarını saptırma çabasını bırakmayacak mısın sen?[Hoşea 14:9]
11 Bak, şu anda Rab’bin eli seni yargılıyor.
Gözlerin görmez olacak ve belirli bir süre güneşi görmeyeceksin.” O anda
Elimas’a donukluk ve karanlık çöktü. Elinden tutacak birisini bulmaya çalıştı.
12 Olaya tanık olan vali iman etti. Rab’bin
öğrettikleri karşısında ağzı açık kaldı.
Habercilerin
Anadolu Gezisi
13 Pavlos’la yol arkadaşları Pafos’tan denize
açılıp Pamfilya’nın Perge kentine geldiler. Yuhanna kendilerini burada bırakıp
Yeruşalim’e döndü.
14 Onlarsa Perge’yi* aştılar Pisidya’da*
bulunan Antakya’ya[Haritaya bakınız.
Bu Antakya bugünün Yalvaç’ıdır] vardılar. Şabat günü sinagoga girip
oturdular.
15 Ruhsal yasayla peygamberler okunduktan
sonra, sinagogun ileri gelenleri onlara haber iletti: “Arkadaşlar, kardeşler!
Halka verilecek bir öğüt sözünüz varsa çekinmeden anlatın.”
16 Pavlos ayağa kalktı, elini sallayarak
şunları söyledi: “İsrailli arkadaşlar ve Tanrı’dan korkan insanlar!* Kulak
veriniz.
17 Bu İsrail halkının Tanrısı bizim atalarımızı
seçti ve Mısır’da yabancı olarak yaşadıkları dönemde halkı yükseltti. Sonunda
güçlü bileğiyle onları oradan çıkardı.[Mısır’dan
Çıkış 6:1,6; 12:37,41; 14:8; Yeşaya 1:2]
18 Yaklaşık kırk yıl boyunca çölün ortasında
kendilerine katlandı.[Mısır’dan
Çıkış 16:35; Çölde Sayım 14:34; Yasanın Tekrarı 1:31]
19 Kenan bölgesinde yedi ulusu ortadan kaldırıp
toprağı miras olarak kendilerine verdi.[Yasanın
Tekrarı 7:1; Yeşu 14:2]
20 Yaklaşık dört yüz elli yıllık bir süreydi
bu. “Bundan sonra onlara -Samuel peygamberin dönemine dek- yargıçlar* verdi.
21 Ardından onlar bir kral istedi. Ve Tanrı
kendilerine kırk yıl krallık süren Kiş oğlu Saul’u verdi. Benyamin kuşağından
bir adamdı o.
22 Sonra onu tahttan indirdi, kral olarak
kendilerine Davut’u yükseltti. Ona ilişkin şu tanıklığı bildirdi: ‘Yesse oğlu
Davut’u yüreğime yaraşan bir insan niteliğinde buldum. O benim tüm isteklerimi
uygulayacak.’[Mezmur 89:20; I.Samuel
13:10-14; 16:12,13; Yeşaya 44:28]
23 “Tanrı verdiği vaat uyarınca İsrail’e
Davut’un soyundan kurtarıcı İsa’yı gönderdi.
24 Yahya önceden O’nun gelişine yol hazırladı
ve tüm İsrail halkına günahlardan dönüp vaftiz edilmelerini bildirdi.
25 Yahya yolunun sonuna erişmek üzereydi ki,
‘Benim kim olduğumu düşünüyorsunuz?’ dedi. ‘Beklediğiniz kişi ben değilim. Ama
benden sonra gelen biri var; ben O’nun ayaklarındaki çarıkların bağını çözmeye
bile yaraşmam.’”
Sevinç Getirici
Haber’i Müjdeliyoruz
26 “Arkadaşlar, kardeşler! İbrahimoğulları ve
Tanrı korkusuyla yaşayan, kendilerini sizin aranıza katan bireyler. Bu kurtuluş
bildirisi bizlere gönderildi.[Mezmur
107:20]
27 Çünkü Yeruşalim’de yaşayanlarla başkanları
İsa’yı tanımadı ve O’nu yargılayarak her Şabat günü okunan peygamberlerin
sözlerini yerine getirdiler.
28 Ölümü gerektirecek hiçbir suçlama
bulamadılar, buna karşın Pilatus’tan O’nun idamını istediler.
29 “O’na ilişkin yazılı olan her şeyi yerine
getirdikleri zaman, bağlıları O’nu tahtadan indirip bir gömüte koydu.
30 Ama Tanrı O’nu ölüler arasından diriltti.
31 Kendisiyle birlikte Galile’den Yeruşalim’e
gelenlere günlerce göründü. Bu insanlar bugün halk önünde O’nun tanıklarıdır.
32 Biz de atalara doğrultulan vaadi, Sevinç
Getirici Haber’i sizlere müjdeliyoruz.
33 Tanrı, İsa’yı diriltmekle onların çocukları
olan bizler için bu sözünü yerine getirdi. Tıpkı ikinci Mezmur’da yazılı olduğu
gibi: “‘Sen benim Oğlum’sun, Baba oldum sana bugün.’[Mezmur 2:7]
34 “Tanrı O’nu artık çürümeye göndermemek
amacıyla dirilttiğini şöyle kanıtladı: ‘Davut’a vaat edilen kutsal ve kesin
kutlulukları Sana vereceğim.’[Yeşaya
55:3]
35 “Nitekim başka bir Mezmur’da da şunları
söylüyor: “‘Kutsal Olanı’nı çürümeye bırakmayacaksın.’[Mezmur 16:10]
36 “Davut, Tanrı’nın ereğiyle kendi kuşağına
hizmet ettikten sonra uyudu ve atalarının yanına giderek çürüdü.[I.Krallar 2:10; Hakimler 2:10]
37 Ama Tanrı’nın dirilttiği kişi çürümeye
bırakılmadı.
38 “Bu nedenle arkadaşlar, kardeşler şu gerçek
hepinizce tanınsın: İsa aracılığıyla sizlere günahların bağışlanacağı
bildiriliyor. Musa’nın yasası aracılığıyla kötülüklerin tümünden doğrulukla
donatılamadınız.
39 İsa’ya iman eden herkes doğrulukla
donatılacak.
40 Dikkat edin, peygamberlerin söylediği söz
sizlerin başına gelmesin:[Habakkuk
1:5]
41 “‘Görün, alay edenler! Şaşırıp kalın,
yıkılıp gidin. Çünkü ben sizin günlerinizde Bir iş uyguluyorum. Biri sizlere
açıkladığında, Hiçbir koşulla inanmayacağınız bir iş.’” [Habakkuk 1:5]
42 Pavlos’la Barnabas giderken, oradakiler
gelecek Şabat aynı konuların kendileriyle yine konuşulmasını istediler.
43 Sinagogtaki toplantı dağılınca,
Yahudiler’den ve tanrısayar inanlılardan[16
ve 26. ayetlerde sözü edilen, Tanrı’dan korkan insanlar] birçoğu
Pavlos’la Barnabas’ın ardı sıra gitti. Pavlos’la Barnabas onlarla konuştu;
Tanrı kayrasında süreklilik göstermeleri için kendilerini kanıtladılar.
Ters Esen
Rüzgâr
44 Ertesi Şabat günü neredeyse tüm kent Tanrı
Sözü’nü dinlemek için bir araya geldi.
45 Yahudiler bu büyük topluluğu görünce kıskançlıkla
doldular. Pavlos’un söylediklerine karşı direndiler, kendilerine yöneltilen bir
sürü aşağılayıcı söz söylediler.
46 Pavlos’la Barnabas hiçbir korkuya kapılmadı.
“Tanrı Sözü’nün ilkin sizlere bildirilmesi gerekiyordu” dediler, “Ama onu bir
yana ittiğiniz ve kendinizi sonsuz yaşama yaraşır saymadığınız için, biz işte
uluslara yöneliyoruz.
47 Çünkü Rab bizlere şöyle buyruk vermiştir:
“‘Yeryüzünün en uzak köşesine dek Kurtuluş sağlayasın diye, Seni uluslara ışık
olarak atadım.’”[Yeşaya 49:6]
48 Kökeni uluslardan olanlar bunu duyunca
sevindi ve Tanrı Sözü’nü yücelttiler. Sonsuz yaşama atanmış olan herkes iman
etti.
49 Böylece Rab’bin Sözü tüm bölgede yayıldı.
50 Ama Yahudiler saygıdeğer, tanrısayar
kadınlarla kentin önde gelenlerini kışkırttılar. Pavlos’la Barnabas’a karşı
saldırı düzenlediler, onları bölgelerinden dışarıya attılar.
51 Haberciler tanıklık etmek için ayaklarının
tozunu onlara karşı silkeleyerek Konya’ya gittiler.
52 Öğrencilere gelince, onlar sevinçle ve
Kutsal Ruh’la dolmaktaydı.
Konya’daki
Direniş
BÖLÜM 14
1 Konya’da da her zaman yaptıkları gibi
Yahudiler’in sinagoguna girip söz aldılar. Bunun sonucunda Yahudiler’den ve
Yunanlılar’dan pek çok kişi iman etti.
2 Ama iman etmemekte direnen Yahudiler,
uluslardan olanları ayaklandırdılar, kardeşlere karşı onların yüreklerine fitne
soktular.
3 Haberciler uzunca bir süre orada kalarak
hiç çekinmeden Rab’bin adıyla konuştular. Rab de kayrasıyla ilgili söze
tanıklıkta bulundu; onların eliyle belirtiler ve göz kamaştırıcı eylemler
yapılmasını sağladı.
4 Kentin insanları ikiye ayrıldı: Bir kesimi
Yahudiler’den yanaydı öbür kesimiyse habercilerden yana.
5 Uluslardan olanlarla Yahudiler ve onların
başkanları habercileri aşağılayıp taşa tutmak için sert bir çıkışta bulundular.
6 Düzeni kavrayan haberciler Likaonya’nın
kentleri olan Listra, Derbe ve çevre bölgeye kaçtılar.
7 Burada da Sevinç Getirici Haber’i
müjdelediler.
Listra’da
Sağlığa Kavuşturma ve Taşkınlık
8 Listra’da ayakları sakat bir adam yerde
oturuyordu. Anadan doğma kötürümdü, yürümek nedir bilmiyordu.
9 Pavlos konuşurken bu adam kulak kesildi,
Pavlos da gözlerini ona çevirdi. Sağlığa kavuşmaya imanı olduğunu görünce,
10 yüksek sesle, “Ayağa kalk, dikil!” diye
bağırdı. Adam yerinden sıçrayıp yürümeye başladı.
11 Topluluklar Pavlos’un yaptığı eylemi görünce
seslerini yükselterek, Likaonya diyalektiyle, “Tanrılar insan görünüşüne
bürünüp aramıza indi” diye haykırdılar.
12 Barnabas’ı Zeus* diye adlandırdılar,
Pavlos’a da Hermes* dediler; çünkü kendisi baş sözcüydü.
13 Kentin girişindeki Zeus tapınağının rahibi
kent kapılarına boğalarla çelenkler getirdi, topluluklarla birlikte kurban
kesmek istedi.
14 Haberciler -Barnabas’la Pavlos- olayı
duyunca giysilerini yırtarak topluluğa doğru seğirttiler ve,
15 “Ey insanlar!” diye bağırdılar, “Nedir bu
yaptığınız işler? Biz de sizin gibi ademoğullarıyız. Sizlere Sevinç Getirici
Haber’i müjdeliyoruz. Bu derme çatma alışkılardan diri Tanrı’ya dönesiniz
diye.. “‘Göğü, yeryüzünü, denizi ve onlarda bulunan her şeyi yaratan O’dur.’[Mısır’dan Çıkış 20:11; Mezmur 146:6;
Yeşaya 37:16; Yeremya 32:17]
16 “Önceki kuşaklarda tüm ulusları kendi
yollarında yürümeye bırakan O’dur.
17 Durum buyken tanıklıktan yoksun durumunda
kalmadı O. İyiliğini gösterdi. Sizlere gökten yağmur ve verimli mevsimler
gönderdi. Karınlarınızı yiyecekle doyurdu, yüreklerinizi de mutlulukla.”
18 Bu sözleri söyleyerek kendilerine kurban
kesmek isteyen topluluğu zar zor durdurabildiler.
19 Bu arada Antakya’dan, Konya’dan Yahudiler
gelip dayandı. Bunlar toplulukları kandırdı. Pavlos’u taşa tuttular. Onu ölü
sanarak kentten dışarıya sürüklediler.
20 Öğrenciler çevresinde toplanınca Pavlos
ayağa kalkıp kente girdi. Ertesi gün Barnabas’la birlikte oradan ayrılıp
Derbe’ye gitti.
Haber
Gezisinden Dönüş
21 Derbe’de Sevinç Getirici Haber’i müjdeleyip
birçok öğrenci kazandıktan sonra Listra’ya, Konya’ya ve Antakya’ya döndüler.
22 Öğrencilerin canlarını destekledikten,
imanda durmaları için onları öğütledikten sonra, “Bizim birçok acıdan geçerek
Tanrı’nın hükümranlığına girmemiz gerekiyor” dediler.
23 Kilise topluluklarının her birine
İhtiyarlar* atadıktan sonra, oruç tutarak dua ettiler ve bu insanları iman
yoluyla bağlandıkları Rab’bin güvenine bıraktılar.
24 Pisidya’dan geçerek Pamfilya’ya geldiler.
25 Perge’de Tanrı Sözü’nü bildirdikten sonra
Antalya’ya indiler.
26 Oradan da Antakya’ya -artık sonuçlamış
oldukları göreve başlamadan önce Tanrı’nın kayrasına teslim edildikleri yere-
doğru yelken açtılar.
27 Antakya’ya ulaşınca kilise topluluğunu bir
araya getirdiler. Tanrı’nın kendileri aracılığıyla yaptığı işlerin tümünü
onlara bildirdiler; O’nun iman kapısını uluslara nasıl açtığını anlattılar.
28 Orada öğrencilerle birlikte uzun süre
kaldılar.
İlk Konsey
ve Karar
BÖLÜM 15
1 Yahudiye’den Antakya’ya bazı kişiler gelip
kardeşleri aşılamaya koyuldu: “Eğer Musa’nın bildirdiği töreler uyarınca sünnet
edilmezseniz kurtulamazsınız.”
2 Pavlos’la Barnabas onlarla sürtüşerek uzun
uzun tartıştılar. En sonunda Pavlos’la Barnabas’ın ve başka bazı kişilerin
Yeruşalim’e gidip bu konuda habercilere ve İhtiyarlar’a danışmalarına karar
verildi.
3 Kilise topluluğu onları yolcu etti. Finike
ve Samiriye yörelerinden geçerek ulusların Tanrı’ya dönüşünü anlattılar.
İlettikleri haberle tüm kardeşlere büyük sevinç getirdiler.
4 Yeruşalim’e ulaştıklarında kilise
topluluğuyla haberciler ve İhtiyarlar tarafından yürek hoşnutluğuyla kabul
edildiler. Onlar da Tanrı’nın kendilerini kullanarak yaptığı işlerin tümünü
anlattılar.
5 Ne var ki, Ferisiler partisinden iman
etmiş bazı kişiler ayağa kalkıp, “Onları sünnet etmek ve Musa’nın yasasını
uygulamaları doğrultusunda kendilerine buyruk vermek gerekir” yolunda sözler
ettiler.*
6 Habercilerle İhtiyarlar bu sorunu görüşmek
amacıyla bir araya geldi.
7 Uzun süren bir tartışmadan sonra Petros
ayağa kalkıp onlara konuştu: “Arkadaşlar, kardeşler! Biliyorsunuz ki, bundan
önceki dönemde Tanrı beni kendi aranızdan seçti. Ulusların benim ağzımdan
Sevinç Getirici Haber’e ilişkin sözü duymalarını ve iman etmelerini istedi.
8 İnsan yüreğini bilen Tanrı, bizlere
verdiği gibi onlara da Kutsal Ruh’u vererek kendilerini onayladı.
9 Bizlerle onlar arasında hiçbir ayrım
gözetmedi. İman etmeleri üzerine onların yüreğini arıttı.
10 Şimdi siz neden öğrencilerin boynuna
boyunduruk takarak Tanrı’yı denemektesiniz? Bunu ne atalarımız, ne de biz
taşıyabildik.
11 Hayır. Onlar gibi bizler de Rab İsa’nın
kayrası aracılığıyla kurtulduğumuza iman ediyoruz.”
12 Tüm toplananlar sustu. Uluslar arasında
Tanrı’nın onlar aracılığıyla yaptığı belirtileri ve göz kamaştırıcı eylemleri
anlatan Barnabas’la Pavlos’u dinlediler.
13 Onlar susunca Yakup konuştu: “Arkadaşlar,
kardeşler! Beni dinleyin.
14 Simeon[Petros’un
ilk adı] Tanrı’nın kendi adıyla anılan bir halk seçmek için ilkin
uluslara ilgi gösterdiğini anlattı.
15 Peygamberlerin sözleri de bu olayla
bağdaşmaktadır. Tıpkı yazılı olduğu gibi:[Amos
9:11,12]
16 “‘Bundan sonra geri geleceğim, Davut’un
yıkık konutunu yeniden yükselteceğim, Onun kalıntılarını yeni baştan kuracağım.
Onu dimdik dikeceğim.[Yeremya 12:15]
17 Öyle ki, insanların geriye kalanlarıyla
Üzerlerinde adımın anıldığı ulusların tümü Rab’bi arasın.
18 Çağlar öncesi bunları açıklayan Rab
buyuruyor.’”[Yeşaya 45:21]
19 Yakup konuşmasını şöyle noktaladı: “Bu
nedenle yargımı bildiriyorum. Uluslar içinden Tanrı’ya dönenleri tedirgin
etmeyelim.
20 Yalnız kendilerine mektup yazarak, yalancı
tanrılarla ilişkisi olan kirli nesnelerden*, rasgele cinsel ilişkiden, boğazı
sıkılarak öldürülmüş hayvanlardan ve kandan uzak durmalarını belirtelim.
21 Nasıl ki, eski kuşaklardan bu yana her
kentte Musa’nın duyurduğu sözü yayanlar var. Bu söz her Şabat günü sinagoglarda
açık açık okunmaktadır.”
Konseyin
İnanlılara Mektubu
22 Bundan sonra habercilere, İhtiyarlar’a ve
tüm kilise topluluğuna kendi aralarından adamlar seçip onları Pavlos ve
Barnabas’la birlikte Antakya’ya göndermek yerinde göründü. Kardeşler arasında
ön sırada gelen iki adam seçtiler: Barsabas diye bilinen Yahuda’yla Silas.
2 3Bunların eliyle şu mektubu ilettiler:
“Habercilerle İhtiyarlar’dan oluşan kardeşleriniz Antakya’da, Suriye’de ve
Kilikya’da kökeni uluslar arasından olan kardeşlere selam ederler.
24 Bizden bazı kişilerin, söyledikleri belirli
sözlerle aklınızı çelerek sizi sarstıklarını duyduk. Kaldı ki, onları biz
göndermedik.
25 Bu nedenle, bir araya gelip seçtiğimiz
adamları yanınıza göndermeyi uygun gördük. Onlar sevgili Barnabas ve Pavlos’la
birliktedir;
26 Rabbimiz İsa Mesih’in tanıkları olma yolunda
canlarını hiçe sayanlar.
27 Bunu bilerek Yahuda’yla Silas’ı gönderdik.
Kendileri yazdıklarımızı size ağızdan bildirecek.
28 “Kutsal Ruh’a ve bizlere, gerektiğinden daha
ağır bir yükü size yüklememek yararlı göründü.
29 Yalancı tanrılara kesilen sunulardan, kan
yemekten, boğazı sıkılarak öldürülmüş hayvanlardan ve rasgele cinsel ilişkiden
uzak durasınız. Kendinizi bunlardan sakınırsanız iyi edersiniz. Esen kalın.”*
Mektuba
Sevinç Tepkisi
30 Bu yolculuğa atananlar Antakya’ya ulaştı,
tüm topluluğu bir araya çağırıp mektubu verdiler.
31 Onlar mektubu okuyunca, içindeki
yüreklendirici sözlere sevindiler.
32 Yahuda’yla Silas -kendileri de peygamber
olduklarından- kardeşlere geniş çapta öğüt vererek onları yüreklendirdiler ve
desteklediler.
33 Bir süre orada kaldıktan sonra, kardeşler
tarafından esenlik dileğiyle kendilerini göndermiş olanlara yolcu edildiler.
34 [Ama Silas orada kalmayı gerekli gördü.] [Bu ayet bazı Kutsal Kitap
Çevirilerinde bulunmakla birlikte, birçok Yunanca elyazmasıyla uyumlu olan
Westcott ve Hort’un Yunanca metnine alınmamıştır.]
35 Pavlos’la Barnabas ise bir süre Antakya’da
kaldı. Birçoklarıyla birlikte Rab’bin sözünü öğrettiler ve Sevinç Getirici
Haber’i müjdelediler.
İKİNCİ HABER GEZİSİ
Ayrı
Yönlere Yolculuk
36 Bir süre sonra Pavlos Barnabas’a, “Rab’bin
sözünü bildirdiğimiz kentlerin her birine dönelim, kardeşlerin durumunu
öğrenelim” dedi.
37 Barnabas Markos diye bilinen Yuhanna’yı da
beraberlerinde almak istedi.
38 Ama Pavlos Pamfilya’da kendilerini yüzüstü
bırakıp birlikte hizmete gitmekten kaçınan adamı yanlarına almanın uygun
olmayacağını savundu.
39 Aralarında çetin bir sürtüşme çıktı. Sonunda
birbirlerinden ayrıldılar. Barnabas Markos’u alarak Kıbrıs’a yelken açtı.
40 Pavlos da Silas’ı seçti; kardeşlerce Rab’bin
kayrasına teslim edildikten sonra yola çıktı.
41 Suriye ve Kilikya’dan geçerek kilise
topluluklarını desteklediler.
Haber
Gezisine Katılan Genç
BÖLÜM 16
1 Pavlos, Derbe ve Listra’ya uğradı.
Listra’da Timoteos adlı bir öğrenci vardı. İman etmiş Yahudi bir kadınla
Yunanlı bir babanın oğluydu.
2 Listra’da ve Konya’da bulunan kardeşler
onun için sağlıklı sözlerle tanıklık ediyordu.
3 Pavlos Timoteos’un kendisiyle birlikte
gelmesini istedi. Yörede yaşayan Yahudiler babasının Yunanlı olduğunu
bildiklerinden onu alıp sünnet etti.
4 Yolları üzerindeki kentlerden geçerken,
inanlılara Yeruşalim’deki haberciler ve İhtiyarlar’ca kararlaştırılan temel
kuralları bildirdiler, bunları uygulamalarını öğütlediler.
5 Böylece kilise toplulukları gitgide imanda
güçlendi ve sayıları gün günden çoğaldı.
Kutsal Ruh
Müjde Gezisini Yöneltiyor
6 Kutsal Ruh Tanrı Sözü’nü Asya bölgesinde*[Ege bölgesi] yaymalarını
engelleyince, onlar Frikya ve Galatya bölgesini aşarak
7 Misiya sınırlarına ulaştılar. Bitinya
bölgesine girmek istedilerse de, İsa’nın Ruhu onları bırakmadı.
8 Misiya’yı geçerek Troas’a indiler.
9 Geceleyin Pavlos’a bir görme geldi.
Makedonyalı bir adam önünde durmuş ona yalvarıyor, “Makedonya’ya gel, bize
yardım et!” diyordu.
10 Pavlos bu görmeyi görünce, biz hemen
Makedonya’ya gitmenin yolunu aradık.* Tanrı’nın, Sevinç Getirici Haber’i onlara
müjdelemek için bizleri çağırdığı sonucuna vardık.
Avrupa’da
İlk Bildiri
11 Troas’tan açılıp Samotrakya doğrultusunda
denizi aştık. Bir gün sonra Neapolis’e ulaştık.
12 Buradan Filippi’ye gittik. Burası Makedonya
bölgesinin önde gelen bir kenti ve Romalılar’ın kurduğu bir kolonidir.* Bu
kentte birkaç gün kaldık.
13 Şabat günü kent kapısından çıkıp ırmak
kıyısına gittik. Burada bir dua toplantısı olabileceğini düşündük.* Oturduk,
orada toplanan kadınlarla konuştuk. “Dinleyicilerden biri Tanrı’ya tapan, Lidya
adında Tiyatiralı bir kadın. Mesleğiyse erguvan çiçeği renginde kumaş
satıcılığıydı. Rab onun yüreğini Pavlos’un söylediği sözlere önem vermesi için
açtı.
15 Lidya ev halkıyla birlikte vaftiz edilince
onlara yakardı: “Eğer beni Rab’be iman etmiş sayıyorsanız evime buyurun,
konuğum olun.” O üsteleyerek dileğini bize kabul ettirdi.
Falcı Kız
Kurtuluyor, Ortalık Karışıyor
16 Duaya gidiyorduk. Kâhinlik ruhu taşıyan köle
bir kız bize rastladı. Falcılık ederek sahiplerine bol para kazandırıyordu kız.
17 Pavlos’u ve bizleri izleyerek, “Bu insanlar
yüce Tanrı’nın uşaklarıdır” diye bağırıyordu. “Size bir kurtuluş yolu
bildiriyorlar.”
18 Günlerce böyle bağırıp durdu. Pavlos çileden
çıktı; dönüp ruhu payladı: “İsa Mesih’in adıyla sana buyruk veriyorum, ondan
ayrılasın.” Ruh o anda kızdan ayrıldı.*
19 Kızın sahipleri kazanç umutlarının söndüğünü
görünce, Pavlos’la Silas’ı tuttukları gibi Agora’ya,* yöneticilerin önüne
sürüklediler.
20 Onları savcılara getirip, “Bu insanlar
Yahudi’dir” dediler. “Kentimizde kargaşalık yaratıyorlar.
21 Romalı olan bizlerin benimseyip
uygulayamayacağımız töreler yayıyorlar.”
22 Topluluk da onlara karşı doğrultulan
saldırıya katıldı. Savcılar Pavlos’la Silas’ın giysilerinin çıkartılmasını ve
değnekle dövülmelerini buyurdu.
23 Onları amansızca dövdükten sonra cezaevine
attılar. Gardiyana onları sımsıkı gözlemesi için kesin buyruk verdiler.
24 Gardiyan buyruğu duyunca adamları hücreye
tıktı, ayaklarını da delikli ağır tahtalarla kenetledi.
Deprem ve
Kurtuluş
25 Gece yarısı dolaylarında Pavlos’la Silas dua
ediyor, Tanrı’ya ilahi söylüyorlardı. Cezalılar da onları dinliyordu.
26 Ansızın güçlü bir deprem oldu. Öylesine
güçlü ki, cezaevinin temelleri sarsıldı. Bir anda tüm kapılar açıldı, herkesin
bağları çözüldü.
27 Gardiyan uyandı. Cezaevinin kapılarını
açılmış görünce kılıcını çekti, kendisini öldürmek istedi. Çünkü cezalıların
kaçtığını sanmıştı.
28 Ama Pavlos yüksek sesle, “Kendine kötülük
etme” diye bağırdı. “Çünkü hepimiz buradayız.”
29 Gardiyan ışık istedi ve içeriye koştu. Korkudan
tir tir titreyerek Pavlos’la Silas’ın önünde yere kapandı.
30 Onları dışarıya çıkarıp, “Efendiler” dedi.
“Kurtulmak için ne yapmalıyım?”
31 Onlar, “Rab İsa’ya iman et, kurtulacaksın”
dediler. “Sen de ev halkın da.”
32 Ona ve evindeki herkese Tanrı Sözü’nü
bildirdiler.
33 Gardiyan gecenin o geç saatinde onları alıp
yaralarını yıkadı. O anda hem kendisi hem de tüm ev halkı vaftiz edildi.
34 Bundan sonra onları evine getirdi, sofra
kurdu. Tüm ailesiyle birlikte Tanrı’ya iman etmenin sevincini yaşadı.
Yetkililer
Sertlikten Cayıyor
35 Sabah olunca savcılar baltacıları*
göndererek, “O adamları salıverin” dediler.
36 Gardiyan bu haberi Pavlos’a iletti:
“Savcılar salıverilmeniz için haber gönderdi. Onun için artık kalkın, esenlikle
yolunuza koyulun.”
37 Ama Pavlos baltacılara şunları söyledi:
“Roma uyruklu olan bizleri suçlu bulmamalarına karşın, herkesin gözü önünde
dövüp cezaevine attılar. Şimdi de el altından bizi salıvermek istiyorlar.
Hayır! Böyle iş olmaz. Kendileri gelip bizi serbest bıraksın.”
38 Baltacılar bu sözleri savcılara iletti.
Savcılar adamların Roma uyruklu olduklarını duyunca korktular.
39 Gelip onlardan özür dileyerek serbest
bıraktılar ve kentten gitmeleri için yalvardılar.
40 Pavlos’la Silas cezaevinden çıkınca
Lidya’nın evine uğradılar. Orada kardeşleri gördüler, onlara öğüt verdikten
sonra Filippi’den ayrıldılar.
Selanik’teki
Saldırı
BÖLÜM 17
1 Amfipolis ve Apolonya’dan geçerek
Selanik’e vardılar. Burada Yahudiler’in bir sinagogu vardı.
2 Pavlos her zaman yaptığı gibi yine onların
toplantısına katıldı. Üç Şabat[Sırayla
üç hafta] günü boyunca Kutsal Yazılar üzerinde kendileriyle tartıştı.
3 Mesih’in işkence çekmesinin ve ölüler
arasından dirilmesinin gerekli olduğunu kanıtlayan belgeleri apaçık önlerine
serdi. “İşte size bildirdiğim İsa O Mesih’tir” diyerek tanıklık etti.
4 Onlardan bazıları, Tanrı’ya tapan
Yunanlılar’dan büyük bir toplulukla kentin ileri gelen birçok kadını iman
ederek Pavlos’la Silas’a katıldı.
5 Ne var ki, Yahudiler bunu kıskandı. Çarşı
pazardan topladıkları bazı ipsizlerden bir kalabalık oluşturdular ve kentte
kargaşalık çıkardılar. Yason’un evine saldırdılar. Onları dışarıya, halkın
önüne çıkarmak istiyorlardı.
6 Ama kendilerini bulamayınca, Yason’la bazı
kardeşleri yaka paça kent yöneticilerinin önüne sürüklediler. Avaz avaz
bağırıyorlardı: “Dünyayı altüst eden bu insanlar şimdi de buraya geldi.
7 Yason onları evinde konuk etti. Bu
insanların tümü Kayser’in yasalarını çiğniyor; ‘Başka bir kral vardır; O’nun
adı İsa’dır’ diyorlar.
8 Bu sözlerle topluluğu ve kent yöneticilerini
galeyana getirdiler.
9 Hemen ardından Yason’la öbür adamlardan
gerekli kefilliği elde ettikten sonra onları serbest bıraktılar.”
Aydın
Görüşlü Veriyalılar
10 Gece bastırınca kardeşler Pavlos’la Silas’ı
hemen Veriya’ya gönderdiler. Pavlos’la Silas oraya varınca Yahudiler’in
sinagoguna girdiler.
11 Bu insanlar Selanik halkından daha aydın
görüşlüydü. Yayılan sözü göze görünür bir içtenlikle benimsediler. Bildirilen
konular gerçekten böyle midir diye gün günden Kutsal Yazılar’ı araştırdılar.
12 Böylece aralarından birçoğu iman etti.
Saygıdeğer Yunanlı kadınlarla önemli sayıda erkek de bunların yanı sıra iman
etti.
13 Ne var ki, Selanik’te yaşayan Yahudiler
Tanrı Sözü’nün Pavlos aracılığıyla bu kez Veriya’da bildirildiğini duyunca
oraya da yetişip toplulukları altüst ettiler, karıştırdılar.
14 Kardeşler Pavlos’u hemen denize uzanan yola
götürdüler. Ama Silas’la Timoteos orada kaldı.
15 Pavlos’u yöneltenler onu Atina’ya kadar
ulaştırdılar. Silas’la Timoteos’un ivedilikle kendisine gelmeleri için Pavlos’tan
buyruk aldıktan sonra yanından ayrıldılar.
Pavlos
Filozoflar Arasında
16 Pavlos, Atina’da Silas’la Timoteos’u
beklemekteyken kentin bir uçtan öbür uca yalancı tanrılar yatağı olduğunu
görünce, ruhu aşırı oranda tedirgin oldu.
17 Sinagogta Yahudiler ve Tanrı’ya tapanlarla,
Agora’da da her gün gelip geçenlerle tartışıyordu.
18 Epikurosçu* ve Stoacı* filozoflardan
bazıları da kendisine rastladı. Bazı kimseler, “Kulaktan dolma[Spermologos:
Kuşun her yandan tohum yuttuğu gibi, sağdan soldan bilgi toplayan, ödünç sözler
taşıyan. Keskin zekâlı Atinalılar beğenmedikleri bir düşünceyi böylece
yererdi.] bilgi taşıyan bu adam da ne demek istiyor yani?”
diyorlardı. Başkaları ise, “Yabancı tanrıların propagandasını yapan biri olsa
gerek” dedi. Çünkü Pavlos İsa’ya ve dirilişe ilişkin Sevinç Getirici Haber’i
yayıyordu.
19 Kendisini tuttukları gibi Ariopagos’a*
getirdiler. “Yaydığın bu yeni öğretinin ne olduğunu öğrenebilir miyiz?” diye
sordular,
20 “Çünkü sen bizim kulaklarımıza yabancı gelen
bazı sözler söylüyorsun. Bunların ne demek olduğunu bilmek isteriz.”
21 Tüm Atinalılar da, bu kentteki yabancılar da
yeni bir şey konuşmaktan ve dinlemekten başka hiçbir işle uğraşmazlardı.*
22 Pavlos, Ariopagos’un orta yerinde durup
şunları söyledi:* “Atinalı arkadaşlar! Sizin her bakımdan dini bütün kişiler
olduğunuzu görüyorum.
23 Çünkü dolaşırken sizce dinsel önemi olan
yerlere bakıyordum. Bu arada bir sunağa takıldı gözüm. Üstünde bir yazı vardı:
“BİLİNMEYEN BİR TANRI’YA. “İşte bilmeden saygı gösterdiğiniz bu Tanrı’yı
sizlere bildiriyorum.
24 “Dünyayı ve onda bulunan her şeyi yaratan
Tanrı göğün ve yerin Rabbi olduğundan, elle yapılmış tapınaklarda yaşamaz.[I.Krallar 8:27; Yeşaya 42:5]
25 Sanki bir şeye gereksinimi varmış gibi O’na
insan elleriyle hizmet de sunulamaz. Herkese yaşam, soluk ve daha başka her
şeyi veren O’dur.[Mezmur 50:12]
26 Her ulusa bağlı insanları tek atadan
yaratmış ve yeryüzünün her yanında yaşamalarını kararlaştırmıştır. Onlara
ilişkin saptanmış tarih dönemlerini ve yaşam sınırlarını O çizmiştir;
27 böylece Tanrı’yı arasınlar, araştırarak O’nu
bulsunlar diye. O hiçbirimizden ırak değil.
28 Çünkü yaşamımız, devinmemiz ve varlığımız
hep O’ndandır. Ozanlarınızdan bazılarının da dediği gibi:* ‘Bizler de O’nun
soyuyuz.’
29 “Tanrı’nın soyu olduğumuza göre, Tanrı’nın
öz varlığının insan sanatı ve düşüncesiyle işlenmiş altına, gümüşe ya da taşa
benzetilebileceği sanısına kapılmamalıyız.
30 Tanrı bu türden bilgisizlik dönemlerini
görmemezlikten geldi. Ama şimdi her yerde bütün insanların günahtan dönmelerini
buyuruyor.
31 Çünkü atamış olduğu bir adam aracılığıyla
dünyayı adaletle yargılayacağı günü saptadı. O’nu ölüler arasından dirilterek
tüm insanlığa kanıt sağladı.”[Mezmur
9:8; 96:13; 98:9]
32 Ölülerin dirilmesi konusunu duyunca kimisi
alay etti; kimisi de, “Bu konuda seni başka bir kez yine dinleyebiliriz” dedi.
33 Böylece Pavlos onların arasından çekilip
gitti.
34 Ama bazı kimseler ona katılarak iman etti.
Bunların arasında Ariopagos’tan Diyonisiyos[Bu
yüksek yargı konseyinin bir üyesi], Damaris adlı bir kadın ve başka
kişiler de bulunuyordu.
Korintos’ta
Sert Direniş
BÖLÜM 18
1 Bu olaylardan sonra Pavlos Atina’dan
ayrılıp Korintos’a gitti.
2 Bu kentte Akila adında Pontoslu bir
Yahudi’yi buldu. Akila Priskilla adındaki eşiyle birlikte İtalya’dan yeni
gelmişti. Çünkü Klavdius[bkz. 11:28]
tüm Yahudiler’in Roma’dan gitmeleri için buyruk çıkarmıştı. Pavlos bu
çifti görmeye gitti.
3 Aynı meslekten olduğu için onlarla kaldı,
birlikte çalıştılar. Çünkü sanatları çadırcılıktı.
4 Her Şabat sinagogta tartışıyor,
Yahudiler’le Yunanlılar’a kanıtlar göstererek konuşuyordu.
5 Silas’la Timoteos Makedonya’dan
geldiğinde, Pavlos Kutsal Söz’ün dürtücü etkisi altındaydı. İsa’nın Mesih
olduğuna ilişkin Yahudiler’e tanıklık ediyordu.
6 Ama onlar direnip aşağılayıcı sözler
söyleyince yakasını silkti ve, “Artık tüm sorumluluk sizindir” dedi. “Boyun
borcu benden kalktı. Bundan böyle uluslara yöneliyorum.”
7 Oradan ayrılıp Titius Yustus adında,
Tanrı’ya tapınan birisinin evine gitti. Adamın evi sinagoga bitişikti.
8 Sinagog başkanı Krispos’la tüm ev halkı
Rab’be iman etti. Kutsal Söz’ü işiten başka birçok Korintoslu da iman ederek
vaftiz edildi.
9 Bir gece Rab Pavlos’a görme yoluyla,
“Korkma” dedi. “Ama konuş ve sesini kısma.
10 Çünkü ben senin yanındayım ve hiç kimse sana
saldırıya kalkışmayacak, kaba kuvvet kullanmayacak. Çünkü bu kentte bana
bağlanacak büyük bir halk topluluğu var.”[Yeşu
1:5,9; Yeşaya 41:10; 43:5; Yeremya 1:8; Hoşea 2:23]
11 Pavlos bundan sonra bir buçuk yıl orada
kalarak bu insanlara Tanrı Sözü’nü öğretti.
Aydın
Görüşlü Vali
12 Gallio Ahaya’da valilik ederken Yahudiler
hep birlikte Pavlos’a karşı ayaklandı. Onu yargı kürsüsünün önüne götürdüler.
13 “Bu adam yasaya ters düşecek biçimde
Tanrı’ya tapsınlar diye insanları kandırıyor” dediler.
14 Pavlos konuşmaya hazırlanırken Gallio
Yahudiler’e şunu söyledi: “Sorun bir yolsuzluk, bir kötülük ya da bir dalavere
olsaydı ey Yahudiler, sözlerinizi dinlemem yerinde olurdu.
15 Ama kendinize özgü deyimler, adlar ve
yasalarla ilgili bir konu olduğuna göre, bununla kendiniz ilgilenin. Ben bu tür
işlere yargıç kesilmek istemem.”
16 Vali böylece onları yargı yerinden kovdu.
17 Adamların tümü sinagog başkanı Sostenis’i
tutup yargı kürsüsünün önünde tartakladılar. Gallio ise olanlar karşısında
kılını bile kıpırdatmadı.
Antakya’ya
Dönüş
18 Pavlos bir süre daha Korintos’ta kaldıktan
sonra, kardeşlerden ayrılıp Suriye’ye gitmek için gemiye bindi. Priskilla ile
Akila da kendisiyle birlikteydi. Bir adağı olduğu için* Kenhrea’da saçını
kesmişti.
19 Efesos’a ulaştıklarında Priskilla ile
Akila’dan ayrılıp sinagoga gitti, Yahudiler’le tartıştı.
20 Onlar daha uzun süre kalmasını istedilerse
de kendisi bunu uygun görmedi.
21 Ama onlardan ayrılırken, “Tanrı buyurursa
yeniden aranıza döneceğim” dedi ve gemiyle Efesos’tan açıldı.
22 Kayseriye’ye varınca çıkıp[Çıktıkları yer Yeruşalim’di. Bu
dolaylarda ‘çıkmak inmek’ deyişi için, bkz. Matta 20:17] kilise
topluluğunu selamladı, sonra Antakya’ya indi.
ÜÇÜNCÜ HABER GEZİSİ
Apollos
Aydınlanıyor ve Aydınlatıyor
23 Pavlos bir süre Antakya’da kaldıktan sonra
oradan ayrıldı. Galatya ve Frikya bölgesinde sırayla yer yer dolaşarak
öğrencileri destekledi.
24 Apollos adında, söz söyleme yeteneği olan
İskenderiyeli bir Yahudi Efesos’a ulaştı. Kutsal Yazılar’ı çok iyi biliyordu.
25 Rab yolunda eğitilmişti ve ateşli bir ruhla
İsa’ya ilişkin gerçekleri tüm ayrıntılarıyla öğretiyordu. Ancak, yalnız
Yahya’nın vaftizini* biliyordu.
26 Bu adam hiç korkmadan sinagogta konuşmaya
başladı. Priskilla ile Akila konuşmalarını duyunca onu yanlarına aldılar,
Tanrı’nın yolunu tüm inceliğiyle kendisine açıkladılar.
27 Apollos Ahaya’ya gitmek isteyince kardeşler
onu yüreklendirdi ve kendisine kollarını açsınlar diye öğrencilere mektup
yazdılar. Apollos oraya ulaşınca, kayra aracılığıyla iman edenlere büyük
yardımlarda bulundu.
28 Çünkü Kutsal Yazılar’dan Mesih’in İsa
olduğunu kanıtlayarak ateşli sözlerle herkesin gözü önünde Yahudiler’i
kesinlikle susturdu.
Efesos’ta
Ruhsal Uyanma
BÖLÜM 19
1 Apollos Korintos’tayken Pavlos iç
Anadolu’yu dolaşarak Efesos’a geldi ve orada bazı öğrencilere rastladı.
2 Kendilerine, “Siz iman ettiğinizde Kutsal
Ruh’u aldınız mı?” diye sordu. Onlar, “Hayır” dediler. “Biz Kutsal Ruh’un
varlığını bile duymuş değiliz.”
3 Pavlos, “Öyleyse nasıl vaftiz edildiniz?”
diye sordu. “Yahya’nın vaftiziyle” diye karşılık verdiler.
4 Pavlos, “Yahya’nın uyguladığı vaftiz
günahtan dönüşle ilgili vaftizdi” dedi. “Yahya kendisinden sonra gelecek
kişiye, yani İsa’ya iman etmenin gereğini halka bildirdi.”*
5 Bunu duyunca Rab İsa’nın adıyla vaftiz
edildiler.
6 Pavlos ellerini üstlerine koyunca, Kutsal
Ruh onlara geldi ve diller konuşarak peygamberlik ettiler.
7 Bu adamlar yaklaşık on iki kişiydi.
Efesos’ta Üç
Yıl
8 Pavlos sinagoga girdi ve hiç korkmadan üç
ay süreyle Tanrı’nın hükümranlığına ilişkin kanıtlayıcı tartışmalarda bulundu.
9 Ama bazıları yüreklerini katılaştırıp iman
etmeyince -üstelik topluluk karşısında Yol’u* kötüleyince- Pavlos onlardan
çekildi; öğrencileri de aralarından ayırdı. Her gün Tiranos’un toplantı
salonunda tartışmalar yaptı.
10 Bu uğraş iki yıl sürdü. Sonunda Asya’da
yaşayan herkes -Yahudi olsun, Yunanlı olsun- Tanrı Sözü’nü duydu.
11 Tanrı, Pavlos’un eliyle görülmemiş güçlü
eylemler yaptı.
12 Öyle ki, onun bedenine değmiş mendiller ya
da peşkirler hastalara götürülünce rahatsızlıkları geçiyor, kötü ruhlar
çıkıyordu.
Kötü
Ruhların Saldırısı
13 Yahudiler arasında cin çıkaran bazı gezici
bireyler, kötü ruhlara tutulan kişiler üzerine Rab İsa’nın adını çağırmaya
heveslendi. “Pavlos’un, adını yaydığı İsa aracılığıyla size buyruk veriyorum”
diyorlardı.
14 Skeva adlı Yahudi bir başrahip vardı, yedi
oğlu da bu işi yapmaktaydı.
15 Kötü ruh onları şöyle yanıtladı: “İsa’yı
biliyorum, Pavlos’u da tanıyorum. Ya siz kim oluyorsunuz?”
16 Kendisinde kötü ruh bulunan adam onların
üstüne sıçradı. Hepsini alt ederek kendilerini darmadağın etti. Öyle ki,
bulundukları evden çırılçıplak ve yara bere içinde kaçtılar.
17 Bu olay Efesos’ta yaşayan tüm Yahudiler’ce
ve Yunanlılar’ca duyuldu. Hepsinin üzerine korku düştü ve Rab İsa’nın adı
yüceltildi.
18 İman edenlerin birçoğu gelip yaptıklarını açık
açık söylüyor, her işi olduğu gibi bildiriyorlardı.
19 Büyücülükle uğraşanlardan büyük bir topluluk
kitaplarını toplayıp herkesin gözü önünde yaktı. Bunların değerini hesap
ettiklerinde, elli bin parça gümüş* tuttu.
20 Böylece Rab’bin Sözü egemenliğinin etkisiyle
gitgide gelişerek güçlendi.
Sanatçılar
Ayaklanıyor
21 Bu olaylar son bulunca, Pavlos Makedonya ve
Ahaya’dan geçerek Yeruşalim’e gitmeyi ruhunda tasarladı. “Oraya gittikten sonra
Roma’yı da görmem gerekir” dedi.
22 Kendisine hizmette bulunanlardan iki kişiyi
-Timoteos’la Erastos’u- Makedonya’ya gönderdi. Kendisi ise bir süre daha Asya
bölgesinde kaldı.
23 Bu sıralarda, Yol ile ilgili büyük
kargaşalık koptu.
24 Dimitrios adında bir kuyumcu vardı; Artemis
Tapınağı’nın gümüş yontularını yapardı. Bununla sanatçılara bol iş
sağlamaktaydı.
25 Dimitrios bu adamları ve benzeri işlerle
uğraşanları bir araya toplayıp, “Arkadaşlar” dedi. “Biliyorsunuz, bu işten
sağlam kazancımız var.
26 Şu Pavlos’un yalnız Efesos’ta değil,
neredeyse tüm Asya’da el yapıtı nesneler tanrı değildir dediğini görüyor ve
duyuyorsunuz. Böylece hatırı sayılır bir topluluğu inandırarak akıllarını
çeldi.
27 Tehlike yalnız bu sanatımızın çürütülmesinde
değil, yüce tanrıçamız Artemis’in tapınağının da hiçe indirilmesindedir.
Sonunda tüm Asya bölgesinin ve dünyanın[oikoumene]
saygı duyduğu Artemis’in yüceliği ortadan kaldırılacak.”
28 Topluluk bunu duyunca cin ifrit oldu,
“Efesoslular’ın Artemis’i yücedir” diye avaz avaz bağırdı.
29 Kent kargaşalıkla çalkalandı. Pavlos’a yol
arkadaşlığı eden Makedonyalı Gaios’la Aristarhos’u yaka paça edip hep birlikte
tiyatroya[Efes’in bugüne dek duran
tarihsel açıkhava tiyatrosu] üşüştüler.
30 Pavlos halkın karşısına çıkmak istediyse de,
öğrenciler kendisini bırakmadı.
31 Pavlos’la arkadaş olan Asya bölgesinin bazı
yöneticileri kendisine haber salıp sakın tiyatroya gelmesin diye yakardılar.
32 Her kafadan bir ses çıkıyordu. Toplantı
baştanbaşa karıştı. Çoğu hangi amaca sürü sepet edildiğini bile bilmiyordu.
33 Topluluğun arasından Yahudiler’in öne
sürdüğü Aleksander adlı birisini ortaya diktiler.* Aleksander elini sallayarak
halka karşı kendini savunmaya kalktı.
34 Ama onun Yahudi olduğunu anladıklarında,
yaklaşık iki saat süreyle tümü bir ağızdan, “Efesoslular’ın Artemis’i yücedir!”
diye avaz avaz bağırdı.
35 En sonunda kent yazmanı topluluğu
susturarak, “Efesoslu arkadaşlar” dedi. “Efesos kentinin, yüce Artemis
Tapınağı’nın ve Zeus’tan indirilen tanrı taşının koruyucusu olduğunu insanlar
arasında bilmeyen var mı?*
36 Bunlar yadsınamayan gerçeklerdir. Onun için
susmanız ve ölçüsüz davranıştan kaçınmanız gerekir.
37 Buraya getirdiğiniz bu insanlar ne tapınak
hırsızıdır, ne de tanrıçamıza sövmektedir.
38 Ama Dimitrios’la sanatçı arkadaşları
birinden davacı ise mahkemeler açıktır, yargıçlar vardır. Varıp birbirlerini
suçlasınlar.
39 Yok, eğer sorunu daha ileri götürmeyi
istiyorsanız, bu yasal toplantıda çözülmeli.
40 Çünkü bugün geçen olaylar yüzünden ayaklanma
suçunun üzerimize yapıştırılma tehlikesiyle karşı karşıyayız. Bu taşkınlığın
hesabını verebilecek durumda bulunmuyoruz.”
41 Kent görevlisi bu sözleri söyledikten sonra
toplantıyı dağıttı.*
Haber
Gezisi Makedonya’da Sürdürülüyor
BÖLÜM 20
1 Gürültü son bulunca Pavlos öğrencileri
çağırdı; onlara öğüt verdikten sonra vedalaştı ve Makedonya’ya gitmek üzere yola
çıktı.
2 Bu dolaylardan geçerken inanlılara öğüt
verici birçok söz söylemenin ardından Yunanistan’a gitti.
3 Burada üç ay kaldı. Suriye’ye açılmayı
amaçlarken, Yahudiler kendisine karşı düzen kurdu. Bu nedenle, Makedonya
üzerinden geri dönmeye karar verdi.
4 Veriya’dan Piros oğlu Sopater, Selanikli
Aristarhos ile Sekundus, Derbeli Gaios ile Timoteos ve Asyalı Tihikos ile
Trofimos ona yoldaşlık etmekteydi.
5 Bunlar önden gidip Troas’ta bizleri
bekledi.*
6 Biz de Mayasız Ekmek Kutlayışı günlerinden
sonra Filippi’den gemiye bindik ve beş günde Troas’a vararak onlara katıldık.
Burada bir hafta kaldık.
Uzayan
Öğüt, Kazanılan Yaşam
7 Haftanın ilk günü ekmek parçalayıp bölmek
için toplandığımızda, Pavlos onlara ruhsal öğütler verdi. Ertesi gün gidecekti.
Sözünü gece yarısına dek uzattı. Toplandığımız yukarı odada birçok lamba
yanmaktaydı.
9 Eftihos adlı bir genç pencerenin eşiğinde
oturuyordu. Pavlos’un öğüdü oldukça uzadı; genç derin uykuya daldı. Uyku ona
egemen olunca üçüncü kattan aşağı düştü. Kendisini ölü olarak yerden
kaldırdılar.
10 Pavlos aşağı inip gencin üzerine eğildi; onu
kollarına alarak, “Gürültü etmeyin” dedi. “Çünkü canı kendisindedir.”
11 Bundan sonra yukarı çıktı, ekmek parçalayıp
böldü yemek yedi. Sabaha dek uzun uzun konuştu ve ardından ayrıldı.
12 Çocuğa gelince, onu diri olarak içeri
aldılar ve sınırsız avunç buldular.
Miletos’a
Yolculuk
13 Biz gemiye binip Asos’a açıldık. Amacımız
Pavlos’u oradan almaktı. Çünkü yolculuğunu bu kapsamda düzenlemişti. Kendisi
karadan gidecekti.
14 Asos’ta bizi karşıladı. Onu gemiye alıp
Midilli’ye geldik.
15 Oradan da yelken açarak ertesi gün Sakız
Adası karşısından geçtik, daha sonraki gün Sisam’ı aştık, bir gün sonra da
Miletos’a ulaştık.
16 Çünkü Pavlos Efesos’a uğramamaya karar
vermişti. Asya bölgesinde oyalanmak istememesinin nedeni, olanağı varsa
Pentekost[bkz. 2:1] günü
Yeruşalim’de bulunmak için ivedilikle davranmasıydı.
Efesos
İhtiyarları’na Öğüt
17 Pavlos Miletos’tan Efesos’a* haber salıp
kilise topluluğunun İhtiyarları’nı çağırdı.
18 Onlar yanına varınca kendilerine konuştu:
“Asya bölgesine vardığım ilk günden bu yana aranızda geçirdiğim tüm vakti nasıl
kullandığımı iyi bilirsiniz.
19 Her açıdan alçakgönüllülükle, gözyaşlarıyla
ve Yahudiler’in düzenleri sonucu karşılaştığım denenmeler ortasında Rab’be
hizmet sundum.
20 Gerek açık yerlerde gerekse evden eve,
kendinize yararlı sayılacak konuların hiçbirini sizlere bildirmekten ve
öğretmekten çekinmedim.
21 Yahudiler’e de Yunanlılar’a da Tanrı
doğrultusunda günahtan dönmeleri ve Rabbimiz İsa’ya iman etmeleri için
tanıklıkta bulundum.
22 Ve işte şu anda Ruh denetiminde, bağlanmış
durumda Yeruşalim’e gidiyorum. Orada başıma neler gelecek bilemiyorum.
23 “Ancak Kutsal Ruh her kentte bana tanıklık
ederek, beni cezaevi bağlarının ve acılar zincirinin beklemekte olduğunu
bildiriyor.
24 Ama bunlardan hiçbiri yaşamımı kendi gözümde
değerli kılmaz. Tek amacım çalışma dönemimi ve Rab İsa’dan aldığım hizmet
yükümlülüğünü sona erdirmektir. Bu hizmet Tanrı kayrasının Sevinç Getirici
Haberi’ne tanıklık etmektir.
25 “Şimdi size açıklayayım: Tanrı hükümranlığı
bildirisini yaymak amacıyla aranızda vakit geçirdiğim sizlerden hiçbirinin
bundan böyle yüzümü görmeyeceğinizi biliyorum.
26 Bu nedenle bugün size tanıklık ediyorum ki,
hiç kimseye boyun borcum kalmadı.
27 Çünkü tüm Tanrı ereğini sizlere bildirmekten
geri durmadım.
28 Kendinize ve tüm sürüye* dikkat edin. Kutsal
Ruh sizleri bu sürüye Gözetici atadı. Tanrı’nın kilise topluluğunu güdün. O
bunu kendi kanıyla sağlamıştır.[Mezmur
74:2]
29 “Ben ayrıldıktan sonra aranıza sürüyü
esirgemeyen yırtıcı kurtlar girecek; biliyorum.
30 Hatta kendi içinizden öğrencileri koparıp
artlarına takmak için saçma sapan savlar savunan insanlar çıkacak.
31 Bu nedenle uyanık olun, üç yıl gece gündüz
gözyaşları dökerek her birinize öğüt vermekten hiç usanmadığımı anımsayın.
32 Şimdi sizleri Tanrı’ya ve O’nun kayra sözüne
bırakıyorum. O’nun gücü canınızı geliştirmeye ve kutsal kılınanların tümü
arasında mirası vermeye yeterliklidir.[Yasanın
Tekrarı 33:3]
33 “Hiç kimsenin gümüşüne, altınına ya da giysisine
göz dikmedim.
34 Benim ve benimle birlikte olanların
gereksinimleri için şu ellerimle çalıştığımı siz de biliyorsunuz.
35 Her ortamda böylece emek vererek zayıfları
desteklemenin gereğini sizlere gösterdim. ‘Vermek almaktan üstün mutluluktur’
diyen Rab İsa’nın sözlerini anımsayın.”
36 Pavlos bunları söyledikten sonra diz çöktü
ve hepsiyle birlikte dua etti.
37 Herkes acı acı ağladı; Pavlos’un boynuna
sarılarak onu sevgiyle öptüler.
38 Özellikle bundan böyle yüzünü hiç
görmeyeceklerine ilişkin sözlerinden ötürü derin üzüntü duydular. Bundan sonra
kendisini gemiye kadar yolcu ettiler.
YERUŞALİM’E DÖNÜŞ, ROMA’YA
YOLCULUK
Yeruşalim’e
Doğru
BÖLÜM 21
1 Sarmaş dolaş olmanın ardından onlardan
koparak yanlarından ayrıldık. Denize açılınca, rotayı değiştirmeden İstanköy’e
geldik. Ertesi gün Rodos’a, oradan da Patara’ya vardık.
2 Finike’ye giden bir gemi bulunca ona binip
denize açıldık.
3 Kıbrıs görününce adayı solda bırakıp
Suriye’ye yöneldik ve Sur’a vardık. Çünkü gemideki eşyalar burada
boşaltılacaktı.
4 Öğrencileri arayıp bulduk. Orada yedi gün
kaldık. Öğrenciler Kutsal Ruh’tan esinlenerek Yeruşalim’e gitmemesi için
Pavlos’u uyardı.
5 Günlerimiz dolunca oradan ayrılıp yola
çıktık. Hepsi eşiyle, çoluk çocuğuyla birlikte yanımız sıra geldi ve kentin
dışına dek bizi yolcu ettiler. Kıyıda diz çöküp dua ettik.
6 Birbirimizle vedalaştıktan sonra gemiye
bindik; onlar da evlerine döndü.
7 Sur’dan yola çıkıp Ptolemais’e vardık.
Kardeşleri selamladıktan sonra, onlarla birlikte bir gün geçirdik.
8 Ertesi gün oradan ayrılıp Kayseriye’ye
geldik. Sevinç Getirici Haber müjdecisi Filippos’un* evine gidip orada kaldık.
Hizmet görücü yedi kişiden biriydi o.
9 Filippos’un peygamberlik eden erden dört
kızı vardı.
10 Burada birçok gün kalmıştık ki, Yahudiye’den
Agabos adında bir peygamber ulaştı.
11 Bizleri görmeye geldiğinde Pavlos’un
kemerini aldı kendi ayaklarını ellerini bağladı ve, “Kutsal Ruh şunları
bildiriyor” dedi, “Bu kemerin sahibi olan adamı Yahudiler Yeruşalim’de böylece
bağlayıp ulusların ellerine teslim edecekler.”
12 Bu sözleri işitince biz de, oradakiler de
Yeruşalim’e çıkmaması için Pavlos’a yalvarıp yakardık.
13 Bunun üzerine Pavlos, “Ağlayarak, yüreğimin
yağını eriterek bu yaptığınız nedir?” dedi. “Ben yalnız bağlanmaya değil, Rab
İsa’nın adı için Yeruşalim’de canımı vermeye de hazırım.”
14 Kendisini sözlerimize inandıramadık. Bunun
üzerine, “Rab’bin isteği olsun” dedik ve sustuk.
15 Bu günlerin sonunda gerekli hazırlığı
tümleyip Yeruşalim’e çıktık.
16 Kayseriye’den bazı öğrenciler de bizimle
birlikte geldi. Bizi, eski öğrencilerden biri olup yanında konuk edileceğimiz
Kıbrıslı Mınason’un evine yönelttiler.
Pavlos
Yakup’u Görüyor
17 Yeruşalim’e ulaştığımızda kardeşler bizi
sevinçle karşıladı.
18 Ertesi gün Pavlos bizimle birlikte Yakup’a
gitti. Kilise İhtiyarları’nın tümü orada hazırdı.
19 Pavlos onları selamlayıp Tanrı’nın uluslar
arasında onun hizmetini kullanarak yaptığı işleri teker teker anlattı.
20 Onlar bunu duyunca Tanrı’ya şükretti. Bu
arada Pavlos’a, “Kardeş” dediler. “Yahudiler arasında iman edenlerin kaç bin
kişiye vardığını görüyorsun. Bunların tümü ruhsal yasanın ateşli bağlılarıdır.
21 Sana ilişkin bilgi edinmişler; uluslar
arasında yaşayan Yahudiler’in tümüne Musa’nın yasasından uzaklaşmalarını
öğretiyormuşsun. Onlara çocuklarını sünnet etmemelerini, törelere kulak
asmamalarını söylüyormuşsun.
22 “Bu durumda ne yapmalı? Hiç kuşkusuz
geldiğini duyacaklar.
23 Sana söyleyeceğimizi uygula. Aramızda adak
adamış dört kişi var.
24 Onları al, kendileriyle birlikte göreneksel
temizlenmeyi yerine getir, saçlarını tıraş etmeleri için gerekli parayı öde.*
Böylece sana ilişkin söylentilerin boş olduğunu, tam tersine senin de ruhsal
yasayı uyguladığını herkes bilecek.
25 Uluslar arasından iman edenlere gelince,
kararımızı kendilerine ilettik. Yalancı tanrılara kesilen sunulardan, kan
yemekten, boğazı sıkılarak öldürülmüş hayvanlardan ve rasgele cinsel ilişkiden
sakınsınlar.”
26 Bundan sonra, ertesi gün Pavlos o adamları
yanına aldı, kendisiyle birlikte göreneksel temizlenmeyi uyguladı ve paklanma
günlerinin ne zaman dolacağını -her biri için sununun sunulacağı vakti-
bildirme düşüncesiyle tapınağa girdi.[Çölde
Sayım 6:1-20; I.Korintoslular 9:20]
Öldürmeyi
Amaçlayan Düzen
27 Yedi gün dolmak üzereydi ki, Asya’dan gelmiş
Yahudiler Pavlos’u tapınakta görünce tüm topluluğu kışkırtarak onu yakaladılar.
28 “Ey İsrailli arkadaşlar, yardıma koşun” diye
bangır bangır bağırıyorlardı. “İşte her yerde herkese, halka ruhsal yasaya ve
bu Yer’e karşı öğreten adamın taa kendisi. Üstelik tapınağa Yunanlılar’ı
sokarak bu Kutsal Yer’i de kirletti.”
29 Savlarının nedeni, daha önce kentte Efesoslu
Trofimos’u onunla birlikte görmüş, Pavlos’un onu tapınağa soktuğunu sanmış
olmalarıydı.*
30 Tüm kent ayaklandı, halk kaynaştı. Pavlos’u
yakaladıkları gibi tapınaktan dışarıya sürüklediler. Tapınağın kapıları hemen
kapatıldı.
Romalı
Askerler Araya Giriyor
31 Pavlos’u öldürmeyi tasarlıyorlardı ki, tüm
Yeruşalim’in kargaşalık içinde olduğu haberi askeri birliğin komutanına ulaştı.
32 Komutan hemen askerlerle yüzbaşıları yanına
toplayıp oraya koştu. Topluluk komutanla askerleri görünce, Pavlos’u
tartaklamayı durdurdu.
33 Bunun üzerine komutan yaklaşıp onu tutukladı
ve çift zincirle bağlanması için buyruk verdi. Onun kim olduğunu ve ne
yaptığını soruşturdu.
34 Topluluk arasında her kafadan bir ses çıkıyordu.
Gürültü yüzünden komutan olayı iyice öğrenemediği için onu kışlaya
götürmelerini buyurdu.
35 Pavlos merdivenlere vardığında topluluk kaba
kuvvete başvurdu; bunun üzerine askerler onu taşımak zorunda kaldı.
36 Çünkü kalabalık, “Ortadan kaldır onu!” diye
avazı bastırarak onları izlemekteydi.
Pavlos
Kendisini Savunuyor
37 Pavlos kışlaya alınmadan önce komutana,
“Sana bir şey söyleyebilir miyim?” dedi. O da, “Yunanca bilir misin?” diye
sordu.
38 “Son günlerde ayaklanmaya önayak olup
silahlı teröristlerden dört bin adamı çöle yönelten Mısırlı sen değil misin?”*
39 Pavlos, “Ben Tarsuslu bir Yahudi’yim” diye
yanıtladı. “Kilikya’nın önemsiz sayılmayan bir kentinin yerlisiyim. Senden rica
ediyorum, halka birkaç söz söylemem için bana izin ver lütfen.”
40 Komutan izin verince, Pavlos merdivenlerde
durup halka doğru elini salladı. Derin bir sessizlik çöktü, İbrani diyalektiyle
şunları söyledi o:
BÖLÜM 22
1 “Kardeşler ve büyükler sizlere yapacağım
savunmayı dinleyin.”
2 Pavlos’un kendileriyle İbranice konuştuğunu
duyunca halk daha da suskunlaştı. Pavlos anlatmaya başladı:
3 “Ben Kilikya’nın Tarsus kentinde doğmuş
bir Yahudi’yim. Yetişmem ise bu kentte oldu. Gamaliel’in* dizi dibinde,
ataların yasasına sımsıkı bağlılıkla eğitildim. Bugün burada bulunan hepiniz
gibi ben de Tanrı’nın ateşli bir bağlısıydım.
4 Bu Yol’a saldırmam onları öldürmeye dek
gitti. Erkekleri de kadınları da bağlayıp cezaevine attırdım.
5 Başrahiple tüm İhtiyarlar Kurulu buna
tanıklık edebilir. Kendilerinden Yahudi kardeşlere yazılmış mektuplar almış,
Şam’a gidiyordum. Amacım orada bulunanları da bağlı olarak Yeruşalim’e getirip
cezaya çarptırmaktı.”
Pavlos
İsa’ya Bağlanışını Anlatıyor
6 “Derken şöyle bir gelişim oldu: Yolda
gitmekte ve Şam’a yaklaşmaktaydım ki, öğle vakti ansızın gökten güçlü bir ışık
parladı çevremde.
7 Yere düştüm ve bir sesin bana, ‘Saul, Saul
niçin bana saldırıda bulunuyorsun?’ dediğini duydum.
8 Sordum: ‘Sen kimsin, ya Rab?’ O bana, ‘Ben
senin saldırdığın Nasıralı İsa’yım’ diye yanıt verdi.
9 Yanımdakiler ışığı gördülerse de benimle
konuşanın sesini duymadılar.*
10 ‘Ne yapayım, ya Rab?’ dedim. Rab bana,
‘Ayağa kalk, Şam’a git’ dedi. ‘Orada yapman için saptanmış bulunan her şey sana
bildirilecektir.’
11 O ışığın görkeminden gözlerim görmez oldu.
Yol arkadaşlarımca elimden tutularak yöneltildim; böylece Şam’a vardım.
12 “Şam’da yaşayan tüm Yahudiler’ce hakkında
iyi tanıklık edilen, ruhsal yasa uyarınca tanrısayar bir adam vardı. Adı
Hananya olan bu insan
13 geldi; ayakta durarak bana, ‘Saul kardeş’
dedi. ‘Gözlerin yeniden görsün.’ O anda görüşüme kavuştum ve kendisini gördüm.
14 Bana şunları söyledi: ‘Atalarımızın Tanrısı
seni kendi isteğini tanımaya, Hak Olan’ı görmeye ve kendi ağzının sesini
duymaya atadı.
15 Çünkü sen gördüğün ve duyduğun konular
üzerinde tüm insanlara O’nun için tanıklık edeceksin.
16 Şimdi niçin duraksıyorsun? Kalk, vaftiz ol.
O’nun adını seslenerek günahlarından arın.’”
Pavlos
Uluslara Gönderiliyor
17 “Yeruşalim’e dönüp tapınakta dua ediyordum
ki, dalınca geldim,
18 Rab’bi gördüm. Bana, ‘Çabuk davran, vakit
geçirmeden Yeruşalim’den git’ dedi. ‘Çünkü bana ilişkin tanıklığını olumlu
karşılamayacaklar.’
19 Ben, ‘Ya Rab’ dedim. ‘Her sinagogta sana
inananları cezaevine kapatıp döven kişinin ben olduğumu biliyorlar.
20 Senin için tanıklıkta bulunan Stefanos’un kanı
akıtılırken, ben orada durmuş yapılanı onaylıyor ve onun canına kıyanların
giysilerini gözetiyordum.’
21 Rab, ‘Git’ dedi. ‘Çünkü seni uzaklardaki
uluslara göndereceğim.’”*
Pavlos
Romalı Komutanla Karşılaşıyor
22 Bu sözü söyleyinceye dek Pavlos’u dinlediler.
Ansızın seslerini yükselterek, “Böyle bir insanı yeryüzünden kaldır” diye
bağırdılar. “Yaşamak yaraşmaz ona.”
23 Onlar bağırmakta, giysilerini çıkarıp
fırlatmakta ve havaya toz savurmaktayken,
24 komutan Pavlos’un kışlaya getirilmesi için
buyruk verdi. Halkın neden kendisine karşı böylesi bağırıp çağırdığını öğrenmek
için Pavlos’un kamçılanarak sorguya çekilmesini buyurdu.
25 Kendisini sırımla bağladıklarında Pavlos
orada duran yüzbaşıya, “Roma uyruklu bir yurttaşı -hem de suçlu çıkarılmamış
bir insanı- kamçıyla dövmek sizce yasaya uygun mudur?” diye sordu.
26 Yüzbaşı bu sözü duyunca komutana giderek,
“Ne yapıyorsun sen?” dedi. “Bu adam Romalı bir yurttaş!”
27 Komutan Pavlos’un yanına gelip, “Söyle bana,
Romalı mısın sen?” dedi. Pavlos, “Evet” diye yanıt verdi.
28 Komutan, “Ben bu yurttaşlığı çok para
karşılığında elde ettim” dedi. Pavlos, “Bense yurttaş olarak doğdum”* diye
yanıtladı.
29 Pavlos’u sorguya çekmeye hazırlananlar hemen
onu bıraktı. Onun Romalı bir yurttaş olduğunu kavrayan komutan da korkuya
düştü. Çünkü onu bağlamıştı.
30 Ertesi gün, Yahudiler’in Pavlos’u niçin
suçladığını iyice öğrenmeyi tasarlayarak onu serbest bıraktı. Başrahiplerle tüm
Kurul’un toplanmasını buyurdu ve komutan Pavlos’u aşağıya getirip karşılarına
dikti.
Yahudiler’in
Kurulu Önünde
BÖLÜM 23
1 Pavlos gözlerini Kurul’a dikerek,
“Kardeşler” dedi. “Ben bugüne dek su götürmez vicdan doğruluğuyla Tanrı’ya
bağımlı yaşadım.”
2 Başrahip Hananya yanında duranlara onun
ağzına sille indirmelerini buyurdu.
3 Bunun üzerine Pavlos ona, “Tanrı sana
vuracak, ey badanalı duvar!”* dedi. “Hem oturmuş ruhsal yasaya göre beni
yargılıyorsun, hem de yasaya ters olarak bana sille indirmelerini
buyuruyorsun.”*
4 Orada duranlar, “Sen Tanrı’nın başrahibini
mi yeriyorsun?“ dediler.
5 Pavlos, “Kardeşler, ben onun başrahip
olduğunu bilmiyordum” dedi. “Çünkü, ‘Halkımın başkanı hakkında kötü
söylemeyeceksin’ diye yazılıdır.”[Mısır’dan
Çıkış 22:28]
6 Pavlos bir kesimin Sadukiler’den, öbür
kesiminse Ferisiler’den oluştuğunu anlayınca, Kurul’da sesini yükselterek,
“Kardeşler!” dedi. “Ben Ferisi’yim, bir Ferisi oğluyum. Ölülerin dirileceğini
umduğum için yargılanıyorum.”
7 Pavlos bunu söyleyince, Ferisiler’le
Sadukiler arasında bir sürtüşme koptu ve topluluk ikiye bölündü.
8 Çünkü Sadukiler ne ölülerin dirilmesi, ne
melek, ne de ruh diye bir şey var derler. Oysa Ferisiler bunlara açıkça
tanıklıkta bulunur.
9 Bunun üzerine büyük bir gürültü koptu.
Ferisiler kesiminden bazı dinsel yorumcular ayağa fırlayıp çekişmeye koyuldu,
“Biz bu adamda hiçbir kötülük bulmuyoruz” dediler. “Belki de gerçekten bir ruh
ya da melek konuşmuş olamaz mı onunla?”
10 Sürtüşme dal budak salınca komutan Pavlos’u
parçalamalarından korktu; askerlere aşağı inmeleri ve Pavlos’u zorla topluluğun
arasından alıp kışlaya götürmeleri için buyruk verdi.
11 Ertesi gece Rab, Pavlos’un yanında durup,
“Yüreklen!” dedi. “Yeruşalim’de benim için nasıl tanıklık ettinse, Roma’da da
tanıklık etmen gerekiyor.”
Ant İçen
Bağnazlar
12 Gün ağarınca Yahudiler sözbirliği edip ant
içti. Pavlos’u öldürünceye dek hiçbir şey yiyip içmemeyi kararlaştırdılar.
13 Antlaşmaya katılanların sayısı kırkı
aşkındı.
14 Bunlar başrahiplerle İhtiyarlar’a gelip,
“Biz Pavlos’u öldürünceye dek ağzımıza hiçbir şey koymamaya ant içerek
kendimizi bağladık” dediler.
15 “Onun için şimdi siz Kurul’la birleşip daha
kesin bilgi toplamak içinmiş gibi davranarak, Pavlos’u önünüze getirmesini
komutandan isteyin. Kendisi daha buraya yaklaşmadan biz onu öldürmeye hazırız.”
16 Ama Pavlos’un kız kardeşinin oğlu onların
pusu kurduğunu duydu. Varıp kışlaya girdi ve Pavlos’a bilgi iletti.
17 Pavlos yüzbaşılardan birini çağırarak, “Bu
genci komutana götür” dedi. “Ona söyleyecek bir sözü var.”
18 Yüzbaşı genci komutana götürdü ve şöyle
dedi: “Tutuklu Pavlos beni çağırdı, bu genci sana getirmemi diledi. Sana bir
diyeceği varmış.”
19 Komutan onu elinden tutup bir kenara çekti,
“Bana diyeceğin nedir?” diye sordu.
20 Genç yanıtladı: “Yahudiler anlaştı; Pavlos’a
ilişkin güya daha kesin soruşturma yapılsın diyerek yarın onu Kurul önüne
çıkarmanı senden isteyecekler.
21 Onların isteğine kulak asma. Çünkü kırk
kişiyi aşkın adam ona karşı pusuya yatmış bekliyor. Bunlar onu öldürünceye dek
hiçbir şey yiyip içmemeye ant içmişler. Şu anda hazırlar, senin onayını
bekliyorlar.”
Askerlerin
Yönetiminde
22 Komutan genci salıverdi. Kendisine, “Bunları
bana açıkladığını hiç kimseye bildirme” diye buyruk verdi.
23 Sonra yüzbaşılardan ikisini çağırıp, “Gece
saat dokuzda Kayseriye’ye gidecek iki yüz asker sağlayın” dedi. “Ayrıca yetmiş
atlı ile iki yüz de kargılı hazırlayın.
24 Bunun yanı sıra binek hayvanları düzenleyin.
Pavlos’u bindirip güvenlik içinde vali Feliks’e götürsünler.”
25 Komutan şöyle bir de mektup yazdı:
26 “Klavdius Lisias’tan saygıdeğer vali
Feliks’e selam!
27 Bu adamı Yahudiler yakalamış, öldürmek
üzereydiler. Askerlerimle üzerlerine yürüyüp onu ellerinden kurtardım. Çünkü
onun Romalı bir yurttaş olduğunu öğrendim.
28 Kendisini suçlamalarının nedenini anlamaya
çalışarak onu Yahudiler’in Kurulu’na çıkardım.
29 Onun kendi yasalarına ilişkin sorunlardan
ötürü suçlu gösterildiğini, ama ölümü ya da tutuklanmayı gerektirecek hiçbir
suçu olmadığını gördüm.
30 Adama karşı bir düzen tasarlandığını haber
alınca da onu hemen sana gönderdim. Onu suçlu çıkaranlara da suçlamalarını sana
bildirsinler diye buyruk verdim.”
Romalı
Valinin Önünde
31 Askerler kendilerine verilen buyruğa uyarak
Pavlos’u aldılar, geceleyin Antipatris’e getirdiler.
32 Ertesi gün onunla gidecek olan atlıları
bırakıp kışlalarına döndüler.
33 Atlılar Kayseriye’ye ulaşınca mektubu valiye
sundular ve Pavlos’u onun önüne çıkardılar.
34 Vali mektubu okuyup Pavlos’a hangi yönetim
bölgesine bağlı olduğunu sordu. Kilikya’dan olduğunu öğrenince,
35 “Suçlayıcıların geldiği zaman seni
dinleyeceğim” dedi. Pavlos Herodes’in sarayında tutuklansın diye buyruk
çıkardı.
Pavlos
Valinin Önünde Suçlanıyor
BÖLÜM 24
1 Beş gün sonra başrahip Hananya,
İhtiyarlar’dan bazıları ve Tertullus adlı tumturaklı sözde uz biriyle
Kayseriye’ye indi. Bunlar Pavlos’a karşı davalarını valiye açıkladılar.
2 Pavlos’un çağrılması üzerine, Tertullus şu
sözlerle onu suçlamaya koyuldu: “Saygıdeğer Feliks! Senin aracılığınla sürekli
barışa kavuştuk. Sayende bu ulus kalkınmaktadır.
3 Bunları her zaman ve her yerde şükranla
karşılıyoruz.
4 Seni uzun boylu oyalamak istemem. Ancak
bizleri iyi yürekliliğine yaraşır bir biçimde kısaca dinlemeni dilerim.
5 Bu adamın püsküllü bela[Yunanca loimos, anlamı: Mikrop, haşarat] olduğunu gördük.
Yeryüzünün her yanında tüm Yahudiler arasında ayaklanma kışkırtıcısı.
Nasıralılar partisinin* elebaşısı.
6 Tapınağı bile bayağılaştırmak istedi. Ama
biz kendisini tutukladık.
7 [6-8;
6 “Kendi yasamız uyarınca onu
yargılayacaktık. 7 Ama
komutan Lisias geldi, zorla onu bizim elimizden aldı. 8 Onusuçlayanların sana gelmeleri için buyruk verdi.”] [Bu ayet (6’nın ikinci kısmı, 7 ve 8’in
ilk kısmı) bazı Kutsal Kitap Çevirilerinde bulunmakla birlikte, birçok Yunanca
elyazmasıyla uyumlu olan Westcott ve Hort’un Yunanca metnine alınmamıştır.]
8 Onu sorguya çekersen, kendisini
suçladığımız sorunların tümünü ondan öğrenebilirsin.”
Pavlos’un
Savunması
9 Yahudiler de suçlamalara katılarak
bunların doğru olduğunu savundular.
10 Söz söylesin diye vali kendisine işaret
verince Pavlos konuştu: “Senin yıllardır bu ulusu yönettiğini bildiğim için,
savunmamı sevinçle yapıyorum.
11 Tapınmak için Yeruşalim’e varışımdan bu yana
on iki günlük bir sürenin bile geçmediğini kendin öğrenebilirsin.
12 Beni ne tapınakta herhangi bir kimseyle
tartışırken, ne de sinagoglarda ya da kentte topluluğu ayaklandırırken
gördüler.
13 Kaldı ki, beni suçladıkları sorunlara
ilişkin sana kanıt da sunamazlar.
14 Açıkça tanıklıkta bulunuyorum sana;
kendilerinin ‘Parti’ diye nitelendirdiği Yol’a göre, atalarımızın Tanrı’sına
ruhsal hizmet sunmaktayım ben. Ruhsal yasada ve peygamberlerde yazılı her söze
inanıyorum.
15 Onların da benimsediği Tanrı’ya, doğruların
ve eğrilerin dirilmesi gerçekleşeceğine umut besliyorum.
16 İşte bunun için Tanrı’ya ve insanlara karşı
her zaman tertemiz bir vicdan taşımayı amaçlıyorum.
17 “Aradan yıllar geçtikten sonra, ulusuma
yardım getirmeye ve sunular sunmaya geldim.
18 Beni tapınakta işte bu uğraşlarla,
göreneksel temizlenmemle ilgili görevlerimi yaparken buldular. Yanımda ne bir
topluluk vardı, ne de herhangi bir gürültü çıkarılmıştı.
19 Asya bölgesinden bazı Yahudiler belirinceye
dek durum buydu. Gerçekte onların burada, senin önünde durup bana karşı ne gibi
bir suçlamaları olduğunu bildirmeleri gerekirdi.
20 Yoksa Kurul’un önünde durmakta olduğum şu
anda bu insanların bende ne tür yolsuzluk bulduklarını açıklamaları gerekir.
21 Olsa olsa ortalarında dikilirken, ‘Bugün
tarafınızdan ölülerin dirilmesiyle ilgili konuda yargılanıyorum’ diye
bağırmıştım.”
Vali
Feliks’in Kurnazlığı
22 Yol’a ilişkin oldukça geniş bilgisi bulunan
Feliks oturumu erteledi. “Davanızla ilgili kararımı komutan Lisias Kayseriye’ye
inince vereceğim” dedi.
23 Ardından yüzbaşıya Pavlos’un tutukluluğunu
sürdürmeleri, öte yandan onu belirli oranda rahat bırakmaları, yardımına gelen
arkadaşlarından hiçbirine engel olmamaları için buyruk verdi.
24 Aradan birkaç gün geçince Feliks Yahudi olan
karısı Drusilla ile geldi. Pavlos’u çağırttı, ondan Mesih İsa’ya iman etmenin
ne demek olduğunu dinledi.
25 Ne var ki, Pavlos doğruluktan, tutkulara
üstün çıkmaktan ve gelecek yargıdan söz edince, Feliks ürktü. “Şimdilik git”
dedi. “Vaktim olunca seni yeniden buraya getireceğim.”
26 Bir yandan da Pavlos’un kendisine rüşvet
vereceğini umuyor, bu nedenle de onu sık sık yanına çağırarak kendisiyle
görüşüyordu.
27 İki yıl dolunca, Feliks’in yerini Porkius
Festus aldı. Yahudiler’e hoş görünmek isteyen Feliks, Pavlos’u cezaevinde
bıraktı.
Yeni
Valinin Tuttuğu Yol
BÖLÜM 25
1 Yönetim bölgesine varmasından üç gün
sonra, Festus Kayseriye’den Yeruşalim’e çıktı.
2 Başrahiplerle ileri gelen Yahudiler
Pavlos’a karşı davalarını kendisine açıkladılar ve ondan dilekte bulundular.
3 Pavlos’u Yeruşalim’e göndermesi için onun
yardımını dilediler. Amaçları yolda pusuya yatıp onu öldürmekti.
4 Festus Pavlos’un Kayseriye’de tutuklu
bulunduğunu, kendisinin de yakında oraya gideceğini bildirdi.
5 “Onun için, aranızdan yetkili kişiler
benimle birlikte insin, bu adamın herhangi bir yolsuzluğu varsa onu
suçlasınlar” dedi.
6 Onların arasında çok çok sekiz-on gün
geçirdikten sonra Kayseriye’ye indi. Ertesi gün yargı kürsüsüne oturup
Pavlos’un getirilmesi için buyruk verdi.
7 Pavlos gelince, Yeruşalim’den inen
Yahudiler çevresini kuşattı. Kendisine karşı bir sürü ağır suçlamada
bulundular, ama bunlara ilişkin hiçbir kanıt gösteremediler.
8 Pavlos Yahudiler’in yasasına, tapınağa ve
Kayser’e karşı hiçbir suç işlemediğini söyleyerek kendisini savundu.
9 Ama Festus Yahudiler’e hoş görünmek
istediğinden Pavlos’a, “Yeruşalim’e çıkıp orada bu suçlamalara karşı benim
önümde yargılanmak ister misin?” diye sordu.
10 Pavlos, “Ben Kayser’in yargı kürsüsü önünde
duruyorum ve bu yerde yargılanmam gerekir” dedi. “Senin de çok iyi bildiğin
gibi, Yahudiler’e hiçbir haksızlıkta bulunmadım.
11 Eğer yolsuzluk ya da ölümü gerektirecek
herhangi bir iş yapmışsam, ölümden kaçmıyorum. Ama bu insanlar beni boş yere
suçluyorlarsa, hiç kimse beni onların eline teslim edemez. Kayser’e
başvuruyorum.”
12 Ardından Festus danışmanlarla görüştü ve
karara vardı: “Kayser’e başvurdun, Kayser’e gideceksin.”
Durum
Kral’a Yansıtılıyor
13 Birkaç gün sonra Kral Agrippa’yla Berniki[Agrippa’nın karısı] Festus’a
saygılarını sunmak için Kayseriye’ye geldiler.
14 Epey bir süre orada kaldılar. Festus
Pavlos’la ilgili davayı Kral’a açıkladı. “Feliks’in tutuklu bıraktığı bir adam
var” dedi.
15 “Ben Yeruşalim’deyken Yahudiler’in
başrahipleriyle İhtiyarları ona karşı davalarını açıklayarak kendisinin cezaya
çarptırılmasını istediler.
16 Onlara, ‘Suçlanan kişi suçlayanlarla
yüzleştirilmeden ve yüklenen suç konusunda kendisine savunma fırsatı verilmeden
bir insanı başkalarının eline teslim etmek Romalılar’ın geleneğine uymaz’
dedim.
17 Benimle birlikte Kayseriye’ye geldiklerinde
de vakit geçirmeden ertesi gün yargı kürsüsüne oturup adamın getirilmesi için
buyruk verdim. “Suçlayanlar ayağa kalkınca, onu aklıma gelen kötülüklerden
hiçbiriyle suçlamadılar.
19 Onunla kendi inançları sorununda çekişmeleri
vardı. Bir de kendisine karşı, ölmüş İsa’yla ilgili bir konu vardı ortada:
Pavlos onun yaşadığını savunuyordu.
20 “Bu sorunlar önünde şaşırıp kaldığımdan,
Pavlos’a Yeruşalim’e gidip orada bu suçlamalara karşı yargılanmayı isteyip
istemediğini sordum.
21 Ama Pavlos, Avgustus’un[Roma İmparatoru] kararını beklemek üzere tutuklu
kalmayı dileyince, onu Kayser’e gönderinceye dek tutuklu kalmasını buyurdum.”
22 Agrippa Festus’a, “Bu adamı bir de kendim
dinlemek isterim” dedi. Festus, “Yarın onu dinlersin” diye yanıt verdi.
23 Ertesi gün Agrippa’yla Berniki göz
kamaştırıcı süsler içinde gelip komutanlarla ve kentin ileri gelenleriyle
birlikte duruşma binasına girdiler. Festus’un çağrısıyla Pavlos getirildi.
24 Festus, “Kral Agrippa ve aramızda bulunan
herkes!” dedi. “Yeruşalim’de ve burada tüm Yahudi topluluğunun kendisine karşı
dilekte bulundukları kişiyi önünüzde görüyorsunuz. Ona ilişkin, ‘Bundan böyle
yaşaması doğru değildir’ diye bağırıyorlar.
25 Ama ben onun ölümü gerektirecek hiçbir suç
işlemediği sonucuna vardım. Kendisi Avgustus’a başvurunca da onu göndermeye
karar verdim.
26 İmparatoruma onun için yazabileceğim kesin
bir şey yok. Bu nedenle kendisini size, özellikle de sana getirdim, ey kral
Agrippa! Öyle ki, onu sorguya çektikten sonra yazabileceğim bir şey bulunsun.
27 Çünkü neyle suçlandığını açıklamadan bir
tutukluyu göndermek, olamayacak bir iş gibi görünüyor bana.”
Pavlos
Kendisini Savunuyor
BÖLÜM 26
1 Agrippa, Pavlos’a, “Kendin için konuşmakta
serbestsin” dedi. Bunun üzerine Pavlos elini kaldırarak savunmasına başladı:
2 “Yahudiler’in beni suçladıkları konuların
tümüne karşı bugün senin önünde savunmamı yapabileceğim için kendimi mutlu
sayıyorum, Kral Agrippa.
3 Sen ki tüm Yahudi törelerini ve konularını
bilen bir insansın. Bunun için beni katlanışla dinlemeni dilerim.
4 “Gençliğimden bu yana ulusum arasında ve
Yeruşalim’de geçen yaşamımı Yahudiler’in tümü bilir.
5 Tanıklıkta bulunmak isterlerse, öteden
beri bilirler ki kendi inancımızın en koyu partisine yaraşır biçimde, bir
Ferisi olarak yaşadım.
6 Şimdi Tanrı’nın atalarımıza verdiği vaade
umut bağladığım için yargılanmak üzere burada bulunuyorum.
7 On iki kolumuzun[Yakup’tan gelen on iki İsrail kolu] gece gündüz
içtenlikle tapınarak erişmeyi umduğu vaattir bu. Bu umuda bağlılığımdan ötürü
Yahudiler’in suçlamasıyla karşı karşıyayım, ey Kral!
8 Tanrı’nın ölüleri diriltmesi sizlerce
niçin olmayacak bir iş sayılıyor?
9 “Ben kendim de Nasıralı İsa’nın adına
karşı her tür direniş eyleminde bulunmam gerektiğini düşünmüştüm.
10 Nitekim Yeruşalim’de tam bunu yaptım:
Başrahiplerden almış olduğum yetkiyle, kutsal yaşamlılardan[Yaşam kutsallığı aşamasına gelen Mesih inanlıları] birçoğunu
cezaevine kapattım. Üstelik onların öldürülmesi gerekince oyumu da kullandım.*
11 Bütün sinagoglarda onları birçok kez cezaya
çarptırdım; üstelik kendilerini sövmeye[Zorla,
“İsa lanetlensin” dedirtmek. (bkz. I.Korintoslular 12:3)] zorladım.
Öfkeden öylesine deliye dönmüştüm ki, saldırımı dış kentlere dek uzattım.”
Pavlos
İsa’ya Bağlanışını Anlatıyor
12 “Bu amaçla başrahiplerden aldığım yetki ve
görevle Şam’a gidiyordum ki,
13 ey Kral, öğleyin yolda güneşten daha parlak
bir ışığın gökten benim ve benimle birlikte gidenlerin çevresini sardığını
gördüm.*
14 Hepimiz yere düştük. Bir sesin bana
İbranice’de şöyle dediğini duydum: ‘Saul, Saul, niçin bana saldırıda
bulunuyorsun? Üvendireyi tepmek* senin için çetin iştir.’
15 Ben, ‘Sen kimsin ya Rab?’ dedim. Rab, ‘Ben
senin saldırdığın İsa’yım’ diye yanıt verdi.
16 ‘Ama doğrul ve ayağa kalk; çünkü sana bunun
için gözüktüm. Bende gördüğün ve sana gözükeceğim olgularda hizmet sunmaya ve
tanıklığımı duyurmaya atadım seni.[Hezekiel
2:1,3]
17 Kendilerine gönderdiğim halk[Tanrı Halkı; İsrail Halkı]
ve uluslar[tanrısızlar, pagan] elinden
seni kurtaracağım.[Yeremya 1:7,8;
I.Tarihler 16:35]
18 Onların gözlerini açasın, onları karanlıktan
ışığa ve şeytanın egemenliğinden Tanrı’ya döndüresin diye gönderiyorum seni.
Öyle ki, günahların bağışlanmasına kavuşsunlar ve bana iman ederek kutsal
kılınanlar arasında yer alsınlar.’”[Yasanın
Tekrarı 33:3; Yeşaya 35:5; 42:7,16; 61:1]
Pavlos’un
Yahudiler’e ve Uluslara Tanıklığı
19 “İşte bunun içindir ki, ey kral Agrippa,
göksel görmeye karşı söz dinlemezlikte bulunmadım.
20 Ama ilkin Şam’da, sonra Yeruşalim’de, tüm
Yahudiye ülkesinde ve uluslar arasında günahtan dönüp Tanrı’ya yönelmeleri,
günahtan dönmüş yaşama yaraşır işler uygulamaları gerektiğini bildirdim.
21 “Bu yüzden Yahudiler beni tapınakta
tutuklayıp öldürmek istedi.
22 Ama Tanrı’dan sağlanan yardımla bugüne dek
gerek alt gerek üst tabakadan bireylere tanıklıkta bulundum. Peygamberlerle
Musa’nın olacağını bildirdikleri olaylar dışında hiçbir şey söylemiyorum.
23 Mesih’in işkence çekmesi gerektiğini,
ölülerden dirilen ilk kişi olarak halka ve uluslara ışık bildirisini yayacağını
söylüyorum.”
Pavlos
Agrippa’yı İsa’ya Çağırıyor
24 Pavlos bu yolda savunmasını sürdürürken,
Festus yüksek sesle onun sözünü kesti: “Çıldırıyorsun Pavlos. Yüksek bilgi
senin aklını yerinden oynatmış.”
25 Pavlos, “Aklımı oynatmadım saygıdeğer
Festus” dedi. “Tam tersine, gerçeğe ve sağduyuya dayanan sözler bildiriyorum.
26 Önünde hiç çekinmeden konuştuğum Kral da
bunları çok iyi bilir. Çünkü bunlardan hiçbiri onun gözünden kaçmış değildir.
Kanım budur; çünkü bu iş bir kuytuda olmuş değil.
27 Peygamberlere inanır mısın, Kral Agrippa?
İnandığını biliyorum.”
28 Agrippa Pavlos’a, “Beni kısa sürede Mesih
inanlısı[Hristiyan]
yapacağını sanıyorsun” dedi.
29 Pavlos yanıtladı: “Tanrı’dan dilerim, kısa
ya da uzun süre içinde yalnız sen değil, bugün beni dinleyenlerin tümü şu
bağları taşıma dışında benim durumumda bulunsaydınız.”
Pavlos
Suçsuzdur
30 Kral, vali, Berniki ve onlarla birlikte
oturan herkes ayağa kalktı.
31 Oradan çekilip sorunu tartıştılar. “Bu adam
ölümü ya da cezaevine kapatılmayı gerektirecek hiçbir suç işlemiş değildir” dediler.
32 Agrippa Festus’a, “Bu adam Kayser’e
başvurmamış olsaydı, özgür bırakılabilirdi” dedi.
Roma’ya
Doğru
BÖLÜM 27
1 İtalya’ya yelken açmamız[Yazar Luka Pavlos’la birlikte yola
çıkıyor. (bkz. 16:10; 20:5)] kararlaştırılınca, Pavlos’la başka bazı
tutukluları Avgustus birliğinden Yulius adlı bir yüzbaşıya teslim ettiler.
2 Asya kıyılarına uğrayacak olan, Edremit
limanına bağlı bir gemiye binip açıldık. Selanik’ten Makedonyalı Aristarhos
bizimle birlikteydi.
3 Ertesi gün Sayda’ya uğradık. Yulius
Pavlos’a insanca davranarak gidip arkadaşlarını görmesine ve sağlayacakları
konukseverlikten yararlanmasına izin verdi.
4 Oradan açılıp Kıbrıs’ın rüzgâr altı yanını[Güneyini] aştık; çünkü
rüzgâr bize karşı esiyordu.
5 Kilikya ve Pamfilya açıklarından geçerek
Likya’nın Mira limanına ulaştık.
6 Yüzbaşı burada İtalya’ya giden,
İskenderiye’ye bağlı bir gemi bulunca bizleri buna bindirdi.
7 Günlerce ağır ağır yol alarak, güçlük
içinde Knidos açıklarına vardık. Ancak rüzgâr kıyıya yanaşmamızı önledi.
Girit’in rüzgâr altı yanından Salmone karşısından geçtik.
8 Bu kıyı boyunca güçlükle yol aldıktan
sonra İyi Limanlar denen bir yere vardık. Lasea kenti oraya yakındı.
9 Çok vakit yitirmiştik. Güz orucunun*
geçmiş olması nedeniyle ve bu dönemde gemi yolculuğu tehlikeli olduğundan,
Pavlos onlara öğütledi.
Azgın
Fırtına Ortasında
10 “Arkadaşlar” dedi. “Görüyorum ki yolculuk
hem yıkıma, hem de ağır zarara yol açacak; yalnız gemiyle yükü için değil,
canlarımız için de.”
11 Ne var ki yüzbaşı, Pavlos’un dediklerinden
çok, kaptanla gemi sahibinin önerisini dinledi.
12 Liman kışı geçirmeye elverişli olmadığından,
çoğunluk buradan açılmak istiyordu. Girit’in Feniks limanına ulaşıp kışı orada
geçirmeyi umuyorlardı. Güneybatıya ve kuzeybatıya dönük bir yerdir burası.
13 Güney rüzgârı esince, amaçlarının
gerçekleştiğini sanarak, demir alıp Girit kıyısı boyunca yol yapmaya
koyuldular.
14 Ama çok geçmeden karadan esen kuzeydoğu
kasırgası bastırdı.
15 Gemi dalgalara kapılıp rüzgâra karşı
boğuşmanın olanaksızlığı anlaşılınca, kendimizi sürüklenmeye bıraktık.
16 Klavda adlı küçük bir adanın rüzgâr altı
yanını aşarken geminin filikasına güçlükle sarılabildik.
17 Filikayı yukarı çekerek tüm gemiyi alttan
güçlendirmesi için halatlar bağladılar. Sirtis’e* çarpmaktan korkarak yelken
takımlarını indirdiler; böylece sürüklenip gittiler.
18 Korkunç fırtına üzerimize saldırıyordu.
Ertesi gün gemideki yükü denize boşaltmaya başladılar.
19 Üçüncü gün de kendi elleriyle geminin
takımlarını attılar.
20 Günlerce ne güneşi, ne de yıldızları
gördüler. Fırtına tüm hızıyla direnişi sürdürdü. Sonunda bizim için kurtulma
umudu tümden yitirildi.
21 Uzun süre ağızlarına hiçbir şey
koymamışlardı. Bunun üzerine Pavlos ortalarında durup, “Arkadaşlar” dedi. “Beni
dinlemeliydiniz; bu yıkımı, bu zararı başınıza getirmemek için Girit’ten
açılmamalıydınız.
22 Ama şu anda yürekli olmanızı öğütlerim.
İçinizden hiçbirinin canına bir zarar gelmeyecek; yalnız gemi kaybolacak.
23 Çünkü bu gece, bağlı olduğum ve kendisine
ruhsal hizmet sunduğum Tanrı’nın bir meleği yanımda durup,
24 ‘Korkma Pavlos’ dedi. ‘Senin Kayser’in
karşısında durman gerekiyor. İşte onun için Tanrı seninle gemi yolculuğunda
bulunanların tümünü sana bağışladı.’
25 Bu nedenle yüreklenin arkadaşlar. Çünkü
benim Tanrı’ya imanım vardır; her şey bana bildirdiği gibi olacaktır.
26 Ancak bir adaya bindirmemiz gerekiyor.”
Kara
Görünüyor
27 Adriyatik Denizi’nde sürüklenmemizin on
dördüncü gecesi, gece yarısı sularında, gemiciler bir karaya yaklaştıklarını
anladılar.
28 Denizin derinliğini ölçtüler ve yirmi kulaç[Bir kulaç: 1.78 metre]
olduğunu gördüler. Biraz daha ilerledikten sonra yeniden denizin derinliğini
ölçtüler; on beş kulaç olduğunu gördüler.
29 Kayalıklara bindirmekten korkuyorduk. Bu
nedenle kıçtan dört demir attılar ve günün doğması için dua ettiler.
30 Gemiden ayrılmak amacıyla filikayı denize
indiren gemiciler, baş taraftan demir atacak gibi davrandılar.
31 Pavlos yüzbaşıya ve askerlere, “Bu adamlar
gemide kalmazsa siz kurtulamazsınız” dedi.
32 Bunun üzerine askerler filikanın iplerini
kesip onu salıverdiler.
Kurtuluş
Kesinleşiyor
33 Günün doğuşundan önce Pavlos herkese yemek
yemelerini öğütledi. “Bugün on dördüncü gündür” dedi, “Ağzınıza bir lokma ekmek
koymadan, sinirleriniz gergin, bekliyorsunuz. Tümden besinsiz kaldınız.
34 Bu nedenle yemek yemenizi öğütlerim. Çünkü
kurtuluşunuz için gereklidir bu. Hiç kimsenin başından bir tek kıl
yitirilmeyecektir.”
35 Pavlos bunları söyledikten sonra ekmek aldı;
herkesin önünde Tanrı’ya şükran sunmanın ardından parçalayarak böldü ve yemeye
başladı.
36 Hepsi de yüreklendi ve yemeye katıldı.
37 Bizler -gemideki canların toplamı- iki yüz
yetmiş altı kişiydik.
38 Gönüllerinin özlediği kapsamda yemek
yedikten sonra buğdayı denize boşaltıp gemiyi hafiflettiler.
39 Gün doğunca karayı tanıyamadılar. Kumsallı
bir koy gördüler; gemiyi oraya yanaştırıp yanaştıramayacaklarını
düşünüyorlardı.
40 Demirleri toplayıp denize salıverdiler. Bu
arada dümenlerin bağlarını gevşettiler; gabya yelkenini rüzgâra açıp kumsala
doğrulttular.
41 Ama gemi karşıt akımlı* bir yere düştü ve
baştan kara ettiler. Geminin baş tarafı saplanıp kımıldanmaz oldu, kıçı ise
dalgaların gücünden parçalanmaya başladı.
42 Hiçbiri yüzerek kaçamasın diye, askerlerin
amacı tutukluları öldürmekti.
43 Öte yandan Pavlos’u kurtarmak isteyen
yüzbaşı onların bu amacına engel oldu. İlkin yüzebilenlerin gemiden atlayıp
karaya çıkmaları için buyruk verdi.
44 Geriye kalanlara gelince kiminin bir tahta
parçasına, kimisinin de geminin başka bir parçasına sarılmasını önerdi. Böylece
herkes sağ salim karaya çıktı.
Pavlos’un
İmanı Kanıtlanıyor
BÖLÜM 28
1 Kurtulduktan sonra, adanın Malta olduğunu
öğrendik.
2 Yerliler bize görülmemiş insanlık
gösterdi. Ateş yaktılar, hepimizi ağırladılar. Çünkü yağmur yağıyordu, hava da
soğuktu.
3 Pavlos bir deste çalı çırpı toplayıp ateşe
attı. Sıcaktan kaçan bir engerek yılanı onun eline sarıldı.
4 Pavlos’un elinden zehirli yılanın
sarkıldığını gören yerliler birbirlerine, “Kuşku yok, bu adam bir katil!”
dediler. “Denizden kurtulmasına karşın Hak onun yaşamasına izin vermedi.”
5 Ama Pavlos zehirli yılanı ateşe attı ve
başına hiçbir kötülük gelmedi.
6 Yerliler Pavlos’un şişmesini ya da bir
anda düşüp ölmesini beklediler. Ne var ki, uzun süre bekledikten sonra ona
hiçbir şey olmadığını görünce, düşüncelerini değiştirip onun bir tanrı olduğunu
zannettiler.
Pavlos
Hastaları Sağaltıyor
7 Bu yörede ada başkanının çiftlikleri
vardı. Adı Publius olan bu adam bizleri kabul etti ve üç gün süreyle
konukseverlik göstererek ağırladı.
8 Publius’un babası yüksek ateşten
yanıyordu. Dizanteriye tutulmuş, yatağa düşmüştü. Pavlos onu görmeye gitti.
Sağlığı için dua yükseltti, ellerini üstüne koyarak onu iyi etti.
9 Bundan sonra adadaki başka hastalar da
Pavlos’a gelip sağlığa kavuştu.
10 Bu insanlar bizlere armağanlar sunarak saygı
gösterdi, denize açıldığımızda da tüm gereksinimlerimizi karşıladılar.
Pavlos
Roma’ya Ulaşıyor
11 Aradan üç ay geçti. Adada kışlamış -İkiz
Oğullar armasıyla donatılmış*- İskenderiye’ye bağlı bir gemiyle denize açıldık.
12 Sirakuza’ya uğradık, orada üç gün geçirdik.
13 Buradan sonra dolaşarak Regium’a ulaştık.
Ertesi gün bir güney rüzgârı esti, ikinci gün Puteoli’ye vardık.
14 Orada kardeşler bulduk. Aralarında yedi gün
geçirmemiz için yalvardılar. En sonunda Roma’ya vardık.
15 Oradaki kardeşler bizlere ilişkin bilgi
alınca, bizi karşılamak için Appius Forumu’na* ve Üç Taverna’ya* kadar
geldiler. Pavlos onları görünce Tanrı’ya şükranlarını sundu, yüreklendi.
16 Roma’ya girdiğimizde Pavlos’a kendisini
gözaltında bulunduran askerle birlikte kalması için özel izin verildi.
17 Aradan üç gün geçince Pavlos Yahudiler’in
ileri gelenlerini çağırdı. Onlar toplanınca, “Kardeşlerim” dedi. “Ben ne halka,
ne de atalarımızın törelerine karşı bir suç işledim. Yeruşalim’den tutuklu
olarak Romalılar’ın eline teslim edildim.
18 Onlar soruşturmayı yaptıktan sonra beni özgür
bırakmak istediler. Çünkü ölümü gerektirecek hiçbir davranışım olmadı.
19 Ama Yahudiler karşı çıkınca, Kayser’e
başvurmak zorunda kaldım. Yoksa kendi ulusuma karşı hiçbir suçlamada bulunmuş
değilim.
20 Bu nedenle sizleri görmek ve sizinle
görüşmek istedim. Çünkü İsrail’in umudu yüzünden ben şu zincirle bağlıyım.”*
21 Onlar şöyle yanıtladı: “Biz Yahudiye’den
seninle ilgili ne bir mektup aldık, ne kardeşler arasından buraya gelen biri
bizlere herhangi bir şey anlattı, ne de sana karşı kötü bir söz konuştu.
22 Kaldı ki, biz senin düşünceni öğrenmeyi
uygun görüyoruz. Bu partiye gelince, her yerde ona karşı konuşulduğunu
biliyoruz.”
23 Pavlos’a bir gün ayırdılar. Büyük bir
topluluk onun konuk kaldığı yere geldi. Pavlos onlara Tanrı hükümranlığını
anlattı ve sabahtan akşama dek İsa’ya ilişkin tanıklıkta bulunarak Musa’nın
ruhsal yasasından, peygamberlerden kendilerine kanıtlar gösterdi.
24 Söylenenlere kimi inandı, kimi imansızlık
gösterdi.
25 Birbirleriyle anlaşmazlığa düşünce
ayrıldılar. Pavlos onlara son bir söz söyledi: “Kutsal Ruh Yeşaya peygamber
aracılığıyla atalarınıza çok doğru söylemiştir:
26 “‘Git bu halka bildir, Ha bire
dinleyeceksiniz ama bir şey anlamayacaksınız, Ardı ardına göreceksiniz ama bir
şey kavramayacaksınız.[Yeşaya
6:9,10]
27 Çünkü bu halkın yüreği yağ tuttu, Kulakları
iyi duymaz oldu. Gözlerini yumdular; Gözleriyle görmesinler Kulaklarıyla
duymasınlar, Yürekleriyle anlamasınlar diye. Dönmesinler de ben kendilerini iyi
etmeyeyim diye.’
28 “Sizlerce bilinsin ki, Tanrı’nın bu
kurtarışı uluslara gönderilmiştir. Onlar dinleyecek.”[Mezmur 67:2; 98:3]
29 [Pavlos bunları söyleyince Yahudiler
ayrıldı, kendi aralarında yoğun tartışmaya giriştiler.] [Bu ayet bazı Kutsal Kitap Çevirilerinde bulunmakla birlikte,
birçok Yunanca elyazmasıyla uyumlu olan Westcott ve Hort’un Yunanca metnine
alınmamıştır.]
30 Pavlos’a gelince, tam iki yıl kiraladığı
evde yaşadı ve yanına gelen herkesi kabul etti.
31 Tanrı hükümranlığını yayıyor ve önlenmeden,
yüreklilikle Rab İsa Mesih’e ilişkin konuları öğretiyordu.
ROMALILARA MEKTUP